Erbay Kücet

Erbay Kücet

Medya-Siyaset İlişkisi

Medya-Siyaset İlişkisi

İnsanlığın ulaştığı en ideal yönetim biçimi olarak değerlendirilen demokrasi toplumların daha özgür ve mutlu bir hayat sürebilmesinin vazgeçilmez zeminidir. Çağdaş demokrasi, yönetenler ve yönetilenler ilişkisinin çok ötesinde yeni boyutlar kazanarak, katılımcı, çoğulcu bir hayat biçimi haline dönüşmüştür. Düşünce ve ifade özgürlüğünün en etkili aracı durumunda olan basın demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biri, belki de en önemlisidir.

 

Demokratik toplumlarda medyanın görevi, kamu yararını ilgilendiren konularda haber ve bilgi vermek, kamuoyu oluşturmak, toplumu aydınlatmaktır. Yani basın toplumun bir anlamda yol göstericisidir.

Demokrasi kültürünün yerleşmesi, bir yaşam biçimine dönüşerek kökleşmesi basının konumu ve yapısıyla doğrudan ilgilidir. Sağlıklı ve köklü demokrasi için halkın ülkede ve dünyada olup bitenlerden zamanında ve doğru bir şekilde haberdar olabilmesi, her türlü fikrin serbestçe ve açıkça tartışılabilmesi gerekmektedir. Demokrasilerde yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü güç olan basın, halk adına denetim ve kontrol görevini de yerine getirmektedir.

Siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri başta olmak üzere toplumun farklı kesimlerinin görüş ve eleştirilerinin yönetime yansımasını sağlayan basın, böylece demokrasinin çok seslilik ilkesinin hayata geçirilmesine önemli bir katkı yapmaktadır. Bu yönüyle basın, siyasetçi ile halk arasında köprü görevini yerine getirmekte, ülke sorunlarının en doğru şekilde çözümüne katkı sağlamaktadır.

Katılımcı demokrasi için, hizmetlerin halkımıza en iyi şekilde ulaşabilmesi için, kalkınmış ve özgür bir Türkiye için, bilgi çağının öncüsü olmak için hem siyasetin hem de basının güçlü olmasına çok ihtiyaç vardır.  Bir ülkede siyaset ve basın ne kadar güçlüyse demokrasi de o kadar köklü ve güçlüdür. Siyaset ile basının hedefleri birbirine yakındır. İki kurumda halka hizmet, demokrasi ve özgürlükleri zenginleştirmek, huzur ve barış ortamını sağlamak gibi ortak amaçları paylaşmaktadır. Bu nedenle de iki kurum arasında karşılıklı saygıya dayanan sağlıklı bir iletişimin olması çok önemlidir.

Siyaset ve basın asla birbirinin rakibi de değildir. Aynı amaç doğrultusunda ayrı kulvarda hizmet koşusu yapan siyasetçilerle gazetecilerin ülkemizi belirlenen hedeflere ulaştıracaklarına yürekten inanıyorum.  Türkiye’de basın-siyaset ilişkilerinde zaman zaman sorunların yaşandığı dönemler olsa da demokrasi alanındaki gelişmelere paralel olarak gelinen düzey gerçekten sevindiricidir.

Basın özgürlüğü bakımından ülkemizin birçok dünya ülkesine göre oldukça ileri bir yere sahip olduğunu gururla ifade edebiliriz. Her özgürlüğün kullanımında olduğu gibi basın özgürlüğü de sorumluluk şuuruyla hareket edilmesini gerekli kılmaktadır. Basının milletin sesi olma görevini yerine getirebilmesi için meslek etiğini her şeyin üzerinde tutması, doğru, ilkeli ve objektif habercilik anlayışında ayrılmaması önemlidir. Medya gücünün kötüye kullanılması, kamu yararı ve kamu düzenine zarar vermekle kalmayacak, demokrasiyi de olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle toplumun çıkarlarını gözeten ve özgürlüklerin gelişmesine katkıda bulunan bir güç olarak basının kendisini sorgulayarak iç denetim yapması, etkinliğini ve itibarını artıracaktır diye düşünüyorum.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erbay Kücet Arşivi