Serdar Arseven

Serdar Arseven

Kur’an ve biz!..

Kur’an ve biz!..

“Allah ve Resûlü’ne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız  da kuvvetiniz gider.” (Enfal 8/46)


Birlik Vakfı iftarında, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Meclis Başkanvekili Sadık Yakut, Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ahmet Bilgin, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları ile aynı masayı paylaştık.
Aramıza Birlik Vakfı camiasının duayeni,  Eski Kültür Bakanı İsmail Kahraman da geldi.
Sohbet güzeldi.
“Birlik Vakfı’nın bütün Müslümanlara kucak açmaya çalışan örnek bir sivil toplumu örgütü olduğunu” söyledim.
Muhterem İsmail Kahraman devam ettirdi:
“Hep böyle olmalı. Müslümanlar birbirleri ile çekişmemeli. Müslümanlar kardeştir. Müslümanlar birlik halinde hareket etmelidir. Değil mi ki kıblemiz bir!..”
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da dedi ki: “Birlik Vakfı; bu isim çok önemli. Kimseyi dışlamamayı, bu memleketin her ferdini eşit görmeyi ilke edinen bu kardeşlerimizin gayretleri her türlü takdirin üzerindedir. Allah milletçe birlik ve beraberliğimizi daim kılsın.”

Hayatımızın anlamı, Ramazan’da ortaya çıkıyor. Ne büyük rahmet; bugünlerde dostlar bir araya geldiğinde, Kur’an-ı Kerim okuyor, İlahi mesajlar üzerinde tefekkür ediyor, sünnet, hadis hep bunlar konuşuluyor.
Günümüz Müslümanı ile Kur’an-ı Kerim’deki Müslüman arasındaki mesafenin niçin bu kadar açık olduğu üzerinde fikirler serdediliyor. Üslubumuzu tartışıyoruz, tüketim ahlâkını, helâl kazancı, haramdan korunmanın yollarını, üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri söyleyen Müslüman gruplarının niçin birbirlerine düştüklerini…
Bir ay evvel böyle miydi?..
Ramazan’da böyle, Ramazan bittiğinde eski halimize mi döneceğiz?..

Şu ayet: “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin ve Allah’tan korkup-sakının; umulur ki esirgenirsiniz.” (Hucurât 49/10)

Ayet hükmü bu ve bugün Müminler arasında pek çok anlaşmazlık var…
“Anlaşmazlıklara” nasıl müdahale edilir ve din kardeşlerinin arası nasıl düzeltilir?..
Tefekkür.

Müslümanlardan bir bölümü köşeyi biraz döndüğünde, makamı biraz yükselttiğinde mümine karşı şedit, Müslümanlara düşmanlık yapan kâfire karşı ise müşfik oluyor…
Olması gereken ise tam tersi:
“Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) Kendisi’nin onları sevdiği, onların da Kendisi’ni sevdiği, mü’minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise ‘güçlü ve onurlu,’ Allah yolunda çaba harcayan ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah’ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.   (Maide 5/54)
“Muhammed, Allah’ın elçisidir. Ve onunla birlikte olanlar da kafirlere karşı zorlu, kendi aralarında ise merhametlidirler. Onları, rüku edenler, secde edenler olarak görürsün; onlar, Allah’tan bir fazl (lütuf ve ihsan) ve hoşnutluk arayıp-isterler. Belirtileri, secde izinden yüzlerindedir. (..)”  (Fetih 48/29)

Yüce Allah (C.C.), mümine karşı müşfik, Müslümanlara düşmanlık yapan kâfire karşı ise şedit olmamızı emrediyor.
Meselenin bir tarafı böyle.
Öbür tarafta da “Hilm ve Teenni”ye davet eden ayetler var.
Mesela: “Onlar, hem bolluk hem darlık zamanında servetlerinden bir kısmını Allah için harcarlar. Kızdıkları zaman öfkelerine hakim olurlar ve kendilerine karşı kusurlu olan insanları bağışlarlar. Allah iyilik yapan, dürüst ve fedakar kullarını sever.” (Âl-i İmrân 3/134)

Şu Hadis-i Şerif de çarpıcı: “Allah kullarına karşı son derece lütufkâr, sevecen ve şefkatlidir. Onların da nazik, yumuşak huylu ve sevecen olmalarını ister.  Sert, kırıcı, kaba davrananlara vermediği dünya ve ahiret nimetlerini, kolaylık gösteren nazik ve yumuşak davranan kimselere verir.”

Yüce Allah (C.C.) yerine göre şedit yerine göre müşfik olmayı emrediyor. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin ifade ettiği gibi mesele, “muvazene ve muhakeme” meselesi.

İlle de tefekkür!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi