Cemal Nar

Cemal Nar

Kahramanmaraş Provokasyona Gelmedi 3

Kahramanmaraş Provokasyona Gelmedi 3

“İlmin sonu yok” derler, doğrudur. Öyle olunca bilginin azlığı yersiz bir alınganlık sebebi olmamalıdır.

Bu yüzden yanlış konuşan, yanlış davranan birisine, “doğrusunu öğrenelim”, ya da “dinimizi iyi bilelim”, veya “çok okumamız, araştırmamız ve bilgilerimizi geliştirmemiz” lazım dendiğinde, hemen alınıyor, güceniyor, “biz cahil miyiz?” diyor. Kızıyor, bunu bir aşağılama olarak algılıyor ve alıyor. Gerisi öfke ve kilitlenen tartışmalar…

Adam “ben Türkiye’nin menfaatlerine bakarım. Bu ülkede yaşayan insanlar için çalışırım. Bu ülkenin nimetlerini de kimseye peşkeş çekemem” diyor. Sen de bu adama tutup “sen İslam’ı bilmiyorsun. İslam’ın vatan anlayışını, vatandaş anlayışını, toplum anlayışını, ümmet anlayışını, din kardeşliğini, kardeşliğin gerektirdiği haklar ve vazifeleri bilmiyorsun” dersen, alınıyor, cehalet ile ithamı hazmedemeyerek nefsi kabarıyor, karşısındaki bilenin değerini hiçe indiriyor, ondan istifadeyi de bitiriyor böylece. Üstelik “cehl-i mürekkep” göstererek kendisinin de bilgili olduğunu iddia ediyor.

Bırak etsin diyeceksin, ama o zaman da sorun çözülmüyor işte…

Öyleyse yersiz alınganlıkları sineye çekerek bir kere daha söyleyelim: “Gelin iman ve gerekliliklerini yeniden öğrenelim. Gelin vatan, ırk, soy, kavim gibi kavramları İslamî bir bakış açısıyla yeniden kavramaya çalışalım. Gelin hata, kusur ve günahlarımıza tövbe edelim.”

Köşe yazarlığının bir zor tarafı da budur. Bizim yazımızı kimler okuyor bilmiyoruz ki! O yüzden genele hitap ediyoruz. Maksadımız bu konuları bizden daha iyi bilenler değildir herhalde. Bu yüzden o misilli kaliteli insanlar zaten anlayışlıdır ve bunu sorun edinmezler. Ancak cahillerdir “biz bunları sizden iyi biliriz” diyenler. Keşke öyle olsaydı, ne kadar sevinirdik.

Öyleyse hem Maraşlı gençlere, hem bütün ülkelerin ırkçı/ulusalcı/milliyetçi insanlarına, hem de bu ümmetin bütün fertlerine bir davet daha yapalım:

“Evet kardeşlerim, gelin iman ve gerekliliklerini yeniden öğrenelim. Gelin vatan, ırk, soy, kavim gibi kavramları İslamî bir bakış açısıyla yeniden kavramaya çalışalım. Gelin hata, kusur ve günahlarımıza tövbe edelim. Gelin bu mübarek günlerde içimizdeki Suriyeli Kardeşlerimizi sevgi, şefkat, merhamet ve yardımlarla kucaklayalım. Gelin Filistin’e dua ve yardım edelim, gelin bütün yaralı İslam dünyasına sözlü ve fiilî himmet ve desteklerimizi bereketlendirelim.

Biz böyle yaparsak hiç şüphesiz Allah bu manzaraya bakar da bizi sever. Allah bizi severse, dünyayı yeniden bize açar inşallah. Bu mazlumiyet ve mağduriyetler de o zaman kesinlikle biter.

Ey milliyetçiler, ulusalcılar! Unutmayınız; atalarımız büyük devletleri ırkçılıkla, din kardeşine ilgisizlik veya düşmanlık ile değil, birlik ve kardeşlikle, ümmet bilinci, nimet ve imkanları paylaşarak kurdular ve yaşattılar.

Haydi kardeşlerim, sıra bizlerde...

Sevgili Peygamberimizden öğreniyoruz ki, din kardeşlerinin derdini dert edinmeyen, onların meseleleriyle meşgul olmayan, onlardan olma hakkını kaybetmiştir.

O halde Müslümanlar, her halükârda ve daima Müslüman kalmaya, Müslümanlarla beraber olmaya, onlara karşı kardeşçe davranmaya mecbur, hatta mahkumdurlar. Çünkü din kardeşliğinden daha güçlü ve kutlu bir başka bağ yoktur. Bu sebeple Müslüman yürekler Müslümanlara karşı daima sevgi ve muhabbetle atmalıdır. Çünkü hayat, ancak din kardeşleriyle birlikte yaşanırsa güzeldir.

Din kardeşlerinin derdini dert edinmeyen, onların meseleleriyle meşgul olmayan, onlardan olma hakkını kaybetmiştir. Müslüman zor zamanda kalan Müslüman kardeşlerinin yanında olmak, sıkıntılarını gidermek, ihtiyaçlarını karşılamak borcundadır.

Suriyeli muhacir kardeşlerimize yardım edecek yerde onları taciz eden, dolayısıyla Kahramanmaraş adını dünya çapında rezil ederek bizi utandıran gençlere tövbe etmelerini ve bir daha böyle çirkin hareketlere girişmemelerini tavsiye ederim. Allah sizleri böyle vaziyetlerle imtihan etmesin.

Kahramanmaraş Müslümanları Suriyeli muhacir kardeşlerimize hep yardım etmiş ve etmeye devam edecektir. İçimizdeki bazı “cahil cemekanın” olumsuz tavırları bu gerçeği yok edemez.

Gerçi onları eğiterek terbiye etmek bize düşerdi, ama bu noksanlığımız sebebiyle bizim çoluk çocukların yaptıkları yüzünden inşallah Allah bizi cezalandırmaz, insanlar da hoş görür, ayıplamaz.

Ne diyelim, hiç olmaması gerekirdi, ama oldu bir kere…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi