Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Olumsuzluklarımızı tatil edebildik mi?

Olumsuzluklarımızı tatil edebildik mi?

Yaşadığımız ülke dünyanın tatili bol ilk üç sıralamasında yer almaktadır. Yurdumuzda hafta sonları, miladi yılbaşı, millî günlerimiz, dinî bayramlarımız tatil için biçilmiş kaftan olmuştur. Bunlar, insanlarımızın birbirlerinden kopması için birer zemin halini almıştır. Bunlarla dostluklarımız kesilmiştir. Akrabalık bağlarımız inkiraza (kopukluğa) uğramıştır. Toplumda bütün fertleri birbirlerine yabancılaştırmıştır. Bayramlarımız sahtekârca tatil anlayışımız sebebiyle en yakınlarımız (anne-baba, kardeş ve diğer yakınlarımız)’la bile aramızı açmış, çocuklarımız akrabalarını unutur olmuştur. Sıla-i rahim’in ne olduğunu bilmeyen teyzesini, halasını ve onların çocuklarını tanıyamayan bir neslin zalimi olmuşuz da farkında değiliz.

Tatil nedir?Nasıl yapılır? Avrupai anlayışın insanlığı nasıl helâk ettiğini bundan önceki yazılarımızda ele almıştık. Yaz aylarının başlangıcında ele aldığımız bu konunun olması gereken tarzını hatırladınız, inşaallah...

Bilesiniz ki, zaman dediğimiz şey akıp gidiyor. Allah (CC) zaman kavramı içinde ele aldığımız gece ile gündüzü bir gaye için yaratmıştır. Mahlukatın en mükemmeli insandır. Dünya da dünyadakiler de insan için yaratılmıştır. Yaratılışın hikmetlerini Allah (CC) Kur’ân’da açıkça beyan buyurur. Bunları kavrayabilirsek zamanın hayatımızdaki anlamını ancak idrak edebiliriz. Allah (CC) bizden, bize ikram ettiği zamanı bütün alanlarımızda iyi değerlendirmemizi istiyor.Konuyla ilgili ayetlerden ikisini zamanımızın kıymetini bilmemize kolaylık açısından ele alalım.Buyurulur ki:

*“Allah, dinlenmeniz için geceyi, gündüzü de aydınlatıcı olarak sizin için yaratmıştır. Anlayabilenler için bunda hikmetler vardır.” (Yunus: 67)

*“Allah, geceyi sizin için bir elbise, uykuyu bir dinlenme ve gündüzü de yayılıp çalışma (zamanı) kılandır.” (Furkan: 47)

Anlaşılıyor ki, zaman Allah’ın kullarına bir emanetidir. Bu emaneti yerli yerince kullanmak mü’minlere terki asla caiz olmayan bir vazifedir. Hayatlarının ünitelerinden İslâm’ı tatile sokanlar hüsrandan asla kurtulamazlar.Oruçtan, namazdan, zikirden, fikirden, edebten, namustan ve iffetten...kendilerini tatile sokanlar beşer olarak süflileşmişlerdir. Toplumdaki süfliliğin temel sebeplerinden birincisi budur. İslâm’ı hayatından tatile sokan kimsenin Müslümanlık iddiasında bulunmasının hiçbir önemi yoktur. çünkü Müslümanın Rabbi ile bağlantısında asla tatile girme olamaz.

Kur’ân ile bağlantısını koparıp tatile girenler başıboşluğun bedelini ağır ödemek zorunda kalıyorlar. Allah (CC) Kur’ân-ı Kerîm’de kullarını uyarıyor:

*“Allah’tan size bir kitab geldi. Allah, kullarını onunla hidayete erdirir. Doğru yola iletir.” (Maide: 15-16)

*“Kur’ân mübarek bir kitaptır. Buna uyun ve Allah’tan korkun ki, size merhamet edilsin...” (En’am:155)

Kur’ân-ı Kerîm’in bir kısım ünitelerini tatile sokup bir kısmıyla yetinmeye Allah (CC) asla razı değil. Kur’ân’ı parçalayarak değil, bütünüyle anlamaya çalışmamız Rabbimizin kesin emridir. Buyurulur ki:

*“Yoksa siz Kur’ân’ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden bunu yapanın cezası dünyada zillet içinde olmaktan başka nedir? Kıyamet gününde de azabın en şiddetlisine itilirler. Allah yaptıklarınızı bilmez değildir.” (Bakara: 85)

Kur’ân’ın bir kısmını tatbik etmek bir kısmını da (sonra yaparım diye) tehir etmek, tehir edilen bölümünü tatil etmek demek olur. Bu tatilciler zillet içinde kalmaya ve azabın da en şiddetlisine maruz kalmaya mahkumdurlar.

Marifet olumsuzlukları tatil edebilmektir.

*Tağutî anlayışlarımızı tatil edelim. (Bakara: 256)

*Kur’ân-ı Kerîm’i okumama, anlamama ve hayatımızı O’na uydurmama belâsını tatil edelim... (Yunus: 57-58)

*Sahtekârlarla olan bağlantılarımızı tatil edelim... (Nisa: 64)

*Haremlik-selamlık oluşturmadaki vurdumduymazlığımızı tatil edelim.

*Faiz ile iştigal anlayışımızı tatil edelim.

*Dedi-kodu alışkanlığımızı tatil edelim...

*Malayani ile meşgalelerimizi tatil edelim.

*Tesettürsüzlüğü, teşhirciliği, hinliğimizi tatil edelim.

*Boş vakit geçirme meşgalesizliğimizi tatil edelim.

*Edeb tanımazlığımızı tatil edelim...

*Sevgisizliğimizi, hürmetkârsızlığımızı tatil edelim.

*Ahde vefasızlığımızı tatil edelim.

*Yalancılığımızı, dolandırıcılığımızı, sözünde durmamaksızlığımızı tatil edelim...

Hem de öyle bir tatil ki, bütün olumsuzluklarımızı bir daha devreye sokmamak üzere tatil edelim... Samimi olursak başarılı oluruz.

Allah (CC) muinimiz olsun...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi