Erbay Kücet

Erbay Kücet

Pirzola Demiri Çözüm Sürecini Zora Sokar mı?

Pirzola Demiri Çözüm Sürecini Zora Sokar mı?

Ülkemizi uzun yıllardır beklenen şekilde idare eden, halkın mutluluğu için çaba gösteren yönetimin iş başına geldikleri günden bugüne gelinceye kadar ülke adına yaptıklarını da sıralayacak değilim.

Konuyla ilgili olarak Başbakan “Ulusa sesleniş”  ile yaptıklarını ifade etmektedir. 

Anlayanlar anlıyorlardır. Ülkemizin nerelerden nerelere geldiğine ilişkin en belirgin ayrıntıları yurt dışına çıkıp etrafınıza şöyle alıcı gözüyle baktığınızda daha iyi fark ediyorsunuz. Yurt içerisinde yaptığımız seyahatlerde ise özellikle hemen her şehrimizde olan hava limanlarında ve otobüs terminalleriyle birlikte tren garlarındaki kalabalığın Anadolu insanından oluştuğunu görüyorsunuz. 

Yani şu anda iktidarda kendinden biri, içinden biri, sessiz yığınların sesi, kimsesizlerin kimsesi olduğunu halkımız inkâr etmemektedir. 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak olan seçimde de halkımız doğru bildiğini yapacaktır.

Bu vesile ile başımdan geçen bir olayı sizlerle paylaşmanın zamanı geldiğine inanıyorum. Sanırım 2007 kışıydı. Aracıma kış lastikleri almak için lastik bayiine gittim. Aracımın lastikleri değişirken ısınmak amaçlı çaylarımızı şirketten yudumlarken aynı mekânda iki orta yaşlı bayanda aynı iş için orada bulunuyorlardı. Yanımdaki dostumla sohbete başladılar.

Çalıştığımız kurumdan söz edince ilk defa tanıdığımız bayanlardan birisi okuduğu gazetedeki resimleri göstererek “Bunları hiç ama hiç sevmiyoruz” dediğinde resme baktım Dönemin Başbakanın ve Cumhurbaşkanın eşleri birlikte bir haberin içindeydiler.  Kadınların bu kadar nefret ederek gazetedeki resimlere bakmalarına şaşırdım, ses çıkarmadım. Sevmek zorunda değillerdi. Kimse kimseyi sevmek durumunda veya mecburiyetinde değil diye düşündüm.

Fakat kadınlar susmamışlardı. Birisi her gün gazeteyi ellerine alıp bu bayanların resimlerinin bulunduğu sayfaları elleriyle dövdüklerini söylediklerinde ben dayanamadım: “Hanımefendiler yanlış yapıyorsunuz!” dediğimde birlikte olduğum arkadaş benim bayanları azarlayarak hakaret edeceğimi sandığından hanımefendilere yaptıklarının yanlış olduğunu falan söylerken Kadınlar “Neden yanlış olsun ki, bu örümcek kafalıların resimlerini gazetede görünce avucumuzla döverek hıncımızı alıyoruz, bunun neresi yanlış?” deyince, “Efendim elinize yazık değil mi? Ben eve kasapların pirzola yaptıkları demirden satın aldım eşime verdim, o onunla dövdüğü için eli acımıyor” deyince bayanlar çok sevindiler.  Birbirlerine bakıp “Ablacığım beyefendi haklı, elimize yazık değil mi, biz de o demirden satın alalım” dediklerinde arkadaş gülmemek için kendini dışarı attı.

Bu arada lastiklerimiz takılıp yola revan olur olmaz eşimi arayarak bayiden renkli gazetelerden birini satın almasını ve ne kadar solcu bayan resimleri varsa dövmesini istediğimde eşim, “Saçmalama neden yapacakmışım?” diyerek telefonu kapattı. Akşam eve geldiğimde yaşadıklarımı anlatırken bu kadar kin ve öfkenin bir insanda olmasının çok zararlı olacağını düşünmüş, ancak bu öfke ve kinin nerelere kadar varacağını o günlerde şaka yoluyla geçiştirirken son olaylarda bu kin ve öfkenin eylemden öte sinirsel patlamaları ortaya çıkardığına şahitlik etmiş olduk.

Kasapların pirzola yaptığı demirden satın almak çözüm sürecini zora sokar mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erbay Kücet Arşivi