Ayhan Demir

Ayhan Demir

Türkiye, İzetbegovic’ten desteğini çekiyor (mu?)

Türkiye, İzetbegovic’ten desteğini çekiyor (mu?)

Dünyanın en karmaşık yönetim sistemlerinden birine sahip olan Bosna Hersek, 3 Ekim 2010’da, Cumhurbaşkanlığı Üçlü Konseyi’nin yeni temsilcilerini belirlemek üzere sandık başına gitti.

Boşnaklar, seçimlere oldukça parçalı olarak katıldılar. Haris Silajdzic, Bakir İzetbegovic ve Cemaludin Latic gibi Türkiye’nin yakından tanıdığı birçok isim seçin yarışına katıldı.
Türkiye, seçim sürecinde, dönemin Cumhurbaşkanlığı Üçlü Konseyi Boşnak Üyesi Haris Silajdzic’i açık bir şekilde destekledi. Haris Silajdzic de, seçim propagandasını “Türkiye’nin desteği benden yana” mesajı üzerine inşa etti.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçimlere kısa bir süre kala Bosna Hersek’e giderek, bu desteği açıkça dile getirdiler. Ne var ki, hakkındaki yolsuzluk ve adam kayırma iddiaları sebebiyle, Silajdzic seçimleri kaybetti. Zaten bir önceki yerel seçimlerde önemli güç kaybına uğrayan Silajdzic’in partisi ZaBiH, son yerel seçimlerde aldığı çok düşük oy oranıyla, siyaseten varlığını sonlandırdı.

Boşnak seçmenler için bir diğer önemli aday, Bosna-Hersek’in kurucu Cumhurbaşkanı rahmetli Alija İzetbegovic’in oğlu Bakir İzetbegovic idi. Bakir İzetbegovic, rahmetli Alija’nın partisi SDA’nın adayı olarak girdiği seçimlerde, ipi önde göğüslemeyi başardı.
Verilen tüm desteğe rağmen Haris Silajdzic’in seçilememesi, bizi olmasa da, Türkiye’deki bir çok kişiyi şaşırttı. Bosna Hersek-Türkiye ilişkileri mecburen rutin bir seyre girdi. Allah’tan Türkiye Cumhuriyeti yetkili makamları, kısa sürede hatasını anladı.

Cumhurbaşkanlığı Üçlü Konseyi’nin yeni Boşnak üyesi Bakir İzetbegovic ile yeniden iletişime geçilerek, ilişkiler geliştirildi. Başbakan Erdoğan’ın, rahmetli Alija üzerinden inşa ettiği yeni yol büyük ölçüde başarılı oldu. Karşılıklı iyi niyetli yaklaşımlarla, iki ülke arasındaki ilişkiler Silajdzic döneminden daha iyi seviyeye geldi.

Ne var ki, geçtiğimiz günlerde Bosna Hersek’in en yüksek tirajlı gazetesi Dnevni Avaz’da yer verilen, “BH Cumhurbaşkanlığı Üçlü Konseyi Boşnak Üyesi Bakir İzetbegovic’in, Türk hükümetinin Bosna Hersek’e sağladığı 100 Milyon Euro’luk krediyle ilgili bazı sıkıntılar sebebiyle, Erdoğan’ın siyasi desteğini kaybettiği” yönündeki iddialar, kafaları karıştırdı.
Dnevni Avaz’ın haberi Saraybosna Büyükelçiliğimiz tarafından yalanlandı. Fakat ‘ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ derler. Bosna Hersek’te, 2014 yılında Parlamento seçimlerinin yapılacak olması, “Türkiye, yeniden Bakir İzetbegovic’i desteklemekten vazgeçmiş olabilir mi” sorusunu akıllara getiriyor. Bu sorunun yanıtını ilerleyen günlerde hep birlikte göreceğiz.

SAYIN DAVUTOĞLU’NA AÇIK ÇAĞRI
Türkiye, her ne kadar bir Balkan devleti olsa da, bu coğrafya üzerine fikir beyan eden isimler noktasında büyük bir boşluk yaşıyor. Balkanlara dair kalem oynatan isimlerin büyük çoğunluğu da, o coğrafyadan Türkiye’ye göç etmiş ya da eğitim için buraya gelmiş kimseler. Ve maalesef, geldikleri ülkenin sınırlarını aşan, Balkanlara dair genel bir bakıştan yoksunlar.

Balkanları tanıyan, bilen ya da bu coğrafyanın ruhunu yakalayabilen diplomat noktasında da büyük bir açık var. Dışişleri Bakanlığı’nın, tayin edildiği bölgeyi iyi bilen uzmanlaşmış diplomat eksikliğini gidermek adına, personeline Balkan siyaseti, tarihi ve ekonomisi ile ilgili eğitim aldırması bu açığın en önemli bir işareti. Eğitim programı dahilinde ders veren Birgül Demirtaş’ın, “Artık halkın içerisine karışabilecek diplomatlara ihtiyaç var” sözünün altı da mutlaka çizilmeli.

Nereye varmak istiyoruz? İşte, somut bir örnek..
Bosna Hersek’in Dnevni Avaz gazetesinin haberine göre, Bosna Hersek’e birkaç ay öncesinde gelen Saraybosna Büyükelçiliği Basın Müşaviri Ergin Luma, yukarıda bahsettiğimiz haber dolayısıyla bu gazeteyi arıyor. Yüksek ses tonuyla, elçiliğin basın açıklamasını kast ederek, ‘’Bunu niye yayımlamıyorsun be?’’ dedikten sonra ağza alınmayacak bir küfür ile telefonu kapatıyor.

Bosna Hersek basınında geniş yer bulan bu skandal davranış, Sayın Luma’nın ilk vukuatı değil. Daha önce de, bölgede büyük bir saygınlığı olan Anadolu Ajansı ve diğer basın kuruluşlarının mensuplarına karşı yakışıksız tavırlar sergilediğine dair birçok duyumlar almıştık.

Bu vesileyle, Sayın Davutoğlu’na açık bir çağrıda bulunmak istiyoruz: Somali’deki Türk Büyükelçiliğine yönelik saldırıda yaralanan polislerimizi ziyaret ederek, Kur’an-ı Kerim ve ay yıldızlı bayrağımızı hediye ettiniz. Bu çok anlamlı bir davranıştı. Temsil ettiği ay yıldızlı bayrağın hakkını vermekte zorlananlar hakkında da, gereğini yapacağınızı umut ediyoruz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Demir Arşivi