Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

“Ilımlı İslam” politikası revize mi edilecek?

“Ilımlı İslam” politikası revize mi edilecek?

Ne Türkiye ile, ne de Türkiyesiz.

Hatta ne AK Parti ile ilgili, ne de AK Partisiz.
Dahası, Ne Erdoğanla, ne de Erdoğansız..
Kilitlenip kaldılar..
Hani AB ile ilişkiler kopma noktasına gelmişti. Fasıllar açıldı!
Türkiye’yi AB’ye alacaklar mı? Bu sorun artık bu saatten sonra Türkiye’nin değil Avrupa’nın derdi. Kendileri bilirler..
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda şoke edici açıklamalarda bulunan Almanya Başbakanı Angela Merkel’den sıcak açıklamalar geldi. Merkel şimdi, Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili olarak “Ahde vefalıyız ancak gelişmeler bekliyoruz” dedi.
İslam’a karşı havuç mu, sopa mı? Bir de ne olacak şu ılımlı İslam politikası.. Buraya kadar bir şekilde geldi, ama bundan sonrası yok..
Bu iş böyle gitmeyecek de, peki bundan sonra ne olacak? Geri dönüş mümkün mü, ya da bu iş nereye kadar böyle gidecek?
Bir de PKK meselesi var..
PKK ne olacak? Aza koysan dolmuyor, çoğa koysan almıyor! Bu işler batılıların ellerinde patlıyor artık..
Bu işler cin toplamak gibidir. Toplamak o kadar zor değil, ama dağıtmak zordur..
Bu yapılar örgütlenirken, belli bir zaman içinde belli hedeflere ulaşılması ön görülüyordu. Evdeki hesaplar çarşıya uymayınca kilitlenip kaldılar..
Bu işler böyle ilanihaye sürüp gidemez..
Bu işler Bumerang gibi. Atarsınız, hedefi vuramazsanız dönüp size vurabilir..
Ilımlı İslam, Kürt meselesi, Alevi meselesi, Kemalist proje ve daha bir çok proje masada duruyor. Sonuçta gideceği yeri bilmeyen kaptana hiç bir rüzgar fayda sağlamıyor. Batı pusulasını şaşırdı.
Batı şimdiye kadar belli bir merkez tarafından yönetiliyordu. AB-ABD ayrışması ve Sovyetler’in dağılması, Çin’in Komünizmden kopması ile dünya dengeleri altüst oldu..
Batı tek ses değil artık.. Ve hedef ülkelerde bu farklı seslerin herbirinin ayrı bağlantıları var. Batılılar hedef ülkeler üzerinde, kendi aralarında örtülü bir savaş sürdürüyorlar..
Batının bu kendi iç hesaplaşması hedef ülkelerdeki hesaplaşma içinde bazı gerçeklerin dışa sızmasına sebep oluyor. Yani derin yapı deşifre oluyor..
Batılıların korkuları umutlarından büyük bu gün! Yokuşaşağı koşar gibi gittiklerinden duramıyorlar da.. Hata yapmaktan çok korkuyorlar. Çünki bedeli çok büyük olacak. Bir de öteki kanatlar hep birlikte üstlerine saldıracak.. Herkes bu kötü gidişe bir günah keçisi arıyor.. Bu iş biraz da suçluluk psikoloji ile şecaat gösterisine dönmüş durumda. Herkes ötekinin projesinin niye geçersiz olması gerektiğini söylüyor. Kimse yüksek sesle kendi taleplerini ortaya koymuyor..
Evdeki hesapları çarşıya uymuyor, eskisi gibi. Eskiden bir şey söylediklerinde, söyledikleri için o iş öyle oluyordu.. Yoksa iddiaları bir kehanet içermiyordu. Uluslararası sistem emir veriyordu ve oluyordu. Sonra da bu durum bir öngörü gibi empoze ediliyordu..
CNN İnt. in gezi olayları ile ilgili günboyu süren yayını aslında böyle bir şeydi..
Aslında kürt meselesi ve Ilımlı İslam politikası eş zamanlı tek paket içinde değerlendirilen politikalar. Alevi meselesi de aynı paket içinde..
Şimdi batılı stratejistler, gelecek için ön görüde bulunmaktan çekiniyorlar.. Çünki ön görülemiyor. Daha doğrusu malum güçler, ortak bir görüşe sahip değiller. Öyle olunca da ne ileri gidebiliyorlar, ne geri çekilebiliyorlar. Bulundukları zemin ise çok güvenli değil, aksine riskli.
Bu belirsizlik, giderek ilgili ülkelerin sadece dış politikaları açısından bir sorun olarak kalmıyor, iç politikalarına da yansıyor ve kendi aralarında, blok içi sorunlar olarak ayrıca farklı bir anlam kazanıyor..
Bana kalırsa Kürt meselesi, Ilımlı İslam meselesinden daha kolay çözülecek bir hadise.. Türkiye modeli ılımlı İslamcılık tecrübesi, tüm İslam dünyasına modellenmek istenen bir mesele idi. Dolayısı ile çok daha geniş bir coğrafyayı ve çok daha büyük bir nüfusu ilgilendiriyor.. 100 yıl önce çizilen sınırların yeniden çizilmesi, rejimlerin yeniden şekillendirilmesi, iktidar yapısının yeniden şekillendirilmesi kolay bir iş değil. Kürt meselesi, Suriye meselesi bu büyük dosya içinde küçük fasıllar olabilir ancak.. Bu sürecin asıl belirleyici unsuru İslam’dır..
Bu dinin sahibi Allah’tır. Birileri bunu kabullenmek istemese de hüküm O’nundur! Allah dilerse, kafirleri bile dinine hizmetkar kılar. Kurgulanan oyunları bozar.
Şimdi bu süreçte ne ileri gidebiliyorlar, ne de geri! Yaşanan krizler biraz da bundan kaynaklanıyor.
Bu süreçte birileri yeryüzünde ilahlık ve Rablik taslayan güçlerin yanılmaz-yenilmez olduğuna inandıkları için, yaşanan olayları bir haddini bilmezlik, çılgınlık, dünyayı tanımamak olarak görüyorlar..
Evet, biz dünyayı onlar kadar bilemiyor olabiliriz. Yeni yeni öğreniyoruz. Güç ve servet sahiplerimizin de dünyayı tanıdıkça dizleri titriyor titremesine be yahu, bu adamlar dini, özellikle de din-i mübin-i İslam’ı hiç mi hiç bilmiyorlar..
Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi