Serdar Demirel

Serdar Demirel

Mirac Gecesi

Mirac Gecesi

Mirac, Efendimizin (sas) hayatında meydana gelen iki aşamalı olağanüstü bir hadisedir. Modern rasyonel aklın anlamakta zorlandığı ve hemen inkâr ve teviller yoluna saptığı bu hadise gayb aleminde vuku bulan bir hakikattir.  

İsra boyutunu Kur’an, Mirac’ı da daha çok hadisler haber vermektedir. 

“Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir.” (İsra: 17/1).

İsra kelime olarak, geceleyin yürümek demektir. Mirac ise yükselmek manasına gelir. Türkiye Müslümanları bu iki hadiseyi ayrı ayrı ele almıyor; İsra deyince Mirac’ı, Mirac deyince de İsra’yı beraber kastediyorlar.

Efendimizin bir gece Kâbe’den başlayıp Kudüs’deki Mescid-i Aksa’ya, oradan da gökyüzünü aşıp, Sidretü’l-Münteha’ya götürüldüğü olağanüstü yolculuğu kastediyoruz. Yukarıdaki âyetin başındaki tenzih (sübhâne) ifadesi de bu olayın azametine ve ehemmiyetine işaret etmektedir. 

Kimi modern rasyonel akıl sahiplerinin Mirac’ı mitoloji olarak etiketleyip izah için de Hint, İran, Yahudi ve Hıristiyan din kültüründe nakledilen semaya yükselme hikâyelerini yardıma çağırmaları manidardır. Böylece Mirac hadisesini itibarsızlaştırma yoluna gitmekteler. Meseleyi aklî ve bilimsel çerçeveye sığdırma gayretleri onları buna mecbur kılmaktadır. Köhnemiş pozitivist yaklaşım. Neyse. Biz meseleyi bu iddialardan uzak ele alalım.

Ne zaman olduğu hususunda bazı farklı rivayetler olsa da çoğunluk Mirac’ın hicretten bir yıl ya da onyedi ay önce Receb ayının yirmi yedinci gecesi gerçekleştiğini söyler. 

Hadis, siyer ve delâil kitaplarında Mirac hadisesinin detaylarına dair birçok rivayet mevcuttur. Buhari ve Müslim’de yer alan rivayetlerin ortak noktalarını (muttefakun aleyh) Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi şöyle özetlemiştir: 

“Bir gece Resûlullah, Kâbe’de Hicr veya Hatîm denilen yerde iken -bazı rivayetlerde uykuda bulunduğu sırada veya uyku ile uyanıklık arası bir halde- Cebrâil geldi; göğsünü açtı, zemzemle yıkadıktan sonra içine iman ve hikmet doldurup kapattı. Burak adlı bineğe bindirip Beytülmakdis’e götürdü. Resûl-i Ekrem, Mescid-i Aksâ’da iki rek‘at namaz kılıp dışarı çıktığında Cebrâil biri süt, diğeri şarap dolu iki kap getirdi. Resûlullah süt dolu kabı seçince Cebrâil kendisine “fıtratı seçtin” dedi, ardından onu alıp dünya semasına yükseltti. 

Semaların her birinde sırasıyla Âdem, Îsâ, Yûsuf, İdrîs, Hârûn ve Mûsâ peygamberlerle görüştü; nihayet Beytülma‘mûr’un bulunduğu yedinci semada Hz. İbrâhim’le buluştu. Sidretü’l-müntehâ denilen yere vardıklarında yazıcı meleklerin kalem cızırtılarını duydu ve Allah’ın huzuruna çıktı. Burada Cenâb-ı Hak elli vakit namazı farz kıldı. Dönüşte Hz. Mûsâ, elli vakit namazın ümmetine ağır geleceğini söyleyip Allah’tan onu hafifletmesini istemesini tavsiye etti. Namaz beş vakte indirilinceye kadar Hz. Peygamber’in huzûr-i ilâhîye müracaatı ve Mûsâ ile diyalogu devam etti.” (Bknz. Mirac maddesi, Salih Sabri Yavuz)

Mirac hadisesinde dikkati câlip olan olaylardan birkaçını zikretmek istiyorum:

Mirac, Habeşistan hicretleri, Hz. Hatice ve Ebu Tâlib’in vefatları ve Taif seferi sonrası, yani Efendimizin (sas) “hüzün yılı” da denen maddi ve manevi en zor dönemlerini yaşadığı bir zaman diliminde vuku bulmuştur. Bu yönüyle onu teselli etmeye ve manen desteklemeye matuftur.

Hz. Peygamber’in (sas) ertesi günü Mirac olayını anlatması ve olayı duyan müşriklerin yoğun bir kampanya başlatarak onu alaya alması sonucu bazı müslümanların şüpheye düşmesi onlar için büyük bir imtihan olmuştur. Ancak bu hadiseler karşısında Hz. Ebu Bekr’in; “O söylüyorsa şüphesiz doğrudur” cevabı ise ideal müslüman tavrını işaretlemiştir.

5 vakit namazın da bu gecede farz kılınması özel bir mana taşımaktadır. Şöyle ki, Efendimize bahşedilen Mirac’ın bir boyutu, 5 vakit namazla, mü’minlere de ferdi manevi mirac olarak hediye edilmiştir.   

Rabbim Mirac gecesini tüm mü’minler için hayırlara vesile kılsın..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Serdar Demirel Arşivi