Kimin kuluyuz

Kimin kuluyuz

Can taşıyan her insan kuldur. Ya Allah’ın kuludur. Ya kulların kuludur veya kendi nefsinin kuludur.

Kimin sözünü en üst makamda görür ve o söze göre hayatını düzene koyarsa işte onun kuludur.

Makamların en yücesi Allah’a kulluk makamıdır. ‘Ondan yüce bir makam yeryüzünde bulunmamaktadır.

Dünyada insanların verdiği makam ve rütbelerin birçoğu daha kefeni giymeden geri alınıyor.

Bir kısım makam ve rütbelerde ölürken son nefesin önünde gazel gibi, tüy gibi, toz gibi yok olup gidiyor.

Rabbimiz, sevgili peygamberimizin İsra olayını anlatırken “Kulu’nu” kelimesiyle sevgili peygamberimizin yüceliğini ifade etmiştir. (İsra 1)

Ergenlik çağına gelmiş kadın-erkek her Müslümanın ezberinde olan Fatiha suresinde “İYYAKE NA’BüDü= Yalnız Sana kulluk yaparız” ifadesiyle özgürlüğün en güçlü sloganını söyleriz. Her Müslüman bu ayeti bilmekte, inanmakta ve samimî olarak okumaktadır.

“Ben kul oldum, ben kul oldum, ben kul oldum.

Kulluğumu hakkıyla yapamadım, başımı eğdim.

Köle hürriyete kavuşunca sevinir.

Ben sana kul olduğum için seviniyorum.”

İşte Mevlana böyle diyerek sevincini dile getiriyor. (Mesnevi tercemesi, Tahir-ül Mevlevi 1/41)

Beş vakit namazını kılanlar da günde en az kırk defa tekrarlamaktadırlar.

“Amerika’nın veya Rusya’nın veya AB’nin kuralları benim için yeterlidir” diyenler de oraların kulu kölesi olmaya devam ederler ve Akıllarını hiç kullanmadan kabirdeki böceklere teslim ederler.

Kendisi kula kul olduğu için Türkiye’de Allah’a kul olanların kökünü kazımaya niyetli olan uzmanlar şunu iyi bilsinler ki bu güne kadar sosyologlarının geliştirdikleri, uyguladıkları ve sonuç aldıkları bütün metotlar Hıristiyan toplumda geliştirilmiş, uygulanmış metotlardır.

Veya insandan kaynaklanan sistemlerde yaşayan toplumlar üzerinde yönlendirme çalışmaları yapılmış ve sonuç alınmıştır.

Ama İslâm dini, insan kaynaklı değildir. Korumayı Rabbimiz üzerine almıştır. (Hicr 9) İslam dinine harp açan Allah’a harp açmış olur ve kaybeder. Bu güne kadar da hep kaybetmişlerdir.

Güneşin doğuşunu engelleyemediğiniz gibi Kur’ân’ın nurunu da söndüremezsiniz. Boşuna Müslüman aaaahı almayın.

Allah’a kul olarak hürriyetin zevkine varan Müslümanlar olarak bizler, kendimiz için endişe edelim. Canımız, malımız, holdingimiz, makamımız, rütbemiz bizi kendine kul köle etmesin. Buna izin vermeyelim.

Bir nefeslik gücü olan bu servetleri put yapıp önünde eğilmeyin. “Şimdi eğilelim ama ilerde açığa çıkarız daha iyi hizmetler ederiz” mantığını kullananlar kula kul olmaktan kurtulamadan öldüler.

Rabbimiz, Yahudilerin tarihinden bir örnek veriyor ve ileride tevbe ederiz mantığıyla haramları yiyenler “Onlardan sonra, yerlerine kitaba varis kötü kişiler geçti. Şu değersiz dünyanın mallarını alıyorlar ve “Yakında bağışlanırız” diyorlar. (A’raf ayet 169) diyerek kötüleniyor.

Yarına çıkamayacağımızı hatırdan çıkarmayalım.

Bu günden itibaren bilmediğimizi öğrenelim.

öğrendiğimizi yapalım.

En az bir kişiye Kur’ân okumasını öğretelim.

Kur’ân okumasını bilmiyorsak bugün öğrenmeye başlayalım ama ezberimizde yalnız Fatiha suresi varsa bilmeyene öğretelim.

Kur’ân’ın tefsirini okuyalım.

Tefsir sohbetleri düzenleyelim.

Mahalli gazete, radyo ve televizyonlarda tefsir sohbetleri yapalım.

Dünyayı düzeltme planlarından vazgeçip önce kendimizi düzeltelim.

İslami hizmetlerimizin ücretini insanlardan değil Allah’tan bekleyelim.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi