Terör örgütü PKK, kanlı saldırılarına başlar başlamaz Türkiye gündeminin yine baş sırasına oturdu.

Televizyonlara bakıyorum, gazeteleri ve köşe yazılarını okuyorum, benzer cümleler, tartışmalar ve ezberlenmiş ifadeler...

Terörün hainliğinden, birlik olmamız gerektiğinden bahsediliyor.

PKK’nın ortadan kaldırılması için çözüm yöntemleri sunuluyor.

Ancak kamuoyunun PKK konusunda yetersiz bilgilere sahip olduğu bir gerçek. 

Sloganik söylemler, günü kotarmaya çalışan açıklamalar, bu işi çözmeye, terörü ortadan kaldırmaya yetmiyor.

Karşımızda haince pusu kurup kaçan bir örgütten çok daha fazlası var. 

Bu örgütün tarihini, geçmişini ve metotlarını iyi okumak, anlamak durumundayız.

İşte o zaman terörün kökünün kazınması için yöntemlerimizi geliştirebilir, metotlarımızı güncelleyebilir, algımızı güçlendirebiliriz.

ÖRGÜTÜN KANLI TARİHİ

PKK’nın, 15 Ağustos 1984’te Şemdinli ve Eruh’ta Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik yaptığı eylemle kurulduğunu söylemek, son derece eksik bir bilgidir.

PKK, bilinenin aksine, 27 Kasım 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesindeki Fis köyünde, büyük çoğunluğu okuldan atılmış, üniversiteliler tarafından kurulmuştur. 

Örgütün kurucu kadrosunun %90’a yakını üniversitelidir. Örgütün bugün kampüsleri işgal etmeye başlamasının arka planında bu gerçek yatmaktadır. PKK, kuruluşu itibariyle üniversitelerden gelen Kürtçü-sol örgütlenmelerin kimliğini taşımaktadır.

30 Temmuz 1979’da, Bucak aşireti liderlerinden Adalet Partisi Milletvekili Mehmet Celal Bucak’a yönelik yapılan bombalı saldırı, örgütün ilk sansasyonel eylemidir.

Darbeye kadar örgütün hedefinde Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki devlet yanlısı aşiretler ve diğer sol örgütler vardır. Sol örgütlere yönelmenin sebebi bölgede tek gücün PKK olduğu algısının oluşturulmasıdır. 

Örgüt 1980 darbesine kadar bölgedeki MHP ve Ülkü Ocakları teşkilatlarını da hedef almıştır.

MHP’li Bingöl Belediye Başkanı Hikmet Fidan’ın 12 Ağustos 1979 tarihinde aracında seyir halindeyken pusuya düşürülüp, annesi ve kardeşiyle birlikte katledilmesi, 

30 Mart 1980 tarihinde ise MHP Ağrı İl Başkanı Hacı Mustafa Kılıçaslan’ın yine kurulan pusu sonucu öldürülmesinin faili PKK’dır.

PKK-APOCULAR DAVASI

PKK, 1980 darbesinin türettiği bir örgüt değildir. Örgüt, 1978’den, 12 Eylül 1980 darbesine kadar geçen süreçte 243 adam öldürme olayına karışmıştır. 

1981 yılında sıkıyönetim mahkemelerinde görülen “PKK-APOCULAR” davasında 496’sı öğrenci ve öğretmen olmak üzere toplam 2331 kişi yargılanmıştır.

APOCULAR (P.K.K) iddianamesi T.C Sıkı yönetim komutanlığı askeri savcılığı, Diyarbakır, 1981

Öcalan, darbeden 1 yıl kadar önce Suriye’ye kaçırılmış ve orada hayal edemeyeceği imkanlara kavuşmuştur.

1980-84 yılları arasında Türkiye’deki faaliyetleri tükenme noktasına gelen PKK, Suriye’deki kamplarda profesyonel terör örgütü haline getirilmiş, aynı zamanda Filistin Kurtuluş Örgütü’nün kamplarında 100 kişilik gruplar halinde eğitim alarak, Türkiye’ye saldırmaya hazır hale gelmişlerdir.

Örgüt bu sırada uluslararası alanda da taşeron örgüt haline getirilmiş, Türkiye’ye yönlendirilmiş, birçok devlet tarafından desteklenmiştir. 1982 yılında Ermeni terör örgütü ASALA kendisini feshederek, PKK’ya katıldığını açıklamıştır.

PKK’nın 1980 darbesi sonrasındaki en büyük hedefi Türkiye ve devlet kurumları olmuştur.

Örgütün kuruluşundaki soru işaretlerini ve bugünlere nasıl geldiğini ilerleyen yazılarımızda irdelemeye, eksik bilgileri gidermeye devam edeceğiz.