Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Yürek Mektuplar

Yürek Mektuplar

Almanya Stuttgart’dan Saime Bahar diyor ki:
“Lisans üstü eğitim görmeye geldiğim Almanya’da kitaplarınızla tanıştım. Sonra Vakit’de yazdığınızı öğrenip oradan takip etmeye başladım. Sorulara cevap vermenizden aldığım cesaretle yazmaya karar verdim. Bilmem cevaba değer mi, ama bu sorunun sorumlusu da aslında sizsiniz. çünkü ‘Biz Osmanlıyız’ isimli son eserinizi (Osmanlı konulu yeni eserlerinizi bekliyoruz, çünkü modele ihtiyacımız var) okurken aklıma düştü…
“Sorum şu: Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesine çıkış sürecinde dünya haritası nasıl şekillenmişti? Avrupa’nın, Asya’nın, Afrika’nın büyük devletleri hangileriydi?
“Bununla bağlantılı değil belki, ama şunu da merak ediyorum: 1300’lerde Avrupa’nın en büyük şehirleri hangileriydi? Cevap vereceğinize emin olduğumdan peşin teşekkürlerimi sunuyorum.”
• Benden de teşekkürler Saime Hanım. çünkü her soru yeni bilgilerin yolunu açar. Bu yüzden sormak, araştırma yapmak kadar önemlidir.
Gelelim cevaba: 14. yüzyıl Avrupa’sı şimdiki gibi mamur ve müreffeh değildir. Genel olarak fakirdir. Nüfus yoğunluğu da yoktur.
En büyük Avrupa Devleti Altınordu Türk Hakanlığı’dır…
Moskova Büyük Prensliği ve Novgorod Cumhuriyeti gibi Rus ve Norman devletçikleri, Altınordu’ya bağlıdır.
Finlandiya’ya İsveç Krallığı hâkimdir… Kuzeyde Norveç ve Danimarka Krallıkları bulunmaktadır.
Lehistan Krallığı ile Litvanya Büyük Dükalığı önemsiz devletçiklerdir. Macaristan Krallığı Adriyatik’ten Karadeniz’e kadar uzanmaktadır ve Macaristan Avrupa’nın en güçlü devletlerinden biridir.
Bulgaristan Krallığı ile Eflak ve Boğdan Prenslikleri, (şimdiki Romanya) Altınordu’nun nüfuzu altındadırlar. Sırbistan Krallığı gelişme halinde küçük bir devlettir…
Venedik Cumhuriyeti geniş nüfuzlu bir devlettir ve Avrupa’nın en büyük deniz gücüdür. Girit ve Ağrıboz gibi bazı önemli adalara da sahiptir.
Ceneviz Cumhuriyeti ise Venedik’in en büyük rakibidir.
Orta İtalya, Papalık Devleti’nin (Başkent yine Roma) elindedir.
İspanya da Avrupa’da hatırı sayılır bir güçtür, ama Güneyi Endülüs Devleti ile sınırlanmıştır…
Endülüs Devleti Avrupa’nın hâlâ büyük güçleri arasındadır. Başkent Gırnata Avrupa’nın en büyük ve en mamur şehridir.
İngiltere Krallığı hemen hemen tüm İrlanda’ya hâkimdir…
İskoçya da bağımsız bir krallıktır…
Fransa Krallığı nüfus bakımından Avrupa’nın en büyüğüdür.
Almanya ise dönemin en geniş topraklarına sahip bir Avrupa devletidir. Katolik dünyanın tek imparatorluğudur. Bugünkü Hollanda, Belçika, Lüksemburg, İsviçre, Doğu Fransa, ve Kuzeybatı İtalya Almanya’nın topraklarının içindedir.
Napoli-Sicilya Krallığı da dönemin önemli devletleri arasında sayılabilir.
Osmanlı’nın tarih sahnesine çıktığı yıllarda Afrika’da iki büyük devlet vardır: Mısır ve Libya.
Asya’nın neredeyse tamamına ise Moğollar hakimdir.
64 milyon kilometrekarelik dünya içinde Moğol İmparatorluğu’nun yüzölçümü 44 milyon kilometrekareye ulaşmıştır. İran’da Türk devletleri vardır.
Japonya ve Hindistan kendi içlerine kapanmış imparatorluklardır.
çin zaten Moğolların elindedir.
Avrupa’nın en yoğun nüfuslu şehirlerine gelince: Birincisi, Endülüs Emevi Devleti’nin Başkenti Gırnata, ikincisi Bizans’ın Başkenti İstanbul, üçüncüsü ise Fransa’nın Başkenti Paris’tir…

Alper üzüm;
“Gaziosmanpaşa üniversitesinde öğrenciyim. Sizin ‘Karıncalar Savaşı’ isimli çocuk kitabınızla ilgili bir ödev hazırlıyorum. Size başka yerden ulaşamadığım için bu adresi kullanıyorum.
“Her kitabın bir hikayesi olduğu söylenir. Ben de bu kitabınızın hikâyesini öğrenmek istiyorum. Kabul ederseniz sizinle küçük bir de röportaj yapmak isterim.”
• Alper’e özel cevap vermeme rağmen, mektubunu kısaca köşeme aldım ki, genel olarak röportaj taleplerine ilişkin birkaç söz söylememe vesile olsun…
Sevgili dostlarım, müfredat gereği öğretmenler “Bir yazarla röportaj” yapması konusunda öğrencileri zorluyorlar. öğrenciler burunları Kaf Dağı’nda yazarlara ulaşamıyorlar. Bize rahat ulaşabildikleri için de bizde yoğunlaşıyorlar. Yüzlerce okuldan onlarca öğrenci gelmek, görüşmek ve sorular sorup cevaplar almak istiyor.
Ne yazık ki hiçbir yazarın bu kadar geniş bir vakti yok. Hele ben konferanslarım için sürekli seyahat halindeyim. Bu yüzden bazen radyo yorumlarımı ve hatta yazılarımı aksatıyorum.
O zaman da öğrenciler ve aileleri üzülüyor. Gurur yaptığımızı filan düşünüyorlar. Halbuki yaklaşımımız tamamıyla zamansızlıktan kaynaklanıyor. Lütfen hoş görsünler.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi