Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

“Savcı Bozuntusu”

“Savcı Bozuntusu”

Ben söylemiyorum ha...

Bu tip cümleleri ancak kültür seviyesi dibe vurmuş ayak takımları kullanır.

Hele de kamu görevlisi bir savcıya...

CHP Genel Başkanı’ndan duyduklarımıza bakın:

“Benim ifademi alacakmış savcı bozuntusu. Kim oluyorsun sen? O savcıya sesleniyorum: Sen değil yanına Bilal oğlanı da al. Yetmezse, Bilal’i de al yanına.

Yetmezse, dayısını, amcasını, babasını al gel karşıma.”

Öfke, hakaret ve tehdit dolu sözlerden ben şunu anladım, Kılıçdaroğlu, seçimde beklediğini bulamayınca koltuğu muhafazada külhanbeyliği deniyor.

 “Alın gelin diyor.”

Hadi geldik ne olacak?

Tabi ki gel demekle iş bitmiyor, bunun bir de sonrası var.

Savcı dedin, Bilal dedin, babası dayısı dedin de etin ne butun ne...

Siyasette hırçınlık, saldırganlık dibe vurmak demektir.

Bu kadar telâştan anlaşılan bir sabah erkenden erenler yolcu.

Hiç olmazsa giderayak esip savurayım.

Ne var ki sürekli ahlak kurallarını taşıranlardan lider olmaz.

Yıllardır bu millet CHP’ye neden kırmızı kart gösterdiğini şimdi anladınız mı?

Bir parti liderinin konuştuklarına bakın:

“Unutmasınlar, bir Cumhuriyet savcıları var, bir de Erdoğan savcıları var. Bir namuslu savcılar var, bir de namussuzluğunu yazan çizenler var.”

CHP zihniyetindeki yargı imajı bu, bir benden olanlar var, bir ondan olanlar, bendekiler namuslu ondakiler namussuz! Argo takılmak biliyorsunuz kültür ve ahlak işidir.

Nasip işi, vermeyince Mabut ne yapsın Sultan Mahmut.

Sen kalkar kültür seviyesi düşük olanları lider yaparsan bu millet öylelerine pirim vermez.

Belden aşağı görür, belden aşağı basar geçer.

Neymiş efendim? Savcı Kılıçdaroğlu’na davetiye çıkarmış.

Öylesi bir savcının yerini değiştirmek yetmez, katli vacip!

Bir kere CHP Genel Başkanı olmak layüsel demek değildir.

Kılıçdaroğlu, orada burada dokunulmazlığın kaldırılmasını savunsa da ortalığa sarf ettiklerinden anlaşılan bu kişinin hiçte sözünün eri olmadığını vurguluyor.

Savcı insan değil mi, yanlış yapamaz mı?

Hem ne olmuş ki? Savcı Mehmet Demir kaç sefer açıkladı, sehven çıkarılan davetiye muhatabına ulaşmadan geri alınmış. Dünya mı yıkıldı?..

İktidarın bakanlarını polis kovalarken neredeydin erenler?

Yok efendim, bir kuzudan iki post çıkaracağız ya.

Olur ya, seçmen bu kuru gürültüye aldanır da bir sefer daha peşime takılır hülyası.

Bu kişi sürekli Başbakan’a diktatör diyor.

Ama görüyoruz ki tam da aksi, başbakana küfredilen, cumhuriyet savcısına “savcı bozuntusu” denilen bir ülkede diktatörlük mü olurmuş?

Asil diktatörlük Kemalizm de var. Yani çakma Kemal’in tarihi pörsümüş zihniyetinde.

Trabzon mebusu merhum Ali Şükrü bey meclis konuşmasında Mustafa Kemal’i eleştirdi diye hemen infazı kesilerek Topal Osman’a havale edildi. Sonra da Topal Osman’ı infaz ettiler.

İnkılapları kabul etmiyor diye binlerce insan darağaçlarında can verdi.

163. maddeyi bu millet unutmadı

Tarih soruyor, kim diktatör?

Sen mi ben mi?

Kim küfürbaz?

Sen mi ben mi?

Kim milletle uyuşmuyor?

Sen mi ben mi?

Hele de Kılıçdaroğlu’na bıyık altı soralım, o mevkiye nasıl geldin?

Önce sen ver hesabını, sonra da ona buna sataş, çamur at, külhanbeyi geçin...

Benim Kılıçdaroğlu’na tavsiyem, hakim ve savcılarla o kadar uğraşma, bugün gitti yarın bakarsın ne olur ne olmaz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi