Herkesin ağzında bir pelesenk…
Ne kadar bölücü varsa, 
Ne kadar fitne varsa, 
Ne kadar, namussuz, arsız,
Vurguncu, hırsız, 
Müslüman, Hıristiyan, 
Yahudi, Budist varsa,
Ne kadar, komünist, kapitalist varsa 
Bir şeye itiraz edecekse, 
“Bu demokrasiye aykırıdır” 
Deyip işin içinden sıyrılıyor. 

Amerika’da, demokrasi varmış.
Batılı demokrasilerde bu böyleymiş.
Demokratik Alman cumhuriyeti de varmış.
Hatta Çin halk cumhuriyeti demokratikmiş.
İngiliz Krallığı demokrasi ile idare edilirmiş. 
Bu ne menem bir sistemmiş ki, 
Sanki dokunulmaz bir tabu…
Sanki bir din..

Neymiş efendim, halkın idaresiymiş?
Hangi halkın? 
Komünist idarelerdeki polit bürolar mı?
ABD’de Pentagon mu?
İngiliz Krallığı, Lortlar kamarası mı Halk? 
Fransız, Alman, Avusturya yönetimindeki, 
Masonlar mı Halk?

Siyasi Parti başkanlarının, 
Sabaha kadar oturup, 
Milletvekillerinin listesini yapması mı demokrasi?
İstediği İl başkanını ataması,
İstediğini görevden alıp, kendi sultasını kurması mı halk idaresi?
Dünyada ve Türkiye’de halkın idaresi nerede bilmiyorum. 
Güneydoğuda, PKK’ın, 
Silahı çekip sandıkları kontrol etmesi,
Çeribaşına para verip, 
Romanların oylarının Tümünü almak mı demokrasidir. 

Hasılı Dünya masonlarının, sevk ve idare ettiği,
Halkın seçtiği, Mursi’yi alaşaği, eden askeri yönetimlerin
İşbirliği yaptığı idareler her halde demokrasi olmalıdır. 

Ben anladım ki, demokrasi bir demagojidir, safsatadır.
Halkın kandırıldığı bir halk idaresidir. 
Başı ayağı olmayan, ne idiğü belli olmayan bir dindir her halde?..
Ne ondan vazgeçilir? Ne belası çekilir?