Faruk Köse

Faruk Köse

“İnançlı Nesil” için...

“İnançlı Nesil” için...

Daha önce de, mesela geçtiğimiz yıl partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda, “dindar bir nesil yetiştirmek istiyoruz” demişti. Şimdi yine söyledi. Malatya’da konuşan Başbakan Erdoğan, “İnançlı bir nesil yetiştirmek istiyoruz” dedi.

Bir Başbakan’ın çıkıp böyle açık ve net bir şekilde “inançlı nesil yetiştirmek istiyoruz” demesi, diyebilmesi çok önemli. Özellikle de “inançsızlık” üzerine kurulu, “İslam inancını imha” üzerine bina edilmiş “Laik-Kemalist Türkiye Cumhuriyeti”nde bu daha da önemli. Böyle bir cümlenin Başbakan seviyesinde kurulabilmesi, gerekli ve yeterli düzeyde olmasa da, artık bir şeylerin değişmeye başladığının işareti.
Ancak bunun sadece “istemek”ten ibaret kalmaması, icra edilmesi lazım, değil mi? Bunu yapacak olan da tabiî ki Hükümet. Yani artık “istiyoruz”da kalmamalı, “yapıyoruz” ve “yaptık”a dönüşmeli.
Asıl önemli olan, “değişimin niteliği.” Bu kapsamda, “İnançlı Nesil” için neler yapılması gerektiğine, “İnançlı Nesil”in hangi nitelikleri taşıması lazım geldiğine dair biz de birkaç kelam etmek istiyoruz.
Eğer inançlı nesil istiyorsak, bunun için “ne gerekiyorsa” yapmak ve “bir an evvel” yapmak lazım. Evvelâ, bu inancın “hangi inanç” olacağına karar verilmeli. İstenen inanç nedir? Herhalde İslam olmalı, değil mi? O halde “İslam inancına uygun bir gençlik” yetiştirilmek isteniyorsa, bunun için “bazı kapıların açılması, bazılarının da kapatılması” lazım.
Mesela; neslin “İslam İnancı”nı olduğu gibi öğrenmesinin ve o “inancın gereklerine uygun bir hayat”ı yaşayabilmesinin kapıları ardına kadar açılmalı. Çünkü “yaşanmayan inanç”, bir süre sonra “yaşanan hayat”a göre biçim alır ve yozlaşır; ortada “İnançlı Nesil” de kalmaz.
Yine, neslin “İslam İnancı”nı öğrenmesine ve “İslam’a göre bir hayat”ı yaşamasına mani olan, tezat teşkil eden bütün kapıların kapatılması gerekir. Bu kapsamda, nesli tuzağına düşürmesi muhtemel olan her türlü fuhşiyat, müskirat, şirkiyat, cahiliyet, küfriyat vb. kapıları kapatılmalı; “günah merkezleri” imha edilmeli, “kurumsal ve hukuksal” değişiklikler bir an önce yapılmalıdır.
“İnançlı Nesil”, neye, niye ve nasıl inandığını; ne istediğini, ne yaptığını, nereye gittiğini, nerede duracağını bilen, “inancının hudutları”ndan haberdar; “hür düşünce”li, “özgür beyin”li olmalı. “İnancının kaynakları”na vâkıf olmalı, “akıl”ını kullanabilmeli, “beyin”ini çalıştırabilmeli. “İnandığı değerler”i doğrudan “Kur’an”dan ve “Sünnet”ten alabilmeli. Bu nesil, birileri tarafından “Biçimlendirilmiş/Gösterilen İnanç”la değil, “Vahyedilen İnanç”la inanmalı. İnançları “Küresel Şer Odakları”nın İslam’ı biçimlendirmek için ürettikleri değerlere göre değil, Kur’an ve Sünnet’e göre biçimlenmeli.
“İnançlı Nesil”ler “cehalet”le değil “bilgi”yle yüklenmeli ve “ilim”le hareket etmeli. “Menfi manipülasyonlar”a ve “kullanılma”ya karşı “duruş sahibi” olmalı. “Kurmalı robotlar” gibi değil, “özgür iradeli” olmalı.
“İnançlı Nesil” için, toplum ve özellikle de gençlik, “Laik-Kemalist rejimin/sistemin baskıları/baskılamaları”ndan kurtarılmalı. Edebli, ahlâklı, bilgili, kültürlü, cesur bir gençlik yetiştirilmeli; ahlâksız, saygısız, korkak, tırsak, ezgin, yılgın, pısırık bir gençlik değil. Bunun için lazım olan bütün sosyal, siyasal, idari, hukuki, iktisadi ve diğer gereklilikler sağlanmalı.
“İnançlı Nesil” için her türlü “sosyal, kültürel ve psikolojik hastalıklar”ın tedavi edilmesi lazım. Bu nesil “duygusal bakımdan yeterli” ve “özgür iradeli” olmalı.
“İnançlı Nesil”, anlama, algılama ve anlatma özürlü olmamalı. Yapılanları, duyduklarını, gördüklerini “soran/sorgulayan”, “kayıtsız şartsız itaat etmeyen”, “zulme rıza” göstermeyen, zalime boyun eğmeyen, “haksızlıklar karşısında susmayan”; haktan, hukuktan, adaletten, özgürlükten yana “adil bir nesil” olmalı. Karanlığa karşı “sürekli aydınlık için” ışık yakabilmeli.
“İnançlı Nesil” sadece vahye tâbî olmalı, “hurafeci nesil” olmamalı. Hocasına veya liderine bağlı olmalı, ama hocasını veya liderini Rab edinmemeli. Körükörüne itaat değil, “En Yüce”ye itaat için, “ne kadar alçak varsa” hepsine isyan edebilmeyi bilmeli. “İnançlı Nesil”in, mutlaka “Örnek Kur’an Nesli” olan Sahabe gibi yetiştirilmesine gayret edilmeli.
“İnançlı Nesil” aynı zamanda “bilim”in, “sanat”ın, “teknoloji”nin, “düşünce”nin, “akıl”ın gereğini, değerini ve önemini bilmeli. Vahyin hudutları dahilinde bunlarla donanmış olmalı. Geçmişinden haberdar, köklerine sımsıkı bağlı, ama geleceğe dönük, vizyoner ve aksiyoner bir nesil olmalı.
“İnançlı Nesil” inancını kalbine gömüp vicdanına hapsetmemeli; inancının gereği neyse, onu yaşayabilmeli. “İnançlı Nesil” yetiştirmek isteyen, o neslin, inançlarını hayatın bütün alanlarında yaşayabileceği ortamı da hazırlamalı.
 “İnançlı Nesil” için “Laik-Kemalist rejim/sistem”in değiştirilmesi lazım. Bu yönde adımlar atılmadan, değişim tamamlanmadan böyle bir neslin yetişmesi mümkün olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Faruk Köse Arşivi