İstanbul Bağcılar taraflarındaki bir okulda yöneticilik yapan dostumuz “Yeniden MGV- Milli Gençlik Vakfı yeniden açılıyor!” başlıklı yazımızı okumuş.
*
Kurban Bayramı’nda mekânlar örtüştü, bir araya geldik.
*
O taraflardaki okullarda acayip bir durum varmış.
“İstanbul Emniyet’i bu konularda mutlaka çalışıyordur ama bu çalışmaları bölgede fazla hissedilmiyor ya da polisiye tedbirler fazla işe yaramıyor.” dedi dost.
*
Söylenenleri özetleyecek olursak:
Okullarda derin sol örgütler aşırı etkili.
Derin Sol’un “gençlik” organizasyonu, çocukları “gezi terörüne” dahil etmek için bin türlü tezgah kurmuş.
“Kızlarını bile devreye sokmuş!” derin sol; “manita” ayakları işlemiş oralarda.
*
Bağcılar taraflarında acayip bir uyuşturucu organizasyonu var.
Bu işler için polisin de çok iyi bildiği bir “gezici esnaf (!) grubu”ndan uygun adamlar kullanılıyor.
Bağcılar esnafının kahir ekseriyeti bu durumdan rahatsız!..
*
Bu bölgedeki “tek tek sigara satan”lar özellikle takibe alınmalı.
Etrafta garip kılıklarla ve garip kızlarla dolaşan gençlerin önemli bir bölümü uyuşturucu kullanıyor…
Tespit edilmeleri çok kolay yani!..
*
Geçtiğimiz günlerde, idealist bir genç öğretmen bu işlere kafayı takmış.
Özellikle takip ettiği ve nasıl bir tezgaha düşürüldüğünü öğrendiği gençlerin aileleri ile temas kurmuş.
Çocukları birlikte izlemeye almışlar.
Boş durmayan öbür taraf da, idealist öğretmeni fena halde dövmüş!..
*
Okulda idarecilik yapan dostumuz, “Çetesi olan çocuklardan birini sınıfta bırak bırakabilirsen!” diyor.
*
İki grup çocuk varmış; bir taraftakiler habire sınavlara hazırlanıyor ve bundan dolayı da çocukluğunu, gençliğini yaşayamıyor…
Öyle başı önde, kafası testlerde bir grup.
Diğer tarafta da, “Batsın bu dünya!” moduna alınmış; tekme, tokat, bıçak, manita, sigara, tiner, uyuşturucu, her türlü belâya bulaştırılmış bir gençlik!..
“Her ikisi de yanlış; birincisi hayattan kopuk diğeri ise ‘itin kopuğun’ oyuncağı olmuş.”
*
Ellerde tablet bilgisayar olmuş olmamış, tahtalar akıllı olmuş aptal olmuş bunların sonuca tesiri yok.
Bilgisayar verileni sunar ve herkes ondan alabileceğini alır.
Çocuklara ne veriyoruz ki ne istiyoruz?..
Bir kısım kafayı yemek üzere; hafta içi beş gün okul, hafta sonu iki gün dershane; sınav, yine sınav, ohs, oks, dgs, mgs, kppppps, hds, ohase, ohşşşş!..
Kurban Bayramı’nda bile çocukların ellerinde test kağıtları…
A’ mı, B’mi, C’mi, D’ mi, E’ mi?..
Böylesine kısır bir dünya çocuğu hapsettiğimiz!..
*
Dede yok, nine yok, amca yok, dayı yok, hala yok, teyze yok.
Hayat hepimizi un ufak etmiş; 2 artı 1 konutlar misafiri bile kabul etmiyor!..
İsraf çok, masraflar çok, karı koca çalışsa, gece gündüz çalışsa, yedi gün 168 saat çalışsa yetmiyor.
Anneler babalar yorgun; çocuklarla sohbete vakit yok!..
*
Hedefte 2023 var; o gün büyük devlet olacağız da, bugünün sınav ya da tiner manyağı haline getirilen çocuğu sırtlayacak o büyük devleti!..
*
O sütü bozuk 28 Şubat sürecinde kapatılan Milli Gençlik Vakfı’nın açılacak olmasını ziyadesiyle önemsiyorum.
Hükümet, Diyanet, sivil toplum, sen, ben, anne, baba, nine, öğretmen, kim varsa seferber edelim.
Emniyet de biraz daha etkin olsun!..
Gençlik elden gidiyor!..