Cemal Nar

Cemal Nar

Böyle Geçiyor Ramazan

Böyle Geçiyor Ramazan

Ramazan ayı geldi ve bizi rahmet çepe çevre sarmaladı elhamdülillah. Oruçlar tutuluyor, sahurlara kalkılıyor, kalkmışken bir abdest ile iki rekat da olsa teheccüd kılınıyor, Kur’an-ı Kerîm okunuyor, tv. ler durmadan hatim indiriyor, alimler dini anlatan programlarda konuşuyor, camiler cemaatle dolup taşıyor…

Ne güzel bir manzara!

Bu sene ağzımızın tadını bozan kışkırtıcı ve kargaşa çıkarıcı programlar da yok medyada görebildiğim kadarıyla. Ancak “Habervaktim”den öğrendiğimize göre “yayına çıktığı hemen her kanaldan kovulan Yaşar Nuri Öztürk'e Halk Tv kucak açmış. Saçmalamanın ve Hadsizliğin sınırlarını çoktan aşan Yaşar Nuri Öztürk Halk Tv canlı yayınında İmam-ı Gazali Hazretlerine dil uzatarak ''Mendabur'' diyecek kadar hadsizleşen Yaşar Nuri'ye Halk Tv sunucusu da destek vermiş.(https://www.habervaktim.com/haber/377173/yasar-nuri-zivanadan-cikti.html) “Olacak o kadar” deyip geçelim bari. Ondan beklenir ve sözü uzatarak sayfamızı kirletmeye gerek yoktur.

Ülkemizde barış sürecinin devamıyla gelen bir başka huzur var çok şükür. Benim de bir oğlum doğuda asker, ama anası kaygısız çok şükür. Bunlar büyük nimetler. Rabbimize şükrediyoruz.

Irak’taki şöförlerimiz de geldi hamdolsun. Darısı diğer tutuklulara inşallah.

Bu arada terörist İsrail kardeşlerimizi vuruyor. Saygı duyduklarını söyleyen saygısızlara inat, o otoriteyi kınıyor ve yerle bir etmesi için Allah Teâlâ’nın “muntakim” ismine iltica ediyoruz. Allah Teâlâ kalbimize zalim ve kafir muhabbeti ve itaati koymasın. Bu cehennem sebebi çünkü. Kur’an-ı Kerîm “zalimlere meyil ve muhabbetin ateşe atılma sebebi olduğunu” açıkça ifade eder kaç yerde.

Bir de Çin’den acı haberler geliyordu. Biraz rahatlamalar olduğu haberini alıyoruz. Bütün mazlum kardeşlerimizin acısı yüreğimizde ve işlerinin ıslahı, sıkıntılarının giderilmesi sözlü ve fiilî dualarımızda…

Türkiye yeni bir seçim heyecanına girdi. Recep Tayyip Erdoğan  ve Ekmeleddin İhsanoğlu köşk için yarışıyorlar. Biz Ekmeleddin İhsanoğlu Beye bir ilim adamı olarak saygı duyar ve asla aleyhine konuşmayız. Ancak Recep Tayyip Erdoğan dururken onun cumhurbaşkanı olmasını da istemeyiz. Zira bu “yeni Türkiye” vizyonuna uymaz.

Bu seçimleri sadece biz izlemiyoruz. İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) Genel Koordinatörü Cihangir İşbilir’in dediğine göre “İslam dünyasının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığını büyük bir sevinçle karşılanıyor ve İslam dünyasının her köşesinden Erdoğan'a dualar ve destek mesajları geliyor.” Haberi izleyelim:

“İslam dünyasının bir asra yakındır kendisine dayatılan düzenlere karşı koyabilecek, değerlerini savunabilecek, moda tabirle dik duracak bir lider profilini arzuladığını belirten İşbilir, "İslam dünyası arzu ettiği lider profilini Erdoğan'ın şahsında gördü. Çünkü neredeyse bir asra yakın zamandır diktatörlere mahkum edilmiş İslam coğrafyası. Erdoğan, seçilmiş, sivil, halkın, hakikatin, İslam'ın, ümmetin vicdanını dile getiren ve küresel, özellikle güç odaklarına karşı da bir lider profili çizdi. Sözlerinin arkasında durarak hamasi nutuklar atmadığını gösterdi"

"Recep Tayyip Erdoğan önemli bir lider profili ortaya koydu. Hatta pek çok İslam ülkesinde 'Erdoğan seçime kazanır' görüşü hakim. Bazı kanaat önderleri Erdoğan'ı Selahaddin Eyyubi, Abdülhamit Han gibi görüyorlar. Böyle bir heyecan var İslam dünyasında. Böyle bir heyecan var Erdoğan'a karşı. Gazze'ye, Davos'taki çıkışıyla sahip çıkması, Arakan'a ailesini göndermesi, Mısır ve Suriye'de otoriteden, darbeci ve zalim yöneticilerden değil halktan yana tavır alması İslam dünyasının Erdoğan'a olumlu bakmasındaki en önemli etkenler." (https://www.habervaktim.com/haber/377218/islam-dunyasindan-erdogana-dua-ve-destek.html)

Dünya IŞİD sorununu veya şokunu yaşıyor. Bu örgütün kimi söylem ve eylemleri bizim için bildik şeylerdir. Kimisi de şok eden söylem ve eylemlerdir elbette. Bana önü açılıyor gibi geliyor. Bu kadar geniş bir coğrafyada bu etkinlik tek başına kendi gücüyle değil herhalde. Ama bir “İslam Devleti” ve bir “Hilafet” artık dünya siyasetine girmeli ve enine boyuna konuşulmalı.

“Siyasal İslam’a karşı olmak” “laiklik ve demokrasi ile bir sorunumuz yoktur” diyen kimi büyük ve  hoşgörülü hocaların dilinden düşürmediği laflar olsa da, yeryüzünde gerçek bir İslam Devletine hasret kalmış bizim gibiler için zırvadan başka bir şey değildir. Malum, “zırva tevil götürmez.” Biz de bu tevil saçmalığıyla uğraşmayacağız.

Evet dostlar, bir Ramazan böyle geçiyor işte.

Ne dersiniz, “itikaf” sünnetini düşünüyor musunuz?

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi