Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Bizim Ebeveynler

Bizim Ebeveynler

Geçtiğimiz gün, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşarının -huzurevlerinin terk edilmesi gereken bir model- olduğuna dair bir açıklaması gözüme ilişti. Yaşlıların huzurevlerinde yalnızlığa terk edilmelerinin toplumsal bir problem olduğunu birçok kere köşemde ifade etmişimdir. O yüzden bu açıklamayı olumlu bulmakla beraber izlenecek yöntemin oldukça büyük önem taşıdığını, yaşlılarımızın sorunları ele alınırken, sosyo-kültürel dokumuzun ve aile yapımızın dikkate alınması gerektiğini düşündüm.

Batı toplumunda “biz” duygusu yoktur, bunun yerine birey ve bireyin çıkarları vardır. Bu toplumlarda çocuklar “ben” duygusu ile büyür ve belli bir yaşa geldiklerinde aileden kopar ve kendi dünyalarına hapsolurlar. Anneler için bu durum son derece doğal bir süreçtir, çocuk hayatını yaşamalı ve özgür olmalıdır. Bizim annelerimiz ise her ne kadar Batı kültürünün etkisinde kalmış olsalar da, çocukları ile bağlarını koruyamaya ve güçlendirmeye çalışırlar..

Çocuklar büyürler ve evlenirler. Anne babalar, “artık çocuklarımız büyüdüler, kendimize vakit ayırabiliriz” deme hakkını kendilerinde hiçbir zaman görmezler. Ebeveynlerimiz yaşları kaç olursa olsun çocuklarının sorunları ile hemhal olur ve onlardan vazgeçemezler.

Oğullar askere giderken anne babalar ağıtlar yakar ve gözlerini yollardan ayıramazlar. Anne evlenip giden çocuklarının hatıralarını canlı tutabilmek için hayatını eski ve metruk evlerde geçirmeye razı olur. Anne baba ve çocuk arasındaki bağ Müslüman toplumlarda çok daha kuvvetlidir. O yüzden Batı toplumlarında bir boşluğu dolduran huzurevleri bizim insanımız için yeni bir sorunun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Çünkü evladından ve hatıralarını büyüttüğü evinden kopmak yaşlılar için katlanılması güç bir sorundur. Onlar yeter ki çocuklarımızın yanında ya da yakınlarında olalım biz her şeye razı oluruz diyor ve evlatlarına yakın olmak istiyorlar.

Huzur evleri ile ilgili yeni bir çalışma yapılacaksa, bu çalışmanın bir ayağında, ebeveynlerin çocukları ile ilişkileri yer almalıdır. Yaşlı anne baba çocuklarına torunlarına ve yakınlarına yakın mekânlarda istihdam edilmeli ve bu vesile ile aile desteği sağlanmalıdır. Aksi takdirde bu insanlar kendilerine sunulan hiçbir imkândan tam anlamıyla memnun kalmayacaklardır. Çünkü geçmişlerinden ve çocuklarından kopuk bir hayat yaşamaktadırlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi