Kendi teleskobunu 'yontmayan' tembeldir

Kendi teleskobunu 'yontmayan' tembeldir

Dünkü Zaman, haberi şu başlıkla verdi: "Bakan Yazıcıoğlu: Gazetecileri dini konularda eğitelim". Aynı haber, Vatan gazetesinin web sitesinde şu başlıkla duyuruldu: "Bakan 'dini bütün' medya istiyor.
Diyanet'ten sorumlu Bakan Yazıcıoğlu, medyada ilahiyat fakültesi mezunlarını görmek istiyor". Her iki gazete haberin ayrıntılarında birbirine benzer bilgileri veriyorlar ama başlıklar farklı. Peki, başlığa bakıp geçen okuyucuyu yanıltacak derecede abartılı makyaja ne lüzum var?

İmamın keçisi çalındığında, "İmam keçi çaldı" diye meseleyi yamultmak modasının geçtiğini zannederdik; yanılmışız!

Benazir Butto'nun katledilmesine çok üzüldük; ülkenin normalleşmesi için Pakistan halkı inşallah daha fazla acı çekmez. Haberleri izlerken iki şey dikkatimi çekti: İlki "Benazir" ismi; "Bînazir" (yani "benzersiz" anlamına gelen) olması gerektiğini düşündüm. Anglo-Sakson kültür ikliminde daha iyi telaffuz edilsin diye bizim mânâ dünyamıza ait kelimeler yerinden uğratılınca böyle garip söyleyişler aslının yerini alıyor; internette "Binazir" imlâsını kullananlar da var; aslı nedir acaba?

İkinci husus cinayeti kimin işlediği hakkında; aradan oniki saat bile geçmeden cinayet ihâlesi, El Kaide'nin üzerinde kalınca Mahir Kaynak'ın, "bir taşla iki kuş vurdular; böylece hem Binazir'i, hem Müşerref'i tasfiye edecekler" tesbitini hatırlayıp gülümsedim.

Milliyet gazetesi, internet sitesinde "Yılın en çarpıcı uzay fotoğrafları" başlıklı bir fotoğraf gösterisi paketi sundu. Hazırlayanın eline sağlık. Işığı bile dünyamıza milyonlarca senelik gecikmeyle ulaşabilecek kadar uzaklardaki uzay cisimlerinin görüntüleri, insanın nefesini kesecek kadar nefis ve öğretici. Hayatında teleskop vizöründen bir kere bile bakamamış, hatta kırtasiye mağazalarında satılan dandik teleskoplar dışında şöyle hatırı sayılır bir teleskop bile görmemiş biri olarak, zamanın ve mekânın eğilebildiği o muazzam varlıktan ne kadar bihaber yaşayıp gittiğimizi düşünmeden edemedim.

Ufku, etrafındaki tepelerin hatt-ı bâlâsından ileriye geçemeyen o sıradan insanlardan biri olmak sıfatıyla, "yahu bu teleskop o kadar pahalı bir nesne midir ki, şunlardan okullarımıza birer tane koyamıyoruz" diye meraklanıp kısa bir internet turuna çıktım. Niyetim, şöyle elden düşme ufak teleskopların fiyatlarını öğrenmekti ama çok sevindirici bir gelişmeyle karşılaşınca, sizi de haberdar etmek istedim. Sitenin adı "atmturk.org". Bu kısaltma "Amateur Telescope Making" kelimelerini ifade ediyor. Amatör teleskop yapımı konusunda gençlere (inanmayacaksınız, hatta çocuklara) yol gösteren, bilgi veren, malzeme temin eden bu siteyi hangi kuruluşun yönettiğini bilmiyorum (bu arada sitenin çok kötü tasarlanmış olduğunu da belirtelim; âcilen düzeltilmeli); çünkü web sitesinden bu konuda bir bilgiye ulaşmak mümkün olmuyor, fakat bu faaliyete Tübitak'ın destek verdiği anlaşılıyor. İşin en güzel tarafı, Türkiye'nin herhangi bir yerinde (ilçe, belde fark etmez) yaşayan astronomiye meraklı insanların, çarşıdan temin edebilecekleri basit malzeme ile kendi teleskoplarını yapmaya başlayabilmeleri. ATMTurk sitesi'nde, pek küçük bütçelerle (mesela 100 YTL civarı) kendi teleskoplarını "yontan", "parlatan ve sırla kaplayan" gençlerin fotoğrafları yanında, işe yeni başlayanlar için temel bilgiler de sunuluyor. Bu faaliyetten henüz haberi olmayan fen bilgisi dersi öğretmenlerine ve duyarlı velilere zevkle duyurmak istedim.

Ara sıra "Bakış açısını değiştirmek" için!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi