Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

11 Nisan 2013

11 Nisan 2013

Bu sütunu takip edenler, “Maliye’den Koç’a trilyonluk kıyak” içerikli yazılarımızı hatırlayacaktır.

En ufak bir ceza, vergi borcu gibi durumlarda vatandaşın, küçük esnafın yakasına yapışan Maliye Bakanlığı’nın, vergi rekortmeni Koç’ların TÜPRAŞ’ına 7 yıldır kullandıkları devlet taşınmazı için trilyonluk kira faturasını kesmediğini yazmıştık.

(O Koç Grubu ki, 28 Şubat sürecinde Refahyol'a; son Gezi olaylarında da AK Parti Hükümeti'ne dolayısıyla milletin iradesine karşı ne gibi tertipler içinde yer aldı malum... Koç’un Divan Oteli örneğin, Gezici provokatörler için polisten saklanma evi gibi çalışmıştı…)

Devletin buradaki kaybı, rekortmen Koç’ların 2012 yılı içinde devlete ödedikleri vergi miktarlarından daha fazlaydı, bunu dert edinip, şöyle demiştik:

Sayın Mehmet Şimşek, şeker fabrikalarını biran önce satmanın planlarını yapacağına, Koç’un 7 yıldır kaçak kullandığı devlet malına sahip çıkmalı…”

En son Maliye Bakanlığı resmi bir açıklama yaparak, 2006’da özelleştirilip Koç’a satılan TÜPRAŞ’a Kocaeli Körfezi’nde kullandığı 44.826 metre kare Hazine taşınmazı için yıllık kira bedeli kestiklerini, aksi yöndeki iddialarımızın “yalan” olduğunu bildirmişti!

Bakanlık hatta bizi “yalan yazdığımız” için “kamuoyunun vicdanına” havale etmişti.

Geçtiğimiz hafta “madem öyle” deyip Bakanlığa,

2006’dan bu yana Koç’ta olan TÜPRAŞ’a kullandığı dönümlerce deniz yüzeyi için kestikleri kira faturasının miktar ve en önemlisi “tarihini” sorduk.

 

Sorumuza iki gün cevap düşünen Bakanlık, ısrarımız üzerine o miktar ve “tarihi” açıklamak zorunda kaldı.

Değerli okurlar bu “tarih”, Maliye Bakanlığı’nın yalanlamasının mı yoksa bizim mi yanlış bilgi aktardığımızı; yani hangimizin yalan bilgilerle kamuoyunu yanlış yönlendirmeye çalıştığımızı çok net ortaya koyuyor.

İşte o tarih:

TÜPRAŞ, Koç’a 2006 yılında satıldı. Fakat bu tarih 2006’ya ait değil.

Hadi ilk yıl, prosedürler vs. ancak diye düşünülebilir.

Ama 2007 de değil.

(Dairenizi biri kullanıyor, görüyorsunuz bunu ama kontrat yapıp, kira ücreti talep etmiyorsunuz…Şahıs, ister kira alır ister bedava oturtur, kim karışır. Peki ya devlet için bu mümkün müdür? Sözkonusu Koç Grubu ise mümkünmüş meğer!)

“2008’dir o zaman” dediğinizi duyar gibiyim.

Maalesef değerli okurlar; Koç’un TÜPRAŞ’ına kullandığı dönümlerce deniz yüzeyi için 2008 yılında da kira faturası düzenlememiş Maliye.

2009 sanmayın, o da değil.

2010’da da fatura kesilmemiş.

2011, 2012 de değil.

Değerli okurlar,

Koç’un TÜPRAŞ’ına Maliye tam 7 yıl sonra, yani konuyu gündeme getirdiğimiz bu yıl içinde kira faturası kesmiş. Bizzat kendilerinin açıklamak zorunda kaldığı kira işleminin tarihi, 11.04.2013.

Korkarım ki, bu fatura da bizim iteklememizle kesilmiş!

Şöyle:

2013 başında geldi bu bilgi bize.

Maliye’nin ilgili birimlerine ulaşmaya çalıştık, teyid için.

Sorularımız geçiştirilip, cevapsız bırakılıyordu.

“Ancak toparlıyorlardır” düşüncesiyle aklımıza olumsuz bir şey getirmeyip, beklemeye devam ettik.

Ama baktık zaman geçiyor, Maliye’den halen ses yok…

Lafı eveleyip gevelemeye; geçiştirici cevaplarla bizi oyalamaya devam ediyorlar…

Kaynağımıza da olan güvenle “Maliye’den Koç’a kıyak” diye yazdık.

Anlaşılan bu süreçte uyanmışlar veya başka hesaplar sonucu Koç’un TÜPRAŞ’ına, 7 yıl sonra kira faturasını kesmişler.

Sonra da çıkmışlar “yalan yazdığımızı” söylüyorlar, utanmazlar.

Gelelim kiranın miktarına.

Değerli okurlar, bahse konu yazılarımızda, aktardığımız çok önemli bir bilgi daha vardı.

Burası için TÜPRAŞ’a yıllık metre karesi 40 TL’den yaklaşık 3.5 milyon TL kira bedeli biçen 26.07.2011 tarihli bir Müfettiş Raporu bulunuyordu.

Fakat Bakanlık tarafından işleme konulmamıştı.

Ve bir başka rapor: 

16.09.2011 tarihli bu Müfettiş Raporu’nda da sözkonusu alana metre karesi 35 TL’den yıllık yaklaşık 3 milyon TL kira bedeli biçiliyordu.

Ama bu da işleme konulmamıştı.

Yazılarımız bu bilgileri de içeriyordu.

Maliye’ye yalan olan “yalanlaması”nın ardından, kira bedelini de sorduk.

Gelen cevaba göre,

7 yıl sonra yani 11.04.2013’te kesilen kira faturasında, 2011 yılı içinde düzenlenen bu raporlardan daha düşük değer biçen rapor tercih edilmiş.

TÜPRAŞ’a kullandığı 44.826 metre kare devlet taşınması için metre karesi 35 TL’den kira bedeli kesilmiş.

Bakanlığın bize gönderdiği cevabın ilgili kısmı aynen şöyle:

“Konu hakkında inceleme yapan Maliye Uzmanları tarafından düzenlenen 16.09.2011 tarihli Basit Rapor’da adı geçen Şirket tarafından kullanma izni talep edilen alanların ilk yıl kullanma izni bedellerinin m²’si 35.-TL olması gerektiği bildirilmiştir… İlk yıl(2006) için tespit edilen toplam 3.168.500.-TL bedel karşılığında kullanma izni/ön izin verilmesi Bakanlığımızca 11.04.2013 tarihinde uygun görülmüş olup…”

Metre karesine 40 TL değer biçen 26.07.2011 tarihli Müfettiş Raporu dikkate alınmamış nedense?

Değerli okurlar,

Maliye’nin cevabından aktarmak istediğim bir nokta daha var ki, bizi bir kez daha doğruluyor.

Açıklamaya göre, 11.04.2013 tarihli kira işleminde Koç’un TÜPRAŞ’ına geçmiş döneme ilişkin de fatura kesilmiş.

Şöyle deniliyor:

“Söz konusu alanlara ilişkin geçmiş dönemden kaynaklanan kullanıma ilişkin olarak ise tahakkuk ettirilen toplam 11.313.081,51.-TL ecrimisil bedelleri ve ön izin bedeli TÜPRAŞ tarafından ödenmiş ve bu alanlara ilişkin ön izin sözleşmesi imzalanmıştır.”

Ve açıklama şu cümle ile son buluyor:

“Yazınızda belirtildiği üzere TÜPRAŞ’a kira ücretinin düzenlenmesi için yedi yıl beklenilmesi gibi bir durum söz konusu olmayıp… İlgili Valilikle (Defterdarlık) yazışmalar yapmak ve bedel yönünden konunun incelettirilmesi suretiyle, işlem tesis edilmiştir.”

Demek istiyorlar ki, valilik yazışmaları ve bedel tespiti ancak yapılabildi!

7 yılda yani!

Pişkinliğin bu kadarına pes doğrusu.

Değerli okurlar,

Malum iktidar partisi kurulduğu ilk günden “garip gurebanın yanında yer almayı” kendisine hedef belirlemiş, en önemli farklarından birinin bu olduğunu söylemiş…

Bu sözü ağzından düşürmeyen Lideri Sayın Erdoğan bu anlamda gerek duruşuyla gerekse icraatlarıyla pek çok adım atmıştır.

Ancak…

TÜPRAŞ benzeri olaylar bu duruşa halel getiriyor; pek çok hayırlı hizmete gölge düşürüyor.

Son olarak “ehliyet parası” olayında da görüldü ki (Patronların 1.7 katrilyonluk kumar cezasını silmesi olayı hele…), Hükümet’in en önemli icracı bakanlıklarından biri olan Maliye’de ciddi bir sorun var!

Hükümet ne kadar başarılı olursa olsun, iyi yönetilemeyen bir Maliye ile gelir dağılımındaki makas daraltılabilir mi, halkın refah seviyesi artırılabilir mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi