Cemal Nar

Cemal Nar

Hayırlı Bayramlar

Hayırlı Bayramlar

Bugün “arefe” günü”. yarın bayram inşallah. namaz sonrası tekbirlerimiz başladı. yollarda yürürken de unutmamalı, bazen gizli bazen açık tekbir getirmeliyiz. haykırmalıyız kainata Allah Teâlâ’nın yüce hakimiyetini.

İslam insanlık için vardır. İslam’ı yaşamak Allah Teâlâ’ya kar veya zarar getirmez. islam’ın karı insanlaradır. ona iman ve onu uygulamak yoksa, buradan Allah Teâlâ’ya bir zarar gitmez. Ama kullara gider. Bunu iyi düşünmeliyiz.

İslam alemi bu bayrama girerken de devlet ve yönetimlerden uzakta giriyor. Seküler bir anlayış bu coğrafyada hakim. laiklik, bir dinsizlik olmuş, iman ve ahlakı kemiriyor. Batı, içimizdeki beyinsizler eliyle vuruyor hala, dinimize, ümmetimize, memleketimize. Terör cins cins kendini gösteriyor ve can alıyor.

Doğrusu ne İslam bunu kabul eder, ne de Müslüman toplumlar böyle olur. bu sorun üstünde kafa yormamız gerekiyor.

Müslüman; Allah Teâlâ’ya içten gelerek samimiyetle iman etmekle, değerli dinini aşk, iştiyak ve ihlâsla yaşayarak O’na ibadet ve itaat etmekle, başta insanlar olmak üzere cümle mahlûkatına şefkat ve merhametle davranıp iyilik ve ikramda bulunmakla, nefsine karşı arzu, şehvet ve ihtiraslarını gemleyerek sabırla mücahede etmekle, şeytanlarına karşı kışkırtma ve aldatma vesveselerine, telkinlerine aldanmayarak onlara düşman olmakla, bir imtihan için verilen aziz ömrünü, çok dikkatli ve bilinçli bir şekilde yaşamak borcundadır.

Bayramlar bu bilince katkı sunmalı değil mi?


Bu açıdan bakıldığında bugünkü manzara maalesef hiç de iç açıcı değildir. İslam coğrafyasında din ile Müslümanlar arasında ciddi kopukluklar oluşmuş. Sebebi ne olursa olsun, işte bu manzara kabul edilebilecek bir vaziyet değildir.

Ey Müslümanlar! “İslam dini iyi olsaydı, İslam âlemi böylesine cehalet, zaruret, tefrika, atalet ve meskenet içinde olur muydu” sorusuna nasıl cevap verelim?


Din, diyanet, şeriat ve ahlak açısından yabancılara bunun cevabını bir yerde vermek kolaydır. Aslını, yani olması gerekeni anlatırsınız olur biter. Kabul ederler veya etmezler, ayrı mesele. Ancak, kendimizin durumunu nasıl izah edelim? Utanmalı değil miyiz bu durumumuzdan?

Bir de şu gerçeği çoğu zaman atlıyoruz; bir kere o Batı ülkeleri adil ve ahlaklı değil. Yeryüzünü kana boyayıp servetlerini kendi ülkelerine götürüp yiyen haydutlardır. İçlerine bir girsen, zulüm ve ahlaksızlık diz boyu. Ama teknik sayesinde çalma çırpma zenginlik öyle göz boyuyor ve reklamla kandırıyor. Reklama aldanmamak, makyajın arkasını görmek lazım.


Her zaman deriz; İslam ciddi bir dindir. Ömür ve ölüm ciddi bir sınavdır. Yaşamak ciddi bir iştir. Müslüman ciddi bir insandır. Ciddi olmalıdır daha doğrusu. İslam’ın, İslam’ı yaşamanın, hayatın ve ölümün şakaya gelir yanı yoktur. Çünkü Allah Teâlâ’ya dost olmak veya dostluktan uzak bulunmak ciddi bir iştir. Çünkü ciddi sonuçlar doğur. Çünkü cennet de cehennem de ciddi bir yerdir, bunlar şakaya gelmez.

Müslüman ciddiyetini kaybettiğinde iki kere kaybeder. Birincisi; kendisi kaybetmiştir, kendisine yazık etmiştir, ikincisi; Allah Teâlâ’nın dinine, aziz şeriatına söz getirmiştir.

Lütfen bu bayramları da bir milat kabul ederek kendimize gelelim, cehalet ve hezeyanı bir tarafa bırakalım ve ciddi olalım. Nefis ve şeytan dahil kimseye İslam aleyhinde konuşma fırsatı verilmeyelim. Böyle yaşamak daha mutlu, daha kazançlı ve daha onurlu yaşamaktır, bunu unutmayalım.

Bu dünyadan yüz akıyla gitmeyi ve yarın Hakkın huzurda açık alınla durup hesap vermeyi kim istemez ki?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi