Serdar Demirel

Serdar Demirel

Bir nüfuz casusu olarak “Demokrasi”

Bir nüfuz casusu olarak “Demokrasi”

Genelde Ortadoğu’da özelde de Mısır’da meydana gelen olaylardan hareketle Batı’nın insan hakları, fikir hürriyeti, halk iradesinin masumiyeti gibi konularda çifte standart sergilemesi geniş halk kitlelerini öfkelendirmektedir. Batı’nın bir ‘demokrasi münafığı’ olduğu bilinse de durum değişmiyor.  

Doğrusu Batı, demokratik sistemi kendi içinde başarıyla uygulamaktadır. Bununla iç siyasi istikrarını sağlamakta, askerleri ve bürokrasiyi seçilmiş sivillerin kontrolünde tutmakta, iktidar siyasi partiler arasında dönem dönem el değiştirmektedir. Çok kanlı bir siyasi tarihe sahip olan Batı’nın tarihî sorunlarına çözüm için bulabildiği en iyi siyasi sistem demokrasidir.
Bu, Batı demokrasinin ayıplarının olmadığı manasına gelmez elbette. Meselâ ABD’de seçmenlerin önüne sunulan adayların nasıl belirlendiği, güç merkezlerinin bundaki rolü ve halkın iki partiden başka bir seçeneğinin olmaması gibi konular sorgulandığında bu kolayca anlaşılır. Ancak bütün kusurlarına rağmen Batı demokrasisi ‘Beyaz Batılı’ için kendi içinde tutarlı işlemektedir denebilir.
Başta Müslüman dünyası olmak üzere diktatörlük, krallık ve askerî rejimlerle yönetilen dünya ise anlaşılır sebeplerle kendi kronik siyasi meselelerine Batı demokrasisini bir çözüm olarak görmektedir. Batı da bu algının kök salması için epey uğraş vermektedir.
Çünkü Batı için demokrasi sadece bir yöntem meselesi değildir. Demokrasi, üzerinden kültürel çıkartmalar ve askerî operasyonlar yapılan etkili bir araçtır. Batı’yı taklit eden toplumlar her nasıl oluyorsa sonuçta Batı’nın her sahada ürettiklerinin tüketicisi konumuna mahkum olmaktadırlar. Bunun da ayrıca tartışılması lâzım.
Demokrasiyi kendi değerlerini empoze etmekte bir casus kılan Batı, teorik olarak demokratik yöntemlerle halkın iradesini iktidara yansıtmak isteyen halkları desteklemesi gerekir. En azından mantıksal kurgu bunu gerektirir. Ancak vaka itibarıyla algı ve olgu çelişmekte ve Müslüman dünyanın hayâl kırıklığı da bu zeminde yaşanmaktadır.
Demokrasi şampiyonu Batı, demokrasinin kendi çıkarlarına hizmet etmediğini gördüğü ülkelerde kralları, diktatörleri ve askerî rejimleri desteklemekte bir beis görmez. Körfez krallarıyla müttefik olabilirken halkın hür iradesiyle seçtiği Mısır’da darbeyi destekleyebilmektedir.
Bir diktatör veya bir kral Batı’nın ulvî çıkarlarına ters hareket ettiğinde ise o zaman da demokrasiyi bu aykırı kişiyi terbiye etmek için bir araç olarak kullanmaktadır. Bu meyanda Saddam Hüseyin’i hatırlayabilirsiniz.  
Batılı siyasiler, “demokrasi sadece Beyaz Batı’ya has bir yönetim şeklidir” diyen kimi Batılı düşünürler kadar dürüst olmasa da ortaya koydukları siyaset olarak bundan başkasını da söylemezler.  
Sözün özü, Batı; Müslüman dünyada demokratik, katılımcı, özgür ve müreffeh bir toplum istemiyor. Çünkü ortaya çıkan siyasi ve iktisadi sonuçlar onların bencil çıkarlarıyla örtüşmüyor. Oryantalizm boşuna İslam ve demokrasi bağdaşmaz propagandası yapmıyor. Zira Batı’nın İslâm dünyasında neden askerî darbeler yapabileceğini kendi halkına anlatması gerekir.
Mısır’daki dört başı mamur askerî darbeye darbe diyemedi Batı demokrasisi. Mısır asker ve polisinin sivillere yönelik katliamına da katliam diyemedi. Bunu Batı’nın Gezi protestoları sırasında polisin kullandığı yönteme verdiği tepkiyle kıyaslandığınızda; insan hakları, halkın iradesi gibi sloganların operasyonal araçlar olarak bize karşı nasıl kullanıldığını görürsünüz. Algıda seçici davrandığı gibi olguda da seçici davranıyor Batı.  
Müslüman dünya iktidarın yolu olarak sandığı işaretlerken Batı ise demokrasiyi rafa kaldıran askerleri müttefik olarak işaretliyor. İslâm’ı referans alan siyasi yapılara demokratik yöntemlerle de olsa iktidara gelmeyi haram kılıyor.
Velhâsıl Müslümanları haklarını almak için şiddete zorluyor. Yani tuzağa. Müslümanlar ne bu tuzağa düşmeli ne de haklarından vazgeçmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Serdar Demirel Arşivi