Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Davutoğlu: Diğer hocalarımızdan da bunu bekliyoruz

Davutoğlu: Diğer hocalarımızdan da bunu bekliyoruz

HADİS-İ ŞERİF

Şu Kur’ân’ı muhafazaya itina gösterin. Muhammed’in nefsini kudret elinde tutan Zât-ı Zülcelâl’e kasem olsun 
Kur’ân-ı Kerim’in (hafızalardan) kaçması, develerin bağlarından boşanıp kaçmasından daha kolaydır. Buharî, Fedailu’l-Kur’ân 23; Müslim, Salâtu’l-Müsâfirîn 231

ALİMLERDEN ÖĞÜTLER

Malınla cömert, sırrınla cimri ol ki, mal veren aziz, sır veren zelildir. Seni öven belki boğazlar. Sana ayıbını söyleyen nasihat eder. (İbrahim Hakkı Hazretleri)

 

 

BUN­LA­RI BEK­Li­YO­RU­Z BUN­LA­RI BEK­Li­YO­RU­Z

Başbakan Ahmet Davutoğlu bana, IŞİD ile ilgili uyarılarımın doğru olduğunu ama diğer hocalardan bunları göremediğini söyledi. IŞİD’e karşı milleti uyarmamız lazım ki hidayet ocaklarına gitmesi gereken çocuklar, Müslümanları kesmeye gitmesin.

Seçimden önce Başbakan Ahmet Davutoğlu ile bir araya geldik. Ba­na “Sen IŞİD hak­kın­da çok doğ­ru şey­ler söy­le­din. Di­ğer ho­ca­lar­dan da bun­la­rı bek­li­yo­ruz ama kim­se bir şey de­mi­yor. Mil­le­ti uyar­mak la­zım. Ben Ha­ta­y’­a git­ti­ğim­de bir ka­dın gel­di ya­nı­ma ve ‘3 oğ­lum da IŞİ­D’­e ka­tıl­dı­’ di­ye hün­gür hün­gür ağ­la­dı­” de­di. 

G­VU­RUN HAK­KI­NA GİR­ME­YİN

Bu mil­le­tin ço­lu­ğu­na-ço­cu­ğu­na ya­zık de­ğil mi! Med­re­se­ye ge­lip oku­yup, bü­tün mil­le­ti ih­ya ede­cek, İs­la­m’­a ka­vuş­tu­ra­cak, hi­da­ye­te eriş­ti­re­cek, kul hak­kı­nı an­la­ta­cak, hay­van hak­kı­nı an­la­ta­cak, ka­rın­ca­yı ez­me­yin di­ye an­la­ta­cak. Gâ­vu­run hak­kı­na gir­mek da­ha teh­li­ke­li­dir. Ahi­ret­te se­vap­ da geç­mez ona. Sen mec­bu­ren ya­nar­sın onun na­rı­na. Onun için Ya­hu­di, Er­me­ni di­ye­rek in­san­la­ra sal­dır­ma­yın. Gâ­vur di­ye in­san­la­rın hak­kı­nı ye­me­yin. 

MÜS­LÜ­MAN­LA­RI ASIP,KE­Sİ­YOR­LAR
Mil­le­te İs­la­m’­ı düz­gün an­la­ta­cak, hi­da­yet ocak­la­rı­na gi­de­cek ço­cuk­la­rın ver el­le­ri­ne si­lah­la­rı, gön­der harp sa­ha­sı­na git­sin Müs­lü­ma­nı kes­sin. 

IŞİD Su­ri­ye­’de Müs­lü­man­la­rı öl­dü­rü­yor. Ya­hu­di ile uğ­raş­maz, İs­ra­il ile uğ­raş­maz, gâ­vur­la uğ­raş­maz ama ge­lir Müs­lü­ma­nı ke­ser. Çün­kü onu da gâ­vur­lar kur­dur­du. Bun­dan do­la­yı­dır ki ilim­siz ol­maz di­yo­rum. 

BU ATEŞ BA­TI­’YI DA YA­KAR

Eğer siz bu mil­le­ti, bu genç­li­ği bi­zim an­lat­tı­ğı­mız med­re­se ilim­le­rin­den ha­li ve fa­riz bı­ra­kır­sa­nız. Bu işin so­nu iyi de­ğil. Av­ru­pa­’yı da ya­kar bu ateş. Ame­ri­ka­’yı da mah­ve­der bu ateş. Gâ­vur­lar “Bun­la­rı ca­hil bı­ra­ka­lı­m” di­ye dü­şün­dü­ler ama şim­di ken­di­le­ri de ra­hat­sız ol­du­lar. Doğ­ru an­la­tıl­say­dı, hak olan İs­lam be­yan edil­sey­di, on­lar­da bir ne­fes alır­dı. Al­lah sa­na da gâ­vur ol­ma öz­gür­lü­ğü ver­miş. “Di­le­yen iman et­sin, di­le­yen in­kâr 
et­si­n”(Kehf-29) buy­ru­lu­yor. İn­kâr eder­sen de ahi­ret­te ce­hen­ne­mi boy­lar­sın. Ama ben de ge­lip se­nin ka­fa­nı kı­tır kı­tır kes­mem. He­pi­miz dün­ya­da im­ti­han­da­yız. Ben sa­na va­az ede­rim, da­vet ede­rim, teb­liğ ede­rim. 

NA­MAZIN TER­Ki iMA­NI TEH­Li­KE­YE SO­KAR

Eğer kişi inkâr ederek, hafife alarak veya alay ederek namazı terk ederse kâfir olur.

Ubâ­de ib­ni Sâ­mit (Ra­dı­yal­lâ­hu Anh) şöy­le an­lat­mış­tır:

Dos­tum Ra­sû­lül­lâh (Sal­lâl­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem) ba­na ye­di has­let ile va­si­yet­te bu­lun­mak üze­re bu­yur­du ki:  “Par­ça par­ça edil­se­niz de yâ­hut iyi­ce ya­kıl­sa­nız da ve­ya asıl­sa­nız da Al­lâ­h’­a hiç­bir şe­yi or­tak koş­ma­yın.  Ka­sıt­lı ol­du­ğu­nuz hal­de na­ma­zı bı­rak­ma­yın. Her kim (na­ma­zın öne­mi­ni ha­fi­fe ala­rak) onu bı­ra­kır­sa, mu­hak­kak ki o ki­şi (İs­lâm) mil­let(in)den çık­mış olur. 

ARADAKİ AHİD NAMAZ

Gü­nah iş­le­me­yin, çün­kü ger­çek­ten o, Al­lâ­h’­ı ga­zap­lan­dı­rır. Bir de iç­ki iç­me­yin, zi­ra mu­hak­kak o, bü­tün ha­ta­la­rın ba­şı­dır.” (Mu­ham­med ib­ni Nasr el-Mer­ve­zî, es-Sa­lât, no:920; Ta­be­râ­nî, el-Mu­‛ce­mu­’l-ke­bîr, Hey­se­mî, Mec­ma­‛u­’z-ze­vâ­id, no:7114, 4/393; Sü­yû­tî, ed-Dür­rü­’l-men­sûr:3/54)

Bü­rey­de (Ra­dı­yal­lâ­hu Anh)dan ri­va­yet edi­len bir ha­dîs-i şe­rîf­te Ra­sû­lül­lâh (Sal­lâl­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem) şöy­le bu­yur­muş­tur: 

 “Bi­zim­le o (mü­na­fık ola)nlar ara­sın­da­ki ahid na­maz­dır. Onu ter­ke­den mu­hak­kak kâ­fir ol­muş­tur.” Ya­ni na­ma­zı ha­fi­fe alır­sa bu iş onu kâ­fir­li­ğe ka­dar gö­tü­rür.  (Bey­ha­kî, Şu­‛a­bu­’l-îmân, no:2538, 4/291; es-Sü­ne­nü­’l-küb­râ, 3/366; Tir­mi­zî, Îmân, no:2621, 5/13; Ne­sâ­î, es-Sa­lât, no:462, 1/231; İb­ni Mâ­ce, İkâ­me, no:1079, 1/342; Ah­med ib­ni Han­bel, el-Müs­ned, 5/346; İb­ni Ebî Şey­be, el-Mu­san­nef, 11/34, Ki­tâ­bü­’l-îmân, no:46, sh:26; İb­ni Hib­bân, el-İh­sân, no:1452, 3/8; Hâ­kim, el-Müs­ted­rek:1/6-7; el-Lâl­kâ­î, Şer­hu­’s-sün­ne, no:1518-1520, 2/821)

İKRAR EDECEKLER

İb­ni Ömer (Ra­dı­yal­lâ­hu An­hu­ma)dan ri­va­yet edi­len bir ha­dîs-i şe­rîf­te Ra­sû­lül­lâh (Sal­lâl­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem) şöy­le bu­yur­muş­tur: 

“Üm­me­tim içe­ri­sin­de kız­dı mı ada­mı öl­dü­ren, ver­di­ği ka­rar­da rüş­vet alan, na­maz­la­rı za­yi eden, şeh­vet­le­ri­ne uyan ama hiç­bir san­ca­ğı ge­ri çev­ril­me­yen (söz­le­ri iki edil­me­yen) kim­se­ler ola­cak­tı­r” 

O za­man: “Yâ Ra­sû­lel­lâh! On­lar mü­min mi­dir­ler?” de­ni­lin­ce: “İ­man­lı ol­duk­la­rı­nı ik­rar ede­cek­ler (fa­kat on­lar­da ger­çek iman ne ge­zer?!)!” bu­yur­du­lar. (İb­ni Mer­dû­yeh, Sü­yû­tî, ed-Dür­rü­’l-men­sûr:10/100)

Ehl-i Sün­net ule­mâ­sı bu gi­bi ha­dîs-i şe­rîf­le­ri: “E­ğer ki­şi in­kâr ede­rek, ha­fi­fe ala­rak ve­ya alay ede­rek na­ma­zı terk eder­se kâ­fir olur. Yok, eğer tem­bel­li­ğin­den böy­le ya­pı­yor­sa, kâ­fir ol­maz ama kâ­mil mâ­nâ­da bir mü­min de ola­ma­z” şek­lin­de yo­rum­la­mış­tır ki doğ­ru­su da bu­dur.

DO­KU­NUL­MAZ­LIK KALKAR

Mu’­âz ib­ni Ce­bel (Ra­dı­yal­lâ­hu Anh) ın şöy­le an­lat­tı­ğı ri­va­yet edil­miş­tir: 

Bir adam: “Ya Ra­sû­lel­lah! Ba­na bir amel öğ­ret ki onu ya­par­sam cen­ne­te gi­re­yi­m” de­di­ğin­de Ra­sû­lül­lâh (Sal­lâl­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem): “Ya­kıl­san da Al­lâ­h’­a hiç­bir şe­yi or­tak koş­ma. Se­ni bü­tün ma­lın­dan çı­kar­sa­lar da ana-ba­ba­na ita­at et. Şa­rap iç­me, çün­kü o bü­tün şer­le­rin anah­ta­rı­dır.  Kas­ten na­ma­zı sa­kın ter­ket­me, çün­kü na­ma­zı kas­ten ter­ke­den­den Al­lâ­h’­ın zim­me­ti be­rî olur (ona azap et­me­me te­mi­na­tı kal­kar).

YETKİLİLERLE ÇEKİŞMEYİN

İda­re ma­ka­mı­nın sa­na lâ­yık ol­du­ğu­nu bil­sen de, yet­ki­li­ler­le mü­na­za­a et­me (çe­kiş­me). Lüt­fun­dan ai­le­ne in­fak­ta bu­lun, fa­kat on­lar­dan so­pa­yı kal­dır­ma, Al­lâh yo­lun­da on­la­rı kor­kut. Ga­ni­met ma­lın­da ha­in­lik yap­ma ve harp­ten kaç­ma.” (Ta­be­râ­nî, el-Mu­‛ce­mü­’l-ke­bîr, no:156, 20/82; Müs­ne­dü­’ş-Şâ­miy­yîn, no:2204, 3/256; Ah­med ib­ni Han­bel, el-Müs­ned, no:22136, 8/249; İb­ni Mâ­ce, Fi­ten:23, no:4034, 2/1339)

İb­ni Mâ­ce mu­haş­şî­si İmâm-ı Sin­dî (Ra­hi­me­hul­lâh)ın be­ya­nı­na gö­re; bir kim­se­ye İs­lam hü­küm­le­ri­ni ic­ra ede­rek mal ve can gü­ven­ce­si ver­mek için na­maz kı­lıp kıl­ma­dı­ğı ve ce­ma­ate ge­lip gel­me­di­ği esas alı­nır. 

Ama kal­bin­den inan­mış olup ol­ma­ma­sı­nın he­sa­bı Al­lâ­h’­a ait­tir. Do­la­yı­sıy­la na­ma­zı ve ce­ma­ati ter­ke­den kim­se­ler­le kâ­fir­ler, (zim­mî­lik ve ciz­ye öde­me gi­bi bel­li şart­lar ha­ri­cin­de) do­ku­nul­maz­lık­la­rı­nın kalk­ma­sı hu­su­sun­da eşit olur­lar. (1/564)

SAMSUN SOHBETiNE DAVET

Sohbet bu akşam saat 20.00’de Karasamsun Mahallesi Yunus Emre Camii’ndedir. Hanımlara yer ayrılmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi