Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Tarihin nöbet devreleri

Tarihin nöbet devreleri

Ha­yat­ta te­sa­dü­fe te­sa­düf edi­le­mez. Ta­rih­te de öy­le­dir.  Ta­rih­te nö­bet an­la­rı var­dır.  Bu an­lar­da nö­bet de­ği­şi­mi ya­şa­nır. Bir say­fa ka­pa­nır di­ğe­ri açı­lır.  İs­tan­bul fet­hiy­le bir­lik­te Fa­ti­h’­in çağ açıp çağ ka­pa­dı­ğı ifa­de edil­miş­tir. Zi­ra mev­zi­i bir olay ol­mak­tan öte an­lam­lar ta­şı­mak­ta­dır.  Bu su­ret­le Do­ğu Ro­ma İm­pa­ra­tor­lu­ğu ve­ya Bi­zans ta­ri­he ka­rış­mış ve onun mi­ra­sı­nı baş­ka bir güç ve baş­ka bir kim­lik dev­ral­mış ve te­va­rüs et­miş­tir.  Coğ­ra­fi ola­rak bu an­cak kı­ta­la­ra­ra­sı bir olay ola­rak anı­la­bi­lir. Ta­ri­hi açı­dan da İs­tan­bu­l’­un fet­hi bin yıl­da bir ger­çek­le­şe­bi­le­cek en­der bir olay­dır. Arap­ça­da ‘ta­aku­p’ di­ye bir ifa­de var­dır. Bir­bi­ri­ni iz­le­me ve bir­bi­ri­ne nö­bet dev­ret­me an­la­mın­da­dır.  İm­pa­ra­tor­luk­la­rın dü­şü­şü ve ye­ni­den yük­se­li­şi de böy­le işa­ret­ler ta­şır­lar. Ke­za bü­yük in­san­la­rın ölü­mü ve di­ğer­le­ri­nin on­la­rın ye­ri­ni al­ma­sı da bir sı­ra­la­ma­yı ta­kip ede­bi­lir. Hik­met­ten as­la uzak de­ğil­dir. Söz­ge­li­mi İmam-ı A’­zam Ebu Ha­ni­fe yak­la­şık 70 yıl ya­şa­mış­tır. Hic­ri 80 ta­ri­hin­de Ku­fe­’de doğ­muş ve 150 ta­ri­hin­de ise ve­fat et­miş­tir. Mi­la­di ola­rak do­ğum ve ölü­mü­ne şöy­le ka­yıt dü­şül­müş­tür:  Do­ğum: MS 05 Ey­lül 699, Ku­fe.  Ölüm: MS 14 Ha­zi­ran 767, Bağ­dat. Bu ta­rih­ler tak­ri­bi ola­bi­lir.  Mus­ta­fa Mü­nir Ed­he­m’­in Şa­fi­i’­nin Mı­sı­r’­a Gö­çü ad­lı ese­ri­ni oku­yo­rum. Bu eser as­lın­da bir ko­nuş­ma­nın, kon­fe­ran­sın ya­zı­ya dö­kül­me­sin­den iba­ret.  Ki­tap­ta İmam Şa­fi­i’­nin Mat­la­bi ol­ma­sı ( Ehl-i Beyt­ten) onun öte­sin­de Rey eko­lü ve Ebu Yu­suf ile iliş­ki­si ve onun öte­sin­de İmam Ma­li­k’­i ile mü­na­se­bet­le­ri çok gü­zel ir­de­len­miş,  kay­da ge­çi­ril­miş.

Ki­mi­le­ri Ömer Bin Ab­du­la­zi­z’­den son­ra İmam Şa­fi­i’­nin ikin­ci mü­ced­dit ol­du­ğu ka­na­atin­de­dir. Uzak gö­rü­le­mez. Şa­fi­iler­le baş­la­yan tec­dit hal­ka­sı Eş’­ari­ler­le bir­lik­te yo­lu­na de­vam et­miş­tir.   Bir baş­ka tec­dit eko­lü ve çı­ğı­rı da Nak­şi­ben­di­lik için­de ge­liş­miş­tir.  Nak­şi­ben­di­ye­nin kol­la­rın­dan Mü­ced­di­di­ye tec­dit eko­lü­dür. İmam-ı Şa­fi ile İmam-ı A’­za­m’­ın mü­na­se­be­ti  İmam Ebu­’l Ha­san el Eş’­ari ile İmam Ma­tu­ri­di­’nin mü­na­se­be­ti­ne ben­zer. Bir­bir­le­ri­ni ta­mam­lar­lar. El­bet­te ame­li ko­nu­lar­da ( fu­ru) İmam  Şa­fi­i ile Ebu Ha­ni­fe ara­sın­da epey­ce fark var­dır. Bu­nun­la bir­lik­te İmam Şa­fi­i ha­dis eko­lüy­le rey eko­lü ara­sın­da bir köp­rü kur­muş­tur.   Ba­zı ne­den­ler­den do­la­yı Şah Ve­liy­yul­lah iki mez­he­bin bir­leş­ti­ril­me­si­ni tek­lif et­miş­tir. Bu ta­ri­he mal ol­muş ve ora­da kal­mış bir tek­lif­tir. Ta­be­ri gi­bi­le­ri­ne gö­re Ah­met Bin Han­bel fa­kih de­ğil mu­had­dis ad­de­di­lir­ken Şa­fi­i’­nin fa­kih­li­ği mu­had­dis­li­ğin­den ile­ri­de­dir. Ya da ce­nah­lar­dan bi­ri­si di­ğe­rin­den ge­ri de­ğil­dir.  ‘Rih­le­tü El İmam Şa­fi­i İla Mı­sı­r’ ki­ta­bın­da Ebu Ha­ni­fe ile Şa­fi­i’­nin nö­bet­leş­tik­le­ri ya­zıl­mak­ta­dır.  Mus­ta­fa Mü­nir Ed­hem, Mu­ham­med İd­ris Şa­fi­i’­nin an­ne­si Fa­tı­ma­’dan Ebu Ha­ni­fe­’nin ve­fat et­ti­ği gün dün­ya­ya gel­di­ği­ni yaz­mak­ta­dır (age, Mus­ta­fa Mü­nir Ed­hem, Muk­ta­taf Mat­ba­ası el Ka­hi­re,  1930 bas­kı­sı, s: 4). Bu du­rum­da ta­ri­hin ışı­ğın­da ve akı­şın­da Ebu Ha­ni­fe nö­bet dev­ret­miş ve İmam Şa­fi­i nö­bet dev­ral­mış­tır.  Eğer bir hi­laf yok­sa, bu te­sa­düf ola­maz.  En’­am su­re­si 95’in­ci ayet­te Ce­nab-ı Hak :” Di­ri­yi ölü­den ölü­yü de di­ri­den çı­kar­tı­r’ bu­yur­mak­ta­dır. Bu­nun fi­zi­ki an­la­mı ol­du­ğu gi­bi me­ta­fi­zi­ki ve onun öte­sin­de me­ca­zi an­la­mı da var­dır. Me­ca­zi an­la­mın­da ‘sa­lih­ten ta­lih ya­ni iyi­den ya­ra­maz ev­lat do­ğa­bi­le­ce­ği gi­bi ter­si de ola­bi­li­r’ den­miş­tir. Ya­ni mü­min­den ka­fir ve­ya ka­fir­den mü­min de dün­ya­ya ge­le­bi­lir.

La­kin bu­ra­da­ki me­ca­zı bu du­rum­la sı­nır­la­mak doğ­ru ol­maz.  Me­ca­zın bir par­ça­sı ola­rak ölü­ler­le di­ri­le­rin nö­bet­leş­me­sin­den de bah­se­de­bi­li­riz.  El­bet­te re­en­kar­nas­yon an­la­mın­da de­ğil ama ve­re­se­tü­’l en­bi­ye an­la­mın­da Mev­la­na ‘ bu ça­ğın Ah­me­d’­i be­ni­m’ de­mek­te­dir.  İlim eh­li ara­sın­da ma­ne­vi bir ra­bı­ta, te­sel­sü­lü red­det­mek doğ­ru ol­maz. O ba­kım­dan İmam Şa­fi­i Ebu Ha­ni­fe­’nin ar­dı­lı ol­du­ğu gi­bi Re­su­lul­la­hın da ça­ğın­da­ki va­ris­le­rin­den­dir.

1258 ta­ri­hin­de Mo­ğol çe­ri­le­ri­nin akın­la­rı kar­şı­sın­da Şi­i ve­zir Al­ke­mi­’nin iha­ne­ti yü­zün­den tes­lim olan Bağ­da­t’­ta son Ab­ba­si ha­li­fe­si ( Irak ko­lu) Mu­ta­sım Bil­lah bir çu­va­lın için­de at­la­rın nal­la­rı­nın al­tın­da ezi­le­rek, can ver­mek­te­dir.  Ay­nı yı­lın baş­la­rın­da ise Os­man­lı­’nın ku­ru­cu­su Os­man Ga­zi dün­ya­ya gel­mek­te­dir (  Ah­met Cev­det Pa­şa, Kı­sas-ı En­bi­ya ve Te­va­rih-i Hu­le­fa, cilt 2, s: 451, Be­dir Ya­yı­ne­vi, 1977). Yü­zey dal­ga­da bir ölüm ha­li ya­şa­nır­ken dip dal­ga­lar ye­ni bir do­ğum san­cı­sı­na sah­ne ol­mak­ta­dır. Bu Bağ­da­t’­ta yı­kı­lan Ab­ba­si dev­le­ti­ne kar­şı Os­man­lı dev­le­ti­nin ayak ses­le­ri­dir.  Ya­rım asır ol­ma­dan Bağ­da­t’­ın iş­ga­li sı­ra­sın­da dün­ya­ya ge­len Os­man Ga­zi, Al­la­h’­ın ina­ye­tiy­le ye­ni bir ci­han im­pa­ra­tor­lu­ğu­nun te­mel­le­ri­ni atar. Ölü­den do­ğan ye­ni can­lı ete ke­mi­ğe bü­rün­müş­tür.

İn­şa­al­lah 2015 yı­lı da ha­yır­lı bir nö­bet dev­ri yı­lı olur.  Ci­han ça­pın­da ye­ni bir do­ğu­ma şa­hit olu­ruz. Ve­ma ze­li­ke Alal­la­hi bia­ziz.  Al­lah için zor de­ğil­dir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi