Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Yan Yana Mücadele Ederek Namusu Aşmak!

Yan Yana Mücadele Ederek Namusu Aşmak!

Ağrı Valisi Musa Işın’ın “Bir ilimizde 40’a yakın kız, dağa kaçırılıp, iğfal edildi” sözleri Ağrı Belediye Başkanı DBP’li Sırrı Sakık’ın ‘cahiliyet gururuna’ dokunmuş ve sosyal medya hesabı Twitter’dan “Senin yaşın kadar özgürlük mücadelesi verdik” diye tepki göstermiş. Bir tek alnını karışlarım dememiş. Bu satırlardan şu sonucu çıkarmak mümkün: Apo’nun sahte kurtarıcı kimliği ile ya da Deccal olarak ‘Kürtleri kurtarması’ karşılığında kızların namusu sebil olsun. Sakık, Bingöl’ün Kiğı İlçesi doğumlu olan Vali Musa Işın’a cevaben şunları yazıyor: “Ama siz de bugün bize 40 yıllık savaşın çirkin söylemini hatırlattınız. Kadın bedeni ile namustan vurmak istiyorsanız. Kürtlerin yan yana mücadele ederek bunu çoktan aştığını, namusun onurlu yaşamak olduğunu, sizin de bu halkın bir evladı olduğunuzu hatırlatırım.” Sırrı Sakık 40 yıldan beri savaş verdiklerini ve savaşı onur olarak namus kavramının yerine geçirdiklerini söylüyor. Mealen şunları söylüyor:  Namus onurlu yaşamaktır; uçkurunu kime teslim edersen et ama zihninde PKK bağlılığını sürdür böylece namusunu koru!  Bunlar skandal sözler. Ama Kürtler yavaş yavaş milli anane ve dindarlıktan koptuklarından dolayı bu söylenenlerin ne anlama geldiğini kestiremiyorlar. Ne kazanmak uğruna neleri kaybettiklerin göremiyorlar.  

Geleneksel namus kavramını aştıklarının kanıtı, kadın erkek dağa birlikte çıkmalarıdır. Bununla ilk önce mahremiyet kavramını aşmışlar ve gerisi de gelmiştir. Sırrı  Sakık bunu şöyle ifade ediyor: “Yan yana mücadele ederek bu bedene dayalı veya uçkura dayalı namus kavramını çoktan aştık.” Eşcinselleri partilerine davet ederek, namus kavramının kadınlı erkekli bölümünü çoktan aştıkları ve ilerisine de geçtikleri anlaşılmıştır. Peki bu aştıkları namus kavramı aslında kimin kavramı? Kürtlerin ve bütün Müslümanların ortak kavramı. Peki, ulaştıkları yeni namus kavramı kimin kavramı? Batılıların kavramı. Eşcinsellik Batı’da tabu olmaktan çıkmış ve yasallaşmış ve onun ötesinde sosyalleşmiştir. HDP namusta Batı kriterlerini benimsemiştir. Eşcinselliği bile içlerine sindiren bir yapı için zina ve tecavüz artık bir anlam ifade etmeyecektir. Hatta dağa kaçırılan kızların iğfal edilmesi de bir anlam ifade etmemektedir. Bunlar onlara göre gerici ve geride kalmış anlayışlardır. PKK ile Kürtler sadece namus mefhumlarını değil, benliklerini ve kimliklerini de kaybettiler. Türkler nezdinde oynanan ulusalcılık oyunu Apo üzerinden Kürtlere de yansımıştır. Apo Türklerle savaşarak güya Kürt ulusu inşa etmiş bunun karşılığında bütün değerlerini almış götürmüştür. Geleneksel Kürdü Kürt yapan hiçbir değer kalmamıştır. Hepsi aşınmış ve yele savrulmuştur. Onların tek dayandıkları değer Türk nefreti!     

***

Apo ve yandaşları Batı medeniyeti adına veya Batı ideolojisi adına namuslarını unutturarak veya inkar ederek Kürtleri modernize ediyor. Bu tanıdık vetire veya süreçten biz de geçmiştik. Bundan dolayı 7 Haziran seçimlerinde Selahaddin Demirtaş Kudüs’ün fatihliğine değil de Kemalistlerin de kurtarıcısı pozisyonuna veya misyonuna bürünmüş veya talip olmuştur. Mehmet Akif Ersoy ile ilgili “Kod Adı İrtica 906” adıyla kitap yazan Coşkun, bir röportajında M. Kemal’in anti-emperyalist değil tam tersine emperyalizme hizmet ettiğini söylemiştir. Gerekçesini de şöyle ifade etmektedir: “İstanbul, İngilizlerin işgali altındayken Ayasofya ibadete kapatılmadı. Yani Fransız’ın, İngiliz’in bu ülkede yapamadığı, işgal bittikten sonra yapılmıştır (http://www.yeniakit.com.tr/haber/mustafa-kemal-anti-emperyalist-degildi-64571.html ).”

Şimdi bu meseleye bir de Cezayir zaviyesinden bakalım.

Cezayir’de ünlü siyaset adamlarından ve İslami liderlerinden Şeyh Caballah’ın eşi Fatıma İsmail Çezayir’de yayınlanan eş Şuruk gazetesine yaptığı bir değerlendirmede Cezayir’de modernizm ve kadının modernize edilmesi hususunda çok çarpıcı sözler sarf etmiştir. Ezcümle şunları ifade etmektedir: Sömürgecilik döneminde kadınlar muhafazakar idi. İstiklal ve bağımsızlıktan sonra ise teberrüc yani açılma artmıştır (http://www.echoroukonline.com/ara/articles/212433.html ).  Sömürgecilerin yapmak isteyip de yapamadıklarını sözde kurtarıcılar veya bağımsızlık taraftarları yapmıştır. Kendilerine göre toprağı bağımsız hale getirip değerlerde bağımlılık ilişkisi üretmişlerdir. Batı’nın değerlerini ve namus anlayışını ve kadın erkek ilişkilerini aynen kopya etmişlerdir. Böylece Batı’nın değerlerinin koruyucusu ve muhafızı haline gelmişlerdir. Hasan Hanefi’nin deyimiyle, Batı’yı yerli araçlarla yeniden üretmişlerdir. Cezayir’de Bin Bella ve Bumedyen dönemlerinde uygulanan sosyalizm modelleri halkı fakirleştirdiği gibi kimliğini de zedelemiştir. PKK ise Cezayirli sosyalistlerden bin gömlek daha tekçi ve müstebittir. Dini ve milli kimliğinden soyutlanmıştır. Tek sermayeleri Haçlılar adına Türk düşmanlığıdır. Fatıma İsmail, ‘ülkemde kadın hakları peşinde koşanlar kokuşmuş tipler ve İslam’a kin ve nefret besleyen zümrelerdir’ diyor. PKK’cılar da namusta kendi kriterlerini atarak Batı kriterlerine teslim olmuşlardır. Türkiye ile savaşanlar Batı hödükleridir. Bundan dolayı Kobani’de Batı’nın ileri karakolu olarak savaştıklarını en azından Batı değerleri için mücadele ettiklerini gizlemeden açık ettiler. Baltanın sapı Kürtlerden olduğu için ona karşı koyamıyorlar. O da bu menfezi istismar ediyor. 

Ey Kürtler! Türkler gibi düşmanız içinize salınmıştır ve kurt gövdeye girmiştir. Sakının! PKK’yı üzerinizden atın, defedin ve silkeleyin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi