Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Siyaset ahlakı

Siyaset ahlakı

Ne meclis ama.. Açıldığı günden beri meclise bir elin parmak sayısı kadar katılan milletvekili var.. Partisini de söyleyeyim, CHP’li. Hani hak-hukuk, emek diyen CHP.. Sözkonusu vekil, aynı zamanda bir sanatçı..

Her seferinde bir rapor, bahane bulunuyor..
Rapor dediğim, kımıldarsa ölür raporu, hani şu yargıdan kaçırmak için Haberal için kullanılan yöntem! Bu işi yapanlar da “gezici doktorlar” olsa gerek.. Oysa mazeretsiz beş oturuma katılmayanların üyeliği düşer.. Peki vekilin üyeliği düşüyor mu? Düşmez. Niye, mazereti var çünki.
Bu kadar çok mazeretiniz varsa niye vekil olursunuz? Vekilliği bitsin, sağlığı da düzelir..
Siyaset ahlakı diye bir şey varsa, bunun da o cümleden değerlendirilmesi gerekir.. Bu işi yapan değil, bu işi görmezden gelen, koruyanların da bu işe ortak olması gerekir.
Milletvekillerinin meclisteki performansları o izleniyor ya.. Meclis performansı diyince kaç oturuma katılıyor, kaç teklif kaç soru önergesi sunuyor filan..
Adam dostlar alışverişte görsün kabilinden, oturuyor, kendi bölgesindeki tüm köylerin isim listesini çıkartıyor ve tek tek, her biri için ayrı ayrı, o köyle ilgili yatırım planı olup olmadığını soruyor. Bilmem kaç yüz soru önergesi. O kadar yazışma..
Hani sonra bunları alacak, ve sizin meselenize sahip çıktım diye, mavi boncuk dağıtır gibi kahvehanede, bunların fotokopisini vatandaşa dağıtacak ve diyecek ki, bakın gördünüz mü, sizin köyünüzle ilgili bir plan yok.. Ya hu, bu iş belediyelerin, Valiliğin, ilgili bakanlıkların bütçesi içinde değerlendiriliyor. Köy bazında bir planlama yok. Ama vatandaş ne bilsin. Bu hükümet bizi adam yerine koymuyor, bizimle ilgili bir planları yok diyecek.
Milletvekili de böylece siyaset yapmış olacak! Bunu yapan da CHP’li.
Hani sorsa, “Şu bölgedeki köyleri içine alan mücavir alanda yapılacak yatırımlarla ilgili olarak il, ilçe çapında yapılacak yatırımlar hakkında bilgi istiyorum” sayfalar dolusu tek bir cevap alacak. O zaman da halkı kandıramayacak..
Bu açıkgözler yaptıklarından utanmıyorlar mı? Millet bunları yutuyor mu sahi!
Meclis görüşmelerini izliyor musunuz? Grub adına, gündem dışı ya da kendi adına olsun, maddelerle ilgili konuşmalar olsun, gerçekten yürekler acısı.. Ayıp ya hu! Özellikle CHP’li üyelerin konuşmalarını dinleyin. Laf olsun, torba dolsun..
Yıllar önce bir dostum anlatmıştı.. CHP milletvekilliği, yazarlık, STK yöneticiliği yapmış bir adam mahkemeye gidiyor.. Söz sırası kendine gelince adam başlıyor konuşmaya. İktisad, siyaset, hukuk, sanat, felsefe, bilimsellik, çevre. Hakim tebessüm ederek dinlemeye devam ediyor.. Yarım saat dinliyor. Adam konuşmasını bitirince. Hakim: “Sizi büyük bir dikkatle ve zevkle dinledim ama, bütün bu anlattıklarınızın dava ile ne ilgisi var?” diye soruyor..
Kanunun son maddesi: “Bu kanunu bakanlar kurulu yürütür ya da filan bakanlık” şeklinde bir madde bu. Adam grub adına söz alıyor ve sözü dambaşında saksağan vur beline kazmayı dercesine, Erdoğan’ın kızına getiriyor, eşine getiriyor ve süreyi aşıyor.. sözünü bitiremiyor..
Şecaat arzedeyim derken, ne duruma düştüklerinin farkında değiller sanki. Kendileri ne söylerken, dinleyenlerin bundan ne anladığını hesaba katmıyorlar.. Yazık, ayıp, günah ya hu!
Hani konu ile konuşanın da söyledikleri üzerinde düşünülmüş, çalışılmış, ayağı yere basan şeyler değil genellikle. AK Parti ne diyorsa, onun tersini söyleyerek işi götürmeye çalışıyorlar.. İnternette küçük bir araştırma bile konuyla ilgili nasıl büyük bir bilgi eksikliği içinde olduklarını görmeye yeter.. Zaten söylediklerinin bir kısmı, bilgi içermiyor. Kaba demagojiler, sataşmalar.. Bir kısmı basit farklı şekilde yorumlanan istatistiki bilgiler. Analiz hemen hemen hiç yok.. Tehdit, meydan okuma faslında gidiyor..
CHP’lilerin tek yaptıkları bu sanki! Hani şu katkıyı sağlayalım, şöyle olursa daha iyi olur değil..
İyi örgütçüler. Bir konuda meclisteki engellemeden başarılı olamıyorlarsa, sendikaları, odaları nasıl sokağa çekeriz, hemen onu düşünüyorlar.. Bir başka grub da hemen Anayasa Mahkemesi’ne koşuyor.. Bu rutin bir iş onlar için..
Haddinden fazla şiddetin gayedeki hikmeti yokettiğini, sürekli istemek ve sürekli eleştirmenin dinleyenleri yorduğunu, inanılır ve işin ciddiyetini sulandırdığını görmüyorlar mı, görmek mi istemiyorlar bilmiyorum.. Huzursuz, hırçın, polemikçi, kavgacı, sürekli kışkırtan, suçlayan, sadece “Hayır” diyen, kendi çözümleri konusunda kendi içlerinde de bir görüş birliği sağlayamayan..
CHP’liler, AK Parti’ye muhalefet etmeseler, kendi aralarında kavga ederler. Sanırım AK Parti’ye yönelik bu agresif muhalefeti, kendi içlerindeki birliği sağlamak için kullanıyorlar. AK Parti’yi bir dış tehdit, Resmi ideoloji ve resmi tarihi bir iç dayanak merkezi haline getiriyorlar.. AK Parti’yi kendi varlıklarına bir tehdit gibi göstererek tabanlarını bu korku ile kendi şemsiyelerinin altında tutmaya çalışıyorlar..
Birilerinin CHP’liler bu işin kabak tadı vermeye başladığını söylemesi gerek ve demek gerekir ki: Keskin sirke küpüne zarar verir! Kocaman bir parti içinde herkesin uçmuş olduğunu söylemek bana kolay gelmiyor. Bu yanlışı görenler niye susuyor, onu da bilmiyorum.. CHP böyle giderse, onun muhalefete ihtiyacı yok, kendi hakkından kendisi gelir.. Böyle bir CHP iktidar için can sıkıcı olsa da, bazan bir şans olarak gözükebilir. CHP’nin bu hırçın ve öfkeli tavrından tabanlar bile, tek başına iktidarı ayakta tutmaya yetebilir.. Selam ve dua ile.. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
12 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi