Faruk Köse

Faruk Köse

Tezkere kime yarar?

Tezkere kime yarar?

TBMM, Hükümetin “Irak ve Suriye’ye asker göndermesi ve yabancı askerlerin Türkiye’de bulunması Tezkeresi”ni onayladı.

Lafı dolandırmayacağım, Tezkere metnini tatmin edici bulmadım. Hatalı bir içeriği haiz. Mesela; “Irak’ın kuzey bölgesinde silahlı PKK terör unsurları varlığını sürdürmektedir” ifadesinden sonra, “Suriye ve Irak’ta diğer terör unsurlarının sayısı ve ortaya koydukları tehditte de önemli artış gözlenmektedir” denilerek PKK’nın Suriye’deki varlığı gözardı edilip “Suriye PKK’sı”na meşruiyet kazandırılıyor. Haliyle, Tezkere’nin Suriye’de PKK’nın egemen olduğu bölgeleri IŞİD saldırılarından korumaya, böylece “terör örgütü PKK için güvenli bir saha oluşturma”ya hizmet edeceği şüphesini güçlendiriyor. Çünkü “Irak ve Suriye’deki güvenlik boşluğundan kaynaklanan tehdit ve tehlikelere karşı ilave tedbirler”den söz edilirken, bunun, “boşluğu dolduracak güç” olarak o bölgelerdeki “ayrılıkçı Kürt varlığı”na yol açacağından söz edilmiyor; “Türkmenlerin ve Arapların güvenlik ve egemenlikleri”ne vurgu yapılmıyor.

 “Suriye’de rejimin, dördüncü yılına giren şiddet politikalarının insani, bölgesel güvenlik ve istikrar bakımından yol açtığı risk ve tehditler artmaktadır” veya “Suriye rejiminin, ....ülkemizi hedef alan saldırgan politikaları sürmektedir” denilirken, uluslararası operasyonun Suriye’yi kapsaması şartı koşulmuyor. Yani Tezkere ve uluslararası operasyon Suriye rejimini de durdurmaya yönelik değil. Öte yandan, “Suriye rejiminin ....teşvik ettiği terör gruplarının, nüfuz arayışları çerçevesinde gerçekleştirdikleri eylemlerin neden olduğu güvenlik bunalımı”ndan söz edilirken, PKK’nın Suriye kolu PYD’nin “Suriye rejiminin yol vermesiyle” ele geçirdiği nüfuz alanlarının korunmasını sağlayacak Tezkere nasıl açıklanabilir? Bu durumda Tezkere ne işe yarayacak?

Tezkere’nin, “Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik terör tehdidi ve her türlü güvenlik riski”ne karşı gerekli tedbirleri almak, “Irak ve Suriye’deki tüm terörist örgütlerden ülkemize yönelebilecek saldırılar”ı bertaraf etmek ve “kitlesel göç gibi risklere karşı Türkiye’nin güvenliğinin idame ettirilmesi”ni sağlamak amacıyla çıkarıldığı kaydediliyor. Bu amaçla, “Türk Silahlı Kuvvetlerinin, ....sınır ötesi harekât ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve ....yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması” için Hükümet’e yetki veriliyor.

Bu noktada sormak istiyorum: Mesele “teröre karşı mücadele”yse, yabancı askerlerin Türkiye’de bulunması ne anlama geliyor? Türkiye teröre karşı aciz kaldı da yabancı askerlerden yardım mı istedi? Yok, mesele Suriye ve Irak’ın bir bölümüne askeri müdahale ise, o zaman niçin Suriye halkını dört yıldır katleden Esed yönetimi operasyona dahil edilmiyor? Niçin Irak’ta Sünni müslümanları katlettiren İran’a karşı çare önerilmiyor?

Demek ki amaç, IŞİD’i göstererek PKK’ya alan açıp uluslararası koruma sağlamak. Her ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan, “bizim için IŞİD neyse PKK da odur” dese de, Tezkere’de, PKK’ya karşı Irak’ta olsun, Suriye’de olsun herhangi bir askeri operasyon yapılacağına dair hiçbir ibare/emare yok. Bilakis her şey PKK’yı IŞİD’e karşı korumaya yönelik bir operasyona katılma ve katkı sağlama yönünde gelişiyor.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, “BM üyesi ülkeler teröristlerin bir ülkeden diğerine geçişlerini önlemekle yükümlüdürler.... Tezkere bu tedbirlerin bir parçasıdır” dedi. Ancak terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD’nin lideri Salih Müslim IŞİD saldırısından kaçarak Türkiye’ye geldi, yani sınırı geçti ve Devletin koruması altına girdi; böylece meşruiyetini sağladı. Bu, PKK elebaşısı Cemil Bayık’ın IŞİD saldırısından kaçıp Türkiye’ye sığınarak devletin koruması altına alınması gibi bir şey değil mi? PKK terör örgütüyse, onun bir kolu olan PYD ne oluyor? Bu durumda Tezkere, aslında PKK’yı IŞİD’den korumaya yönelik olmuyor mu? “IŞİD’i Gösterip Kürdistan’a Razı Etmek” projesi hayata geçirilmiyor mu?

Bir başka husus: PKK’nın Suriye’deki merkezi olan Kobani saldırıya uğrayana kadar niye kimse operasyon düşünmedi? Kürtlerin ağırlıkta olduğu Suriye şehri Kobani’ye saldıran IŞİD, üçbuçuk ay önce Türkmenlerin ağırlıkta olduğu Irak şehri Telafer’e saldırmıştı. O zaman kimsenin aklına Türkmenlerin yaşama hakkı da gelmedi, IŞİD terörü de... Telafer’deki katliamı engellemek için harekete geçme gereği duyulmadı, tezkere-mezkere çıkarılmadı. PKK’nın egemenliğindeki bölgelerde yaşayanların canı can da, Türkmenlerinki patlıcan mıydı? Telafer katliamına ses edilmedi de, şimdi PKK’yı kurtarmak için bu çaba niye? Bunun makul ve mantıklı bir açıklaması olabilir mi?

Yıllardır asimilasyona tâbî tutulan Türkmenler Telafer’de katledilirken Tezkere çıkarmayan Hükümet’in, şimdi Kobani’yi, haliyle PKK’yı korumak için Tezkere çıkarmasını, Tezkere’de PKK’nın terör örgütü olduğuna dair ifadeler temize çıkarmaz. Madem IŞİD de, PKK da terör örgütü, bırakın yesinler birbirlerini, size ne? Bir terör örgütünü diğerinden kurtarmak sizin neyinize?

Aynı Telafer’de daha önce, özellikle de 21 Şubat 2005’te, Barzani’nin peşmergelerinin ABD askerleriyle bir olup katliam yaptıklarını unutmuş değiliz. Bugün, Türkmen katliamı yapan Barzani ile can-ciğer dostuz; onbinlerce insanı öldüren PKK teröristlerinin Suriye’deki sahalarını korumak için Tezkere çıkarıyoruz!

Merak ediyorum, tüm bu olup bitenlerin “Büyük Ortadoğu Projesi” gereği olduğu ne zaman açıklanacak?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Faruk Köse Arşivi