Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Özgürlük havariliği yapanlar

Özgürlük havariliği yapanlar

“Bir anne olarak korkularım her gün artıyor. Çocuklarımızı bekleyen tuzaklar çekici hale getirilerek gençlerimiz özendiriliyor. Geçtiğimiz aylarda, İstanbul’un merkezinde gerçekleştirilen eşcinsel yürüyüşü ve eşcinselliğin toplumun kabulleri arasına yerleştirilmeye çalışılması çocuklarımla ilgili endişelerimi arttırıyor. Eskiden eşcinseller kendilerini bu kadar afişe edemezlerdi, şimdi artık çok rahatlar hem de kokuşmuş hayatlarını özendirmeye çalışıyorlar. Her annenin benim yaşadığım kaygıları taşıdığını biliyorum o yüzden bu konunun vahametini ifade eder ve gençlerimizi bilgilendirirseniz seviniriz” (Muradiye Ç)

Eşcinsellik meselesi, toplumun ahlak, maneviyat ve kimliğini dejenere etmenin ve yozlaştırmanın yollarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Uzmanlar “pek azı müstesna, büyük bir kısmı tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık” ifadesi ile konuya açıklık getirseler de, eşcinselliğin özgürlük olduğunu savunan ya da ben eşcinselim diye ortaya çıkanlar, bunun fıtri bir zenginlik olduğunu düşünüyor ve savunmaya geçiyorlar. Son yıllarda, cinsiyet değişimi ile ilgili haberlerin magazin dünyasında kendine yer bulması ve olayın özgürleşme bağlamında tekrar tekrar ele alınması masum bir vakıa olarak görülemez görülmemelidir. Çünkü bu zihniyetlerin asıl maksadı, bu tür olayları sıradanlaştırarak toplumun ahlaki bütünlüğünü bozmak ve çocuklarımızı ait olmadıkları bir kültürün içine sığdırmaya çalışmaktır.

Sağlıklı nesillerin ortaya çıkabilmesi için sağlıklı ailelerin inşa edilmesi ve desteklenmesi şarttır. Zira İslam ferdin sağlıklı bir aile ortamında büyümesini ve aileyi oluşturan kadının ve erkeğin fıtratlarına uygun davranmalarını tavsiye etmektedir.

Son yıllarda eşcinsellerin evliliği, kimlik edinme girişimleri, toplum içinde kabul görmeleri, evlatlık edinmeleri sık sık gündeme gelerek müslüman toplumlar bu kokuşmuş hayatın içine çekilmeye çalışılıyor. Bu tür propagandalarla akıl ve vicdani sapmalara bizlerin saygı ve hoşgörü ile bakmamızı bekliyorlar. Dinimiz bizim nasıl yaşamamız, nasıl düşünmemiz ve nasıl hareket etmemiz gerektiğini ilkeleri ile ortaya koymuş ve yaşama dair hiçbir belirsizliğe yer bırakmamıştır. Yani nasıl ki, ırkçılığı, militarizmi, hırsızlığı, cinayeti, alkol ve şiddeti tasvip etmiyorsak, pornografiyi, cinsel sapmaları da hiçbir şekilde tasvip edemez ve kabullenemeyiz. Bu konuda cinsel sapkınlık lobisi insan ruhunu ve bedenini ifsad edici tutumu ile bu toplumda kendine kalıcı bir yer bulabileceği hevesine kapılmasın… Bu toplumda dini, itikadi ve ahlaki değerlerini savunacak ve sahip çıkacak az da olsa bir topluluk her zaman karşılarında bulacaklardır.

Günümüzde sağlıklı çocuklar yetiştirmek ve çocukları topluma kazandırmak oldukça müşkül hale gelmiştir. Aileler, “biz İslami çizgi üzere yetiştiriyoruz dışarı çıktıklarında bozuluyorlar” diye yakınıyorlar. Sağlıklı bir çocuk yetiştirmek iğne ile kuyu kazmak kadar zor olsa dahi en büyük sorumluluk yine aileye düşüyor. Aileler çocukların kimlik oluşumu sürecinde, fıtratlarına uygun olmayan eğilimlerini fark ettiklerinde hiç vakit kaybetmeden doktora gitmeli ve yardım almalıdırlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Fatma Tuncer Arşivi