Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Adaleti tersine çevirmek

Adaleti tersine çevirmek

Ülkede yılların vesayetini sürdüren Ergenekon, Balyoz gibi yasadışı örgütleri “Türk Silahlı Kuvvetlerine kumpas” kurnazlığına getirip bağlamak yargıya olan güveni temelden sarstığı gibi, yargının da bu tip ciddi konularda serin durmasına bir derece kapı aralamış oluruz.

Demezler mi, bu işler çocuk oyuncağı mıdır?

Barolar Birliği Genel Başkanı Metin Feyzioğlu, önce Gezi Parkı, sonra da Silivri eylemlerinden sonuç alınamayacağını anlayınca, “yeniden yargılama” diye tutturdu. 

Yeniden yargılama istedin de karşı çıkan mı oldu?

Usul hükümleri işte orada. Yeni deliller elde edilmesi halinde yeniden yargılama kapısı her zaman açık. Hatta “İnsan Hakları” ihlali olması halinde yine açık...

Kapı açık ama birileri ille de  arka kapıdan girmek istiyorsa o zaman sormak zorundayız.

Madem geri adım atılacaktı; mahkemeleri bunca yıldır neden meşgul ettiniz demezler mi?

Yargılamalar adil değilmiş de, şimdi adil olacakmış da!

Mahkemeler bu mahkemeler, hakimler bu hakimler.

Okyanus ötesinden hakim ithal edecek halimiz yok ya...

28 Şubat mağdurlarının hakları geri verilsin, DGM denilen olağanüstü mahkemede yargılanıp da İnsan Hakkı ihlali olanlar yeniden yargılansın dediğimde, yetkilinin bana verdiği cevap:

“Bu yolu açarsak yargı çöker, her taraf karışır...”

Aha buraya bir not düşüyorum.

İktidar bu şartlarda (sanmam ama) muhalefetin dümen suyundan giderse başına büyük işler açar. Yara açar, bela açar, çıkmazı açar... Bu yargı bir daha dikiş tutmaz... 

Muhalefetin uzmanlaşmış mahkemelere neden sürekli saldırdığını hiç düşündünüz mü?

Diğerlerine değil de neden hep bunlara?

Biliyor ki bu mahkemeler devreden çıkarsa sistem çöker.

İktidarın ayakları birbirine dolaşır. 

Feyzioğlu bilmelidir ki dünyanın her yerinde “uzmanlık” esastır. 

Tapulama, kaçakçılık, icra, ticaret, iş, tapu, vergi gibi davaları nasıl ki uzman mahkemeler görüyorsa, “terör” ve “çete” suçları daha da uzmanlık istediğinden uzmanlaşmış mahkemelerde görülmesinde bir yanlışlık yok. Yanlışlık muhalefetin mantalitesinde. 

Feyzioğlu, doğru gidenin tekerine taş koyacağı yerde, dedelerinin bu millete karşı kumpas kurdukları mahkemelerin ayıplarını silmek için efor harcasa daha iyi olur.

Bundan önce DGM denilen emir komuta zincirinde mahkemeler vardı.

“Seni buraya gönderen güç cezalanmanı istiyor” diyen Yassıada vardı...

 Bu mahkemeler CHP cenahından sıfır mercekli gözlükle temaşa edilirken, uzmanlaşmış mahkemelere taktılar. Çünkü onlar uzman, işi biliyorlar. Diğerlerinden hemen yırtarlar.

Şark kurnazlığı... 28 Şubat’ın üzerinden fazla zaman geçmedi, günahsız insanlar gece vakti evlerinden kelepçelenerek işkenceye götürülürken bu beyler neredeydi?.. 

Partiler kapatılırken neden sustular?

Yoksa “insan hakları, adil yargılama” deyince, sadece darbeciler mi akla geliyor?

Bir şeyin daha altını çiziyorum...

Eskisine göre daha demokratik yapıya sahip olan bugünkü HSYK’nın banisi bu iktidardır.

O zaman da çekincelerimiz vardı. Yargıya “seçimi” sokmayın demiştik. Sebebi ise, seçim yargıyı cephelere bölüyor, geriyor, dernekler, sendikalar kurdurmaya yöneltiyor.

Kurul okul aile derneği değil, meslekten olmayanlar kurula alınmasın dedik. 

Şimdi de HSYK üyelerinin bir kısmını meclis seçecekmiş söylemleri oldukça düşündürücü.

Bu kapı açılırsa içeriye PKK da DHKP-C de  girer... 

Ayrıca, seçileceğiz diye hakim ve savcılar meclisin kapısından ayrılmazlar, milletvekillerinin uydusu olurlar. Kararlar da oralarda kotarılır.

Kurulda her partiye kontenjan demek particiliği yargıya taşımak demektir...

Efendim, şu ülkede böyledir, bu ülkede şöyledir. 

İlle de elin gavurunu taklit etmek gibi mecburiyetimiz mi var? 

Biz de liyakati esas alan, sınav sistemini uygularsak dünya yıkılmaz. 

Aksine, bilgisiyle hak edene hakkını vermiş oluruz.

Hani bizim “1000 yıllık” hukuk tarihimiz? 

Geçmişimiz, deneyimlerimiz, dünyaya ün salan adaletimiz? 

Kimseler bu tarih hazinelerine dönüp de bakmıyor. Fatih Sultan Mehmed’i mahkûm eden İstanbul Kadısı’nın o makama nasıl geldiğini arayan soran var mı?

Aydın dediğimiz, akademisyen dediğimiz kim varsa hepsi gavurun aklına kilitlendiler... 

Kapılar bizde, kilitler onlarda... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi