Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Siz ne pişkin adamlarsınız

Siz ne pişkin adamlarsınız

Kaç kez TÜSİAD üyeliğini gündeme getirdim. Rahatsız olmadı. Rahatsız olmak bir yana, peş peşe ‘işveren kavrayışı’na uygun yazılar yazdı. Böylece cevap vermiş oldu.

Bir insan hem gazetecilik yapabilirmiş, hem de patronunun çıkarlarını savunabilirmiş.

Çünkü patronu, hem istihdam sağlıyormuş, hem de ülkeye yatırım yapıyormuş. Olabilir...

Bütün bunları (patronunu savunma işini) TÜSİAD’a üye olmadan da yapabilirdi ama, herhalde kendini patronunun ‘şeriki’ görmek istiyor. Belki de işin içinde memur çocuğu olmanın getirdiği birtakım bilinçaltı numaralar vardır, bilemiyorum.

Neyse, işini iyi yapıyor.

Nasıl unutabiliriz, o ‘unutulmaz karton fabrikası yazısı’nı.

Hani, ‘Keşke o yatırım yapılsaydı da, ben de Yüce Divan’a gitseydim’ diyordu ya, o yazı işte.

Kesip saklamışım.

Bir kopyası da bilgisayarımda duruyor.

Okurken çok etkilenmiştim.

Eminim siz de çok etkileneceksiniz.

Doğan Grubu olarak Kocaeli’nde bir karton fabrikası kurmak istiyorlarmış. O sıralarda Romanya hükümeti, ‘Gelin’ demiş, ‘Bu fabrikayı Köstence’de kurun. Size arsa verelim, vergi muafiyeti kazandıralım.’

Fakat kalbi vatan sevgisiyle dopdolu Aydın Doğan ve TÜSİAD üyesi genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök, ‘Hayır’ demişler, ‘Bu fabrika ille de Türkiye’de kurulmalı.’

Gelgelelim ‘yatırıma düşman’ şer odakları bu işi engellemiş.

Aynı odaklar, aynı ayıbı SEKA meselesinde de işlemiş, Ford yatırımı için SEKA arazisini ‘bedelsiz’ olarak Koç grubuna tahsis eden Başbakan Mesut Yılmaz’ı ‘Yüce Divan’ seçeneğiyle karşı karşıya bırakmışlar.

Göz yaşartıcı yazısında diyor ki Özkök, ‘ANAP Genel Başkanı Yılmaz, yurdunu seven her Türk vatandaşının yapması gerekeni yaptığı için Yüce Divan’lık oldu. Keşke o karton fabrikası kurulsaydı da, ben de Yüce Divan’a gitseydim.’

Diyeceksiniz ki, ‘Bir gazetecinin, teşvik, yatırım, kredi gibilerden akçalı işlere bulaşması ahlaki midir?’

Değildir ama, söyledikleri özünden doğru.

Bu ülkede ‘müteşebbis’ olmak zor.

Yatırım yapmak daha da zor.

Yabancı yatırımları ülkemize çekmemiz gerekirken, biz varolanı da engelliyorduk.

Özkök gibi söylersek, ‘Yüce Divan’a gönderilmek istenen, Mesut Yılmaz değildi aslında, ülkesine bu muazzam yatırımı kazandırmak isteyen sermaye grubuydu.’

Yani, Koç’tu...

Özkök’e göre, şimdi de Aydın Doğan hedef tahtasında.

Doğan, tüm iyi niyetiyle Hilton arazisine yatırım yapmak istiyormuş.

Hem kendisi kazanacakmış, hem memlekete kazandıracakmış...

Bu konuda Başbakan’dan yardım istemek suç muymuş?

Değil elbette.

Neden suç olsun.

Bir işadamı, kanunlar çerçevesinde her türlü talepte bulunabilir. Ama kimseye şantaj yapmaz, dosya biriktirmez, iş olmayınca biriktirilmiş dosyaları tedavüle sürmez.

Hem, Koç ve Doğan Grubu’na yönelik tutumu ayıplıyorsunuz da, neden bir zamanlar ‘topyekün savaş’ stratejisinin öznesi ilan ettiğiniz Kombassan’a duyarlı değilsiniz?

Neden Çukurova Holding’e reva görülenleri düğün bayramla karşıladınız?

Neden Murat Vargı’nın anlattıklarına kulak vermediniz?

Neden Pamukbank olayının arkasında çapanoğlu aramadınız?

Neden siyasi ayak oyunlarıyla batırılan Mehmet Emin Karamehmet’e bir tekme de siz vurmayı tercih ettiniz?

Bir de kalkmış, ‘basın özgürlüğü’nü savunduğunuz için başınıza bunların geldiğini yazıyorsunuz.

Siz ne pişkin adamlarsınız yahu...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi