Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Hakkı veren Allah’tır

Hakkı veren Allah’tır

Hz Peygamber, Medine’de ortak bir yaşam felsefesi oluşturmuş ve “Medine Sözleşmesi” ile buradaki azınlık halkın canlarını mallarını dini hayat ve tatbikatlarını koruma altına almıştır. Allah’ın Resülü, Necranlılarla yaptığı anlaşmada ise, bölge halkının mallarının din ve cemaatlerinin koruma altında olduğunu vurgulamış ve haklarına riayet etmiştir. Hz Ömer, Kudüs’ün fethinde Hıristiyan halka verdiği emanda buradaki insanların dinlerini değiştirmeleri noktasında zorlanmayacağını belirtmiştir. Çünkü dinimiz fert ya da cemiyetin haklarını bir bütün olarak koruma gayreti içinde olmuş ve ilkeleri ile bunun çerçevesini çizmiştir. Zira hak kişiye Allah tarafından verilmiştir ve korunmalıdır.

Bugün geldiğimiz noktada ise müslüman kadının temel haklarından biri olan başörtüsü serbestliği dahi verilmiş büyük bir lütuf olarak görülüyor ve tartışmaların zirvesine oturuyor. Zira bu topraklarda yıllardan beri Müslüman kadının örtüsü, inancı ve yaşantısı zorbaların baskılarına maruz kalmış ve bu kadınlar sekülerleştirilmeye zorlanmışlardır.

Başörtüsü serbestisi ile ilgili yapılan tartışmalara göz attığımda, olaya her kesimin kendi zaviyesinden baktığını gördüm:

Ulusal çevrelerin konuya yaklaşımı, eski bağnaz uygulamalara olan özlemlerini çağrıştırıyor. Soyut düşünceye geçememiş bir çocuğun kurgularını andıran hezeyanları ile başörtüsünün zaman içinde peçeye dönüşebileceğini ve bunun da okullarda ve kamu kuruluşlarından ayrımcılığa yol açabileceğini ifade ediyorlar.

Kimi çevreler ise başörtülü hanımların artık sekülerleştiğini ve kamuda başörtüsü ile yer alma hakkına sahip olsalar da bunda bir beis görülemeyeceğini zira başörtüsü takan bir çok hanımın İslam’ın diğer ilkeleri konusunda zayıf kaldığını ifade ediyorlar.

Başörtü konusunda belli meslek gruplarına kısıtlama getirildiğini dolayısıyla bu konuda tam bir özgürleşmenin sağlanamadığını ifade edenler de var ki, bu gerçek manada bir hürriyetin gerçekleşemediğini gösteriyor. Zira bir kişi, başörtüsü ile eğitimci olabileceği gibi polis de olabilmelidir. Aksi takdirde başörtü sorununun tamamen ortadan kalktığını düşünmek mümkün olmaz…

Medyada kendine yer bulan herkes konuyla ilgili ahkâm kesmeye devam ediyor. Allah’ın bizlere bahşettiği bu hakkı büyük mesele haline getirerek ortamı germeye çalışanların çelişkileri dikkatimizden kaçmıyor. Bizim hayatımız bizim inancımız ve bizim örtümüz nedense hep başkalarının konusu olur ve başkalarının gündemini işgal eder. Allah’ın bize bahşettiği haklar adeta ademoğlu ademin bir lütfu imiş gibi görülür ve bilinir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi