Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

BM, NATO, İİT, Arap Birliği vs.

BM, NATO, İİT, Arap Birliği vs.

BM Güvenlik Konseyi’nin, 12 Eylül’ün beşli çetesinden hiçbir farkı yok aslında..
BM’nin kuruluşu, 1. ve 2. Dünya savaşından sonra dünya ölçekli, milyonlarca insanın ölümüne sebeb olan bir darbenin ardından darbeyi gerçekleştirenlerin oluşturdukları, darbecilerin kurdukları düzenin devamlılığını sağlayacak, statükoyu sağlayacak bir örgüttür! ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya’dan oluşan bu beşli çetenin Kenan Evren çetesinden farkı yok. Aslında Kenan Evren çetesinin görevi, bu büyük çetenin Türkiye masası komiserliğinden ibaret..

Soğuk savaş, 5’li çetenin çıkarlarını korumak için, adına “kontrollü bunalım stratejisi” dedikleri, onların deyimi ile sisteme baş kandıranları oyalamak ve ezmek için “iti ite kırdırma” projesi idi..

Bugünki, ekonomik ve siyasal sistem, rejimler, sınırlar ve iktidar yapıları büyük ölçüde bu sistemin ürünüdür.. Norm hukuk dedikleri, bu uluslararası sistemi korumak için oluşturulan hukuk düzeninin çerçevesini çizer..

Fukuyama onun için bu düzene “Tarihin sonu” diyordu.
Artık bunun geri dönüşü yoktu ve dönüşüm sistem içinde bir revizyon şeklinde olacaktı..
Komünizm çökmüştü.. AB kurulmuştu! Bilim ve teknolojideki, özellikle ulaşım ve bilişimdeki gelişmeler yeniden yapılanmayı kaçınılmaz kılıyordu.. Çete içinde farklı görüşler vardı.. Hatta çeteyi oluşturan yapıların da kendi içinde farklı görüşleri vardı.. Bu iç rekabet yeni bir dünya savaşına ya da medeniyetler arası çatışmaya dönmeden, çetenin işbirliği ile yeniden yapılandırılmalı ve sisteme yönelik teditler el birliği ile ortadan kaldırılmalı idi..
Yeşil tehlike ve ılımlı İslam, işte böyle bir endişenin sonunda ortaya çıktı..
Terör aslında bu derin yapının ürettiği bir şey..

Kayıtdışı ekonomi, kayıtdışı siyaset, media, mafia, sermaye, siyaset, bürokrasi, STK’lar, dini bazı yapılar büyük ölçüde bu yapı tarafından yönetilmeye çalışılıyor. Finansal hareketler bu merkezlerin işi.

Aslında BM, uluslararası derin devletin görünen bir aracı, aygıtı. Dünya Bankası, IMF, UNESCO da buna bağlı yapılar..

200’den fazla devlet olunca, blok kontrol için o blok içindeki ülkeleri denetleyecek yapılar da gerekiyordu..

İİT işte böyle bir yapı.. Bu kadar olay oluyor, toplanamaz bile. Çünki bunlar, adında İslam olduğuna bakmayın, İslam’ı ve Müslümanları temsil etmiyorlar. Müslüman ülkelerin başına dikilen siyasi emellerini yabancıların siyasi emelleri, şahsi çıkarlarını çok uluslu şirketlerin çıkarları ile tevhid eden, işbirlikçilerden oluşuyor. Dolayısı ile kendilerine izin verilmediği takdirde kıllarını bile kıpırdatamazlar..

Arap Birliği de öyle. Bunların içinde yine, en çok sesi çıkan Afrika Birliği oldu. Çok fazla üyeleri var, çoğunun kaybedecek fazla bir şeyleri yok!

Bugün BM büyük ölçüde ABD’nin kontrolünde bir ülke.. 1.5 milyar nüfusu ile en büyük temsil kabiliyetine sahip tek ülke. Çin’i çıkarsanız diğer 4 ülkenin nüfusu 750 milyon cıvarında..

Mesela İslam dünyası burada temsil edilmiyor, Afrika temsil edilmiyor.
Uluslararası sistem, hemen her alanda örgütlenmiş vaziyette..
Evet, evet Dünya Beş’den büyüktür..

Tamam dünyanın gelirinin nerede ise yarısı ABD’nin, geri kalan yarısının yarısı Avrupa’nın, geri kalan yarısının yarısı Çin ve Japonya’nın, geri kalan yarısı ise hepimizin.
Tamam bütün İslam ülkelerinin GSMH Almanya kadar bile değil, ama Almanya değil, bütün Avrupa bir Yunanistan’ı bile kurtaramıyor..
Sistemde tıkanıklık var ve bu derin yapı deşifre oldu.

Çin ve Hindistan nerede ise dünya nüfusunun yarısına sahip ama ikisinin sahip olduğu toprak 170 milyonluk bir Rusya’nın yarısı kadar.. Hindistan’ın nüfusu 1.2 milyar, ama Hindistan’ın sahip olduğu toprak, 1,5 milyarlık Çin’in sahib olduğu toprağın yarısı kadar bile değil.

“Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa/Bir kişiye 10, 10 kişiye bir pul!”
Bu kanlı ve kirli oyun artık can sıkmaya, kabak tadı vermeye başladı.
Liberalizm, demokrasi, sosyalizm, bu kanlı mirasın ve düzenin katlettiği insanların cesetlerinin üzerine örtülen büyülü ve kutsal bir örtü idi sanki!
Dünyanın jandarmalığına, demokrasinin komiserliğine soyunan BM’nin kendisinin yönetimi demokratik değil ki! Bu sahtekârlık. Bu bir aldatmaca..

Erdoğan bu tartışmayı başlattı diye canları sıkılıyor, öfkeleniyorlar..
Mısır ve Suriye’de yaşanan olaylar sırasında nasıl aceze bir örgüte dönüştüğünü gördük.. Artık BM elverişli bir sorun çözücü araç değil, bizzat sorun kaynağı olan kirli bir yapıya dönüştü..

BM de değişecek, İİT de Arap Birliği de!
Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi