Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Mekke, ey Mekke!

Mekke, ey Mekke!

Bugün Mekke'deyiz.. Mekke-i Mükerreme'de, Hz. Adem'in, Hz. İbrahim'in, Hz. Muhammed’in yurdunda hepsine selam olsun.. Vakit okurları ile birlikteyiz.
Bu benim Kabeyi 3. ziyaretim.. Bir Hacc ve ardından 2 umre!
Geçmişin muhasebesini yapıp, geleceğin planını yapacağız.. Hayatımıza anlam, renk ve ruh katacağız..
Ruhun arınması ile ilgilidir bu ibadet.. Rotamızın yeniden kıbleye ayarlanması..
Her nerede olursa olsun her gün 5 vakit Mekke'ye yönelir her Müslüman ve Mekke'den her yer görünür..
Burası tüm unvanların anlamını yitirdiği bir yerdir.. İnsan sadece insandır.. Türk, Arap, zenci ya da beyaz değil..
Burası Hz. İsmail'in yurdudur. Burası Hacer annemizin mekânı..
Ana yurduna döndük..
Krallar burada bir köle kadının ayak izlerine basarak yürüyorlar.. Bir ana yüreğinin çırpınışını hissedersiniz bu topraklarda.
Şeytan taşlamaya gidersiniz.. Attığımız taşlar kimi zaman döner nefsimizi bulur.. Nefsimize taht kurmuş olan, damarlarımızda dolaşan şeytanın başını yarar..
Mekke! Göğe yükselen nurdan sütunların gölgesindeki şehir!
İslâm burada nazil oldu büyük ölçüde.. Peygamberimiz burada yaşadı.. Ve biz şimdi buradayız..
Peygamberimizin içtiği sudan içeceğiz..
Tevbe ve dua, kıyam, rukû ve secde , en çok yapacağımız şey bu..
Burada İsmail'ini kurban eden bir baba ve bir annenin bize öğretmeye çalıştığı dersi ezberleyip döneceğiz..
Kabe'de her şey sembollerle doludur..
Mekke sokaklarında bir insan, bir mitoloji kahramanı gibi dolaşır. Melekler, cinler, şeytanlar.. Cebrail işte şurada duruyordu.. Şeytan işte tam da şurada.. Ebu Cehil'in ruhu sanki birilerinde yaşamaktadır ve o bir yerlerde pusu kurmuş beklemektedir.. Elleri kurumuş ebu Leheb kimbilir şimdi nerede ve ne yapıyordur? Fil ordusu şimdi nerededir dersiniz?..
Dolu dolu bir 15 günümüz var, yarısı Mekke-i Mükerreme'de, yarısı Medine-i Münevvere'de geçecek..
Medine Müdafaası’nı okudunuz mu?..
Hicaz Demiryolu'nu izlediniz mi?
Mehmet Akif'in hicaz yolculuğunu anlatan şiirini dinlediniz mi?
Medine’nin asıl adı Yesrib, biliyorsunuz.. Orayı Medine yapan, Rasûlullah'ın, “Medine Sözleşmesi” diye bilinen anlaşmasıdır.. Farklı etnik ve dinî özelliklere sahip insanlar, bir araya gelerek, bir arada yaşamanın hukuki altyapısını oluşturacak bir toplumsal sözleşme imzalamışlardı.. Mekke’deki Hilful Fudul’un (Erdemliler ittifakı) bir sonraki aşaması.. Bu sadece bir barış anlaşması değil, bir arada yaşamanın kurallarını da belirleyen bir anlaşma idi.. Pazar ve kervan yollarının güvenliği ile ticaretin geliştirilmesi ve insanların tarım ile hayvancılık faaliyetleri, seyahat güvenliğini sağlamak için Haram ayların (savaşın yasaklandığı zamanlar) korunması böylece hukuki bir güvenceye kavuş muş oluyordu..
İlk “Hukuk (Şeriat) devleti”nin kurulduğu yerdir burası..
İslâm, ilk kez, savaştığı düşmana karşı ona sınır koydu: Bir kavme olan düşmanlığımız, bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmeyecekti. Esirlere gelince; yediklerimizden yiyecekler, giyindiklerimizden giyineceklerdi. Savaştan vazgeçenlere ise eman hakkı verilecekti. Yaşlı, kadın, çocuk, hasta, savaş dışı insanlara ve mabedlere zarar verilmeyecek, dinlerini yaşamalarına mani olunmayacaktı!
Ancak böyle Medeni olunabilirdi. O zaman Medine Medine olurdu.. Ve biz o zaman Medineli olabilirdik.
Her Müslüman'ın görevi, yaşanan her toprağı Medine yapmaktır..
Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmetiydik; değil mi?
Yeryüzünün bütün açları ve mazlumları bizim yetimimizdi; değil mi?
Allah (c.c.) bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek isterdi.
Ne oldu bize?
Her biri Mekke'nin oradaki şubesi hükmünde olan camilerin kıbleleri Mekke'ye dönük olsa da, içindeki insanların yürekleri neden başka yönlere meyleder ki Allahım..
Allahım, bizi bağışla. Bize Hakk’ı hak, Batılı batıl göster, Hakk’a tâbi olanlardan eyle. Bizi, doğru yola, nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil. Bizi zalimlerin eline bırakma!..
Selam ve dua ile...
Not: Bugün Mekke’deyiz. Hakkınızı helâl edin ve dua edin...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi