‘Öz Türk Dini’, önce yasaklı sonra da kayıp kitabın başlığı. Yazarı ‘A. İbrahim’ mahlasıyla kendisini gizlemiş. Kitap 1931 yılında yazılmış ve 1934 yılında baskıya verilmiş ve Türkiye Matbaasında basılmış. Kitap bir yıl sonra da bakanlar kurulu kararıyla yasaklanmış.

Gerekçeleri arasında Müslüman Türkler arasında Cumhuriyete karşı infial ve inançsızlık oluşturmak! Esasında kitabın beklenen etkisi bu olsa da gayesi bu değil. Gayesi Türkleri, İslamiyetten soğutarak onunla hiçbir ilgisi kalmayan yeni ve ulusal bir dine yönlendirmek. Cumhuriyet rejimi kitabın menfi akislerinden endişeye kapılmış ve bundan dolayı da yasaklatmış. Kendi selameti için anlaşılabilir bir durum. Kitap yeni bir Türk tanrısı, Türk dini, Türkçe ibadet, Türkçe Kur’an vaat ediyor. Vaat edilen Öz Türk Dininde İslam, Allah, Kur’an, cennet cehennem, şefaat gibi inanç esaslarından geriye hiçbir şey kalmıyor. İslamiyet Arap kültürü etiketiyle ve yaftasıyla dışlanıyor. Kitap yasaklansa da kitabın hedefleri reform süreçleriyle ve dolaylı vasıtalarla daima canlı tutulmuş ve sürdürülmüştür. Kitap adeta, Abbasiler döneminde İslam’a karşı İran şuubiciliğini, dönmelerin etkisiyle günümüzde Türkler arasında yeni bir kalıpla ve Öz Türk Dini kalıbıyla yaygınlaştırmayı amaçlıyor. Uyduruk yeni din Kurtuluş Savaşı üzerine bina edilmek istenmiştir. Kurtuluş Savaşından yeni ve reformcu ve mütekamil bir din türetmek girişimleri, yeni atılımlara ve fasıllara sahne olmaktadır. Bunlardan birisi de Turgut Özakman ve kitaplarıydı. Bu, proje Öz Türk Dini yaftasıyla ve A. İbrahim ile başlamış ve Turan Dursun, Cemal Kutay ve Turgut Özakman gibilerle yoluna devam etmiştir. Öz Türk Dini meselesinin izini sürdüğümüzde Turgut Özakman’ın kitapları ve hedeflediği misyon bizi A. İbrahim’in kitabına götürmektedir. Nasıl mı? İşte ispatı sadedinde birkaç satır: “Aziz okuyucular! Hakikati yanlış görmeyiniz. Her şeyi olduğu gibi görünüz. Allahı hariçte aramayınız. Ben Türk milletini Türk vatanını İstiklal Harbinde bir İlah gibi gördüm, o gün Türk milletinin bir hedefe teveccüh ettiği gündü. O gün bütün kalpler aynı duygu ile çarpışıyordu, her kalp coşkundu. O gün çoluk, çocuk, kadın, kız, genç ihtiyar aynı mefkure peşinde koşuyordu. O gün Türk vatanında büyük bir mefkure, büyük bir kuvvet hakimdi. İşte o kuvvet o fazilet, o mefkure Türk benliği idi. Türk Tanrısı idi…”

*

İslam’dan bozma yeni Türk dini veya Öz Türk Dini, zeminini Kurtuluş Savaşında bazen de komutanında arıyor ve buluyordu. Turgut Özakman Can Dündar’a Mustafa Kemal’in yarı ilah haline geldiğini söylüyor. Cemal Kutay da bazı eserlerinde Mustafa Kemal’e tazim adı altında taabbüde çağırmaktadır. Herhalde Ekber Şah döneminde secde selamı (secde-i tahiyye) benzer tarihi örnekler arasında olmalıdır. Mısır’da darbe Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi Müslüman Kardeşler hareketini faşizme benzetirken bazı Temerrütçüler onun kaynağına giderek; İslam’ı, faşizmle eş tutmaktadır. Necip Fazıl Ağaç dergisini çıkarttığında Falih Rıfkı onun hakkında İslam faşisti tabirini kullanmıştır. Bu tabir daha sonra Cemal Kutay’a yadigar kalmıştır. Faşist eğilimler, otantik ve asil dindarlığı faşizm olarak damgalama ve yaftalama eğilimine girmişlerdir. Kimse ayranım ekşi demiyor. Sadece yerel dönmeler değil ayın zamanda bunların beynelmilel uzantılarından olan Michael Rubin gibilerin de AKP’yi İslam faşisti olarak damgalaması bir tesadüf eseri olabilir mi? Heyhat! Dağıtmadan, Şu Çılgın Türkler kitabı İslamiyet yerine ikame edilmeye çalışılan Öz Türk Dininin veya pozitivist dinin dolaylı propaganda araçlarından birisidir. Türklere hamlettiği bir destan üzerinden yeni bir din kuruyor. Şeyhülislam Mustafa Sabri ve Bediüzzaman’ın dikkat çektiği gibi, Çanakkale Savaşı da İttihatçıları sarhoş etmiş ve bu münasebetle kendilerinde dinde bazı reform paketleri açma cesareti bulmuşlardır. Çanakkale Savaşı reformların kalkış noktası ve dayanağı yapılmak istenmiştir. Daha sonra da Kemalist cereyan Kurtuluş Savaşını aynı gaye için kullanmıştır. Bediüzzaman Ankara günlerinde bunu müşahade eder. Dinde reformu zaferlere dayandırarak, böylece itiraz seslerini boğmak ve kısmak istemişlerdir. Zafere karşı çıkmak hainlik değil midir?

*

Turgut Özakman’ın kitabında işlenen nedir? Kitabın muhteviyatını bize A. İbrahim, Milli Din Duygusu ve Öz Türk Dini’nde özetlemektedir: “En nihayet Türk Tanrısını Türk benliğinde buldum. İşte benim en iyi ve en hakiki bir ilahım vardır. Oda: Milletim ve milliyetimdir…” Yasak kitabın müellifi A. İbrahim ‘din artık semavilikten kurtulmalı hakikati ve katiyeti ifade eden yeryüzü dini olmalıdır’ diyor. Yani kaynağı akıl değil vahiy olmalı. Allah değil beşer olmalıdır. Vahye ve peygamberlere bütünüyle karşı çıkıyor. Peygamberleri bilim adamı ve dahi olarak görüyor. Getirdiklerini vehimden ibaret sayıyor. Bu kadar da olur mu demeyin! Kitapta daha fazlası var. Ve bunlar Turgut Özakman türü adamların yazı ve kitaplarında serpilmiş olarak yaşamaktadır. A. İbrahim’in yeni Türk dini olarak takdim ettiği dinin en bariz ve temel vasıflarından birisi ilme iman etmek oluyor. Tabiatla birlikte yeni din ilme de iman ediyor. Zararı yok, eskiden felsefeye iman ederdi! Bu akım ve eğilim günümüzde Batı’da Scientology kalıbıyla yaşamaktadır ve Almanya gibi ülkelerde faaliyetleri yasaktır. Yasak veya kayıp kitabın müellifi İslamiyeti gayri milli olarak tanımlamaktadır. İslamiyete iki nedenden dolayı karşı çıkıyor. Değişmeye ve gelişmeye müsait olmayan sabit yapısı ve Arap kültürüne dayanması. Yani hem pozitivizm zaviyesinden hem de ulusçuluk zaviyesinden karşı çıkmaktadır. Bu da bizi yeni bir şuubiye veya dönmelik dinine götürür. Ve savaşlarda Mehmetçik’in artık Allah Allah yerine vatan vatan naralarıyla savaşacağını tasavvur etmektedir. Kitabın nirengi noktasını, ulus devlete ulusal bir din anlayışı teşkil etmektedir. A. İbrahim yasaklanan kitabının bir bölümünde şöyle diyor: Yabancı Arap dininin bundan böyle Türkiye’de yaşama imkanı kalmamıştır (S: 65, Derin Tarih promosyonu).

Turgut Özakman da Reşit Galip gibi devrimin militanlarından birisiydi. Öz Türk Dininin romanlarla açılımını yapan Turgut Özakman’in bir dönme olması da tesadüf addedilemez! Adamlar İslam’dan başka her türlü kalıba giriyorlar. Türklüğü onlar tanımlıyor ve yeni dinini de tarih üzerinden bir mühendislikle onlar imal ediyor!