Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

TIR’latmaya az kaldı

TIR’latmaya az kaldı

“Şehvet” denilen şey, sadece cinsel alanda düşünülmemeli. Politikacılarda “siyasî şehvet”, gazetecilerde “haber şehveti”, bazı yazar ve edebiyatçılarda “söz şehveti” diye bir şey vardır. Bunun hepsi de felâkettir; çünkü hepsi de körlük oluşturur. 

2014 yılına girdiğimiz ilk gün, herkes tatil rehavetine kapılmışken, akşam bütün Türkiye TIR haberiyle çalkalandı.

Önce bu TIR’ın silah dolu ve İHH yardım araçlarından biri olduğu haberi yayıldı hızlı bir şekilde. Yayılan ilk dedikoduyla haberin amacı belli olmuştu: Amaç İHH üzerinden iktidarı vurmaktı. İHH Başkanı hemen bir açıklama yaparak TIR’ın kendilerine ait olmadığını söyledi. Ama haber şehveti tatmin edilmemişti. Bu defa TIR’ın aranıp aranmaması sorun oldu.

Olayla ilgili tutanak, hemen medyaya sızdırıldı. Jandarma aramak istiyor ama mülkî amirler TIR’ın aranmasını istemiyor. Sonunda Bakan Efkan Âlâ’ya kadar dayandı iş ve o da devlet sırrı olduğunu; Suriye’de Türkmenlerin de olduğunu söyleyerek yardımın hedefini belirtmiş oldu.

Elbette ben taaa Muğla’dan, bu TIR’da neler olduğunu bilemem. Bakan, bir şeyler diyorsa, ben ona inanmak mecburiyetindeyim. 

Ben TIR’da neler olduğuyla zerre kadar ilgilenmiyorum. İster çocuk maması olsun, ister ilaç, ister silah... Sorun, TIR’da ne olduğu değil, devletin gizli bir işinin haber ve siyaset şehveti uğruna âşikâr olmasıdır. Bundan daha da vahimi, o TIR’ın gündeme gelmesidir.

Denilene göre, bir ihbar sonucu, TIR durdurulup kontrol edilmek istenmiş. Araçtakiler MİT mensubu olduklarını söyleyerek aramayı yaptırmamışlar. İp de bu anda kopmuş. 

Şayet böyle bir araç devletin verdiği bir gizli görevi yerine getirmek için yola çıktıysa ve bu görev de açığa çıktıysa, ciddi bir istihbarat zaafı var demektir. Zurnanın zırt dediği yer de bu “istihbarat zaafı”dır.  

Devletin, MİT kontrolünde Suriye’ye bir yardımı var ve bundan kimsenin haberi olmaması lazım. Lazım da, maşallah haberi Mısır’daki Sisi bile duydu. Böylece yardımı kemâl-i âfiyetle yüzümüze gözümüze bulaştırmış olduk. 

Bu işin içinde kimler var?  

CIA mı?...

MOSSAD mı?...

Bilumum  dünya istihbarat teşkilâtları mı?

Yoksa aklınıza gelen ve “c” harfiyle başlayan başka bir kelime mi var?

İhbarda bulunan kim?

İktidarla mücadelede yeni bir cephe mi açılıyor yoksa?...

Gördüğünüz gibi çok sorulu ve iki ucu pis bir değnek.  

İstihbaratımızın bu işi doğru dürüst beceremeyip eline yüzüne bulaştırmasına mı yanarsın; yoksa bu işin iç siyasete âlet edilmesine mi? Ben en çok ilk şık vâkî ise yanarım.

Bir haber şehveti, bütün istihbarat sistemini alt üst etmek ve bütün Türkiye’yi TIR’latmak üzere, farkında mısınız?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi