Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Darbe-i Mısır

Darbe-i Mısır

Mısır’da darbe olmuş…

Demek oluyor ki, Gezi Parkı olaylarını darbeye taşımak isteyenler, burada yapamadıklarını Mısır’da yaptılar…
Eminim organizasyon ve yönetim merkezi aynıdır. Özünde de İsrail’i rahatlatmak vardır.
Neticede Firavun’un çocukları, Müslüman çoğunluğun iktidarını yıktı…
Görüntü bu, ama her şey görüntüden ibaret değildir, ihtilalin kendi çocuklarını nasıl yediğini de göreceğiz. Zira kuraldır: İhtilal kendi çocuklarını yer!
 “Bizim Ergenekon” çetesi on yılı aşkın süreden beri “dindar iktidar”a katla-anırken, “Mısır Ergenekonu” dindar çoğunluğun iktidarına bir yıl bile katlanamadı…
Bu da Türkiye’nin her şeye rağmen demokraside aldığı mesafeyi işaret ediyor.
Her ne kadar tüm imkânlarını kullanarak iktidarın altını oymaya çalışıyorlarsa da, etkili olamıyorlar.
Çünkü ekonomik göstergeler iyi. Dünyadaki krize rağmen, Türkiye kalkınmaya devam ediyor.
Muhammed Mursi, bunu başaramadı. Zaten bir yıl içinde ekonomik göstergeleri iyiye çevirmesi, tam anlamıyla mucize olurdu. Politikacıların elinde sihirli değnek yok. Doğru, ama muhaliflerinin eline koz veren hatalar da yaptı: Mesela söylemleriyle Hıristiyan nüfusu (14 milyon civarındadır) dışladı, İhvan-ı Müslimin’e dâhil olmayan Müslüman dindarları (ki onların katılımıyla yüzde 51 oy alarak cumhurbaşkanı seçilmişti) küstürdü, demokratik kurumlara işlerlik kazandıramadı, sivil-asker bürokrasinin direnişini kıramadı; bir bakıma cemaat yönetir gibi devlet yönetmeye kalktı…
Yine de bunlar darbeye gerekçe olamaz. Halkın getirdiğini askerin değil, halkın götürmesi lâzım.
İktidarları halk getirir, halk götürür.
Bunun dışındaki gelişler ve gidişler, hangi gerekçeye dayanırsa dayansın, gayr-i meşrudur.
Mısır’da milli irade çöpe atılmıştır…
Halka değer verilmediği gösterilmiştir…
Çünkü geri kalmış ülkelerde önemli olan askerdir. Onlar kendilerini dev aynasında görürler. Herkesten daha üstün, daha özel olduklarını düşünürler…
Böyle yetiştirilirler.
Merak ediyorum: Mısır ordusunun iç hizmet yasasında da bir 35. madde var mıydı acaba? Şu, “Cumhuriyeti koruma-kollama” maddesi…
Bizde yıllardan beri var… Darbelerin gerekçesini oluşturdu yıllar boyu… Şimdi kaldırılıyor, ama önemli olan zihinlerde bunu kaldırabilmek, kafalardan silebilmektir.
Darbe, geri kalmışlığın göstergesidir ve hiçbir sorunu çözmez…
Bizim geçtiğimiz ve attığımız köprülerden Mısır yeni yeni geçiyor. Mesela 12 Mart 1971 askeri müdahalesi sonrasında bizde denenen “teknokratlar hükümeti”ni onlar da deniyor.
Kırk yıllık CHP’li Nihat Erim, askerlerin isteği doğrultusunda Başbakan yapılmış ve bir “teknokratlar kabinesi” kurması istenmişti. Bugün Atilla Karaosmanoğlu (Amerika’dan getirilerek ekonomiden sorumlu devlet bakanı yapılmıştı) dışında, hiçbirinin adını hatırlamıyorum. Onu hatırlamama sebep de, ekonomiye çekidüzen vermesi değil, “Ortak Pazar (şimdiki adı AB) seviyesine ulaşmamız için 2359 yıl geçmesi gerekiyor” demesidir.
Tabii hiçbir sorun çözülemedi, ortalık daha beter karıştı, “teknokrat hükümet” de çekip gitti. Kural şudur: Hiçbir siyasi sorumluluğu olmayan hükümetler hiçbir köklü çözüm üretemezler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi