Baştan sona algı operasyonu. Kim yapıyor bunu? Batı ve yerli uşakları. Hem de çok kaba, çok pespaye ve çok rezilce.

Ne olmuş?

Fransa’da üç Fransız bir yayınevini basmış ve 12 kişiyi öldürmüş.  Devlet de bir o kadarını etkisiz kılarken öldürmüş.

Bize ne?

İslam dünyasına ne?

Irkçılığa ve ayırımcılığa neden sebep oluyor bu olay Batıda?

Bu olay neden olmuş? Bunun psikolojik, sosyolojik, yönetim, eğitim, iktisat, hukuk ve benzeri alanlarda analizini yapmak ve çözüm bulmak da Batının işidir herhalde.

Sonra her ülkede terör var. Dahası, bizdekileri de Batı, en çok da Fransız besliyor. Terör maalesef umur-u adiyeden olmuş.

Tamam, çare arayalım. Tamam, hep beraber üstüne gidelim. Tamam, barışı koruyalım. Ama ne oluyor da bu olaydan İslam’ı ve Müslümanları suçluyorlar?

“Efendim, teröristler Müslümanmış”.

Olabilir. Her teröristin bir dini vardır herhalde. Hepsi de dinsiz değildir ya. Bu zamana kadar hiç mi bir Yahudiden veya Hıristiyandan bir terörist çıkmadı? Biz yeri göğü inleterek Yahudilere ve Hıristiyanlara laf mı attık o zaman? Onları mı suçladık? Söz konusu İslam olunca bu farklı muamele neden?

“Efendim, basına saldırmışlar. Oysaki ifade özgürlüğü varmış” falan filan.

Hadi ordan!

Dünyanın neresinde dine, kutsala sövmek ve hakaret etmek özgürlükmüş?

Yok böyle bir özgürlük.

Bunlar bal gibi, pardon zehir gibi suçtur.   

Birileri kendi dinine peygamberine sövülürse bile hoş görürmüş.

Bana ne?

Onun cıvıklığından, laubaliliğinden, aldırmazlığından, vurdumduymazlığından bana ne? Ben kendi dinime peygamberime sövülürse hoş görmem. Onun muhakkak cezalandırılmasını isterim.

“Efendim, bunlar Batıda da suçmuş. Ama yazarlar çizerler veriyorlarmış para cezasını, suçu işlemeye devam ediyorlarmış.”

Burada iki kötülük var. İlki şu; cebinde ödeyecek paran varsa suç işlemek ayıp olmaktan, suç olmaktan, kabahat ve kötülük olmaktan, zararlı olmaktan çıkar mı? Bu suçu işlemek ahlaksızlık değil mi? Öyleyse başkalarının kutsalına hakaret eden, aşağılayan, söven bu yazar ve çizerler ahlaksız adamlardır.

İkincisi, ceza dediğin caydırıcı olmalıdır. Değilse, suç işlemek sıradanlaşır. O zaman yasak anlamsızlaşır. Bir şey zararlı ise yasaklarsın ve işleyene de bir daha yapmaktan, suçu tekrar tekrar işlemekten caydırıcı bir ceza verirsin. Hukukun mantığı, metodolojisi budur. İslam, Peygamberine sövene ölüm cezası getirmiştir. Hadi bir daha bu şeni işi işlesin bakalım.

Yoksa adam veya gazete zengindir, verir para cezasını, söver herkese. Bir gün de canı yanan biri çıkar ve o terbiyesize haddini bildirir.  Aşırı gitmişse, o da çekecektir cezasını. Devletler böyle olmasın istiyorlarsa, suça göre caydırıcı ceza koymalılar ve suç işleyenin para cezası olsa bile ahlaksız olduğunu ilan etmeliler. Caydırıcı değilse en iyisi hakaretlerde para cezası kalkmalı.

“Efendim, fikir ve ifade özgürlüğü…” demek kem küm etmektir.  Avrupa bu sahtekarlığından vazgeçmelidir. Bakınız, Avrupada “Ermeni katliamı yoktur” demek suçtur. “Hoppalaaa” demeyin, evet, suçtur. Hala Doğu Perinçek bundan yargılanıyor.  

Yine “antisemitizm” diye bir suç vardır.

Peki, bunlar fikir ve ifade hürriyetine sığar mı? Sığarsa, niye suç? Yok bunlar sığmazsa, benim dinime ve peygamberime sövmek nasıl sığar ey iki yüzlüler?

Batı içinde perişan ettiği İslam ülkelerinin evlatlarını barındırıyor. Eğer bunları memnun ederse ne ala! Değilse, cehenneme hazır olsun. Adalet mülkün temeli ise, demek ki yokluğumda temellerin sarsılması vardır, yıkım vardır, bunu bilmeyecek ne var!

Batı özeleştiri yapmalı ve içindeki ırkçılık, ayırımcılık ve yabancı düşmanlığını bitirmeli. Müslümanları asimile etme, bitirme planlarından vazgeçmeli. O insanların kendisi ile eşit olduğunu kabullenmeli. İkide bir kendi vatandaşlarına efelenmeden vaz geçmeli.

Batı İslam dünyasından da fitne elini çekmeli. Açık işgal ve kültür emperyalizminden de vaz geçmeli. Bizim dünyamızın sorunlarını bize bırakmalı. Oysa şu anda hangi İslam’ı alacağımızı bile kendileri seçmeye kalkıyor ve bizi ona zorlamaya çalışıyorlar. Yok ılılmlı İslam, yok cihadist İslam, yok radikal, fundamantalizm, yok şu, yok bu.

Sana ne be adam?!

Düş yakamızdan!