Cemal Nar

Cemal Nar

Başı Kıvançla Havada

Başı Kıvançla Havada

Adam bir ayağını öne atmış, elleri yanda şıkıdım, başı kıvançla havada, alabildiğine mutlu çiftetelli oynuyor. “Helal olsun” dedim içimden, “oyna arkadaş, siz bunu hak ettiniz. Bakalım biz de hak edebilecek ve sonunda sizin gibi çiftetelli oynayabilecek miyiz?”

“Kimdir bu adam?” dediğinizi duyar gibiyim. Doğrusu ben de bilmiyorum. Sadece sevincine hak veriyorum ve de gıpta ediyorum. Bildiğim, bu adamın bir Pakistanlı oluşu. “Darısı başımıza” diyorum.

Peki nedir beni bu kadar gıpta ettiren?

Sanırım “Pakistanlı bir kardeş oluşu” çaktırmıştır meseleyi. Haberi veren gazete şu başlığı kullanmış: “Müşerref’e çiftetelli”.

“Müşerref” bence adına layık değil. Halkına darbe yapan birisine “müşerref” demeğe dilim varmıyor benim. Darbe ne demek, hepimiz biliriz ve darbe üstüne yazdıklarımızın daha mürekkebi kurumadı. Aşağıda, “yazarın diğer yazıları için tıklayın”da bunların bazılarını bulabilirsiniz. Kısaca ifade edersek, darbe kan ve gözyaşı demektir, haksızlık ve işkence demektir, hırsızlık ve talan demektir. Darbe en büyük ilkelliktir. Darbe insanı aşağılamak ve insanlık onurunu ayaklar altına almaktır. Bunu bir “insan” nasıl yapabilir?

Müşerref de benzerleri gibi darbeyi “halkım için yaptım” diyecektir. Yalan söylüyor tabi. Allah bilir kimlerle hangi pazarlıklardan sonra yapmıştır yapacağını. Şimdi de utanmadan “geleceğimi halkımın ve ülkemin ellerine bırakıyorum” diyor. O ülke ve o halk, elleriyle onu mahkemeye vermeli ve hukukun üstünlüğünün ne kadar iyi bir şey olduğunu ona da göstermeli. İnşallah öyle olur.

Kutlarım Pakitanlı kardeşlerimi. Kutlarım oradaki cesur partileri, bürokratları.

Gıpta edişime gelince, evet, ediyorum ama, biraz buruk, biraz utangaç, biraz başım öne eğik…

Neden mi?

Hak etmediğimi, hak etmediğimizi düşünüyorum da ondan.

İslam ahlakına göre gıpta ayıp değildir. Ayıp ve çirkin olan hasettir. Haset, bir iyiliğin sahibinden gitmesini ve kendisine gelmesini istemektir. Gıpta ise, sahibinden gitmeden, aynısının kendisinde de olmasını istemektir. Bu ayıp değildir ama, bazı İslam ahlakçıları bunu bile hoş görmez, “asıl olan rızadır” derler. Ne yapalım, biz o seviyede değiliz henüz. Allah Teâlâ’dan umut kesilmez, belki bir gün biz de o büyük makama, “rıza” makamına ereriz.

Bu ülkede darbeciler hiçbir zaman hesap vermediler. Bırakın hesap vermeyi, bir ömür halkın sırtından inmediler. Krallar gibi lüks ve ihtişam içinde yaşadılar. Sevindirici olan ise halkın onları asla sevmemeleridir. Bir avuç dalkavuklarıyla kendi aralarında yaşayıp gittiler…

Şimdi devran ne getirdiyse, hangi şartlar nasıl oluştuysa, yine halkın içinde olmadığı bir operasyonla, geçmişte darbe yapanlar değil ama, darbe yapmaya teşebbüs edenler derdest edilip yargı önüne taşınmaktadırlar. “Ergenekon İddianamesi” masamızın üstünde. Okudukça hayret ediyoruz. Medya’da haberleri dinledikçe gözlerimiz fal taşı gibi açılıyor. Olaylara inanmak zor. Dünya kadar pislik var. Cinayet var, fuhuş var, uyuşturucu var, kaçakçılık var, terör var, hırsızlık var, düşmanla işbirliği var, vatana millete hıyanet var. Kısacası ne ararsan var.

Gün doğdu senaristlere, romancılara. Artık başka yerlerde malzeme aramaya gerek kalmadı. Bir ömür eser vermeleri için malum “iddianame”yi okumaları yeter de artar bile…

Kimdir bunları yapanlar?

İşin en acı yanı da burası zaten. Bunları yapanlar, halkın okuttuğu, adam ettiği, sonra da iş verdiği, maaş, lojman, araba, koruma, hizmetli verdiği, kimilerine güvenip de silah bile verdiği okumuşlar, aydınlar, üst düzey devlet memurları. Ne kadar yazık değil mi?

Bazıları bir de terbiyesiz ki? Yakalandıkları zaman ağızlarından ne küfürler dökülüyor öyle? Ne ayıp kelimeleri sıradanmış gibi rahatça kullanabiliyorlar! Hayret ediyorum, normal zamanlarda beyefendi tavırları sergileyen, herkese centilmenlik dersi vermeye kalkışan bu adamlar, yüzlerindeki perde indiğinde nasıl da küfürbaz oluyorlar?

“Ergenekon Terör örgütü” şimdilik bir kısmıyla mahkemede. Daha arkası da geliyor. Ama kaygılıyız. Acaba bu yargılama, hukukun üstünlüğünden taviz vermeden bitecek ve suçlular hak ettikleri cezaları görecekler mi?

Bu işin görevlilerine cesaret vererek, destek vererek, dua ederek neticeyi dört gözle bekliyoruz. İnşallah bir hayal kırıklığı yaşamayız. İnşallah konjöktür efendi aleyhimize gelişmez. İnşallah bu mazlum millet derin bir “oh” çeker ve Pakistanlı kardeşimiz gibi sevincinden çiftetelli oynar.

Bana gelince, çiftetelli oynamam herhalde, zaten bilmem de, ama oynayanlara alkış tutacağıma buradan söz veriyorum. Allah Teâlâ bize o bayramı göstersin inşallah. Yabancıların ve yerli uşaklarının yıllarca çektirdikleri zulümler son bulur inşallah. Yaşadığımız bunca matemleri tarihe gömerek, kendi uygarlığımızı yeniden kurmanın bayramını yaşatır bize inşallah.

Bizi bu sevinçlere layık kılar inşallah.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi