Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Hapis yatmayı göze aldık

Hapis yatmayı göze aldık

Mekke döneminde değiliz. Şu anda bize bir yere hicret etmek farz değil. Her zamanın kendine göre bir hicreti var. Bize de “Oturmayın yerinizde, faaliyet yapın” buyruluyor. 

Dinler arası diyalog safsatasını açıklamasaydık, bu hususta reddiyeler, kitaplar yazmasaydık milletin birçoğu “Yahudi, Hiristiyan cennete gidecek. ‘Muhammedun Rasulullah’sız olur. Yahudi, Hiristiyan’a kız verilir” zannedecekti. Din gitmişti. Tabi ki bazı şeyleri göze alarak yaptık bunları. 

Her işin ehli var. Benim kalkıp terör örgütüyle uğraşacak gücüm yok ki. Bununla emniyet uğraşacak. Sen de ona yardımcı, duacı, destekçi olacaksın. Öbürüyle asker uğraşacak. 

Dön kardeşim dön! Ben sana elimi öp, bana hürmet et demiyorum. Ben senin elini öpeyim, ayağına geleyim yahu! 

Sen namaza başla be kardeşim, ben senin elini öpeyim. 

Bazıları bana “Canına bir şey gelecek. Senden korkuyoruz. Sana bir şey falan yaparlar” diyor. E ne yapalım? Hakikati gizlediğimiz zaman Allah muhafaza millet batılı hak zannedecek. 

Dinler arası diyalog safsatasını açıklamasaydık, bu hususta reddiyeler, kitaplar yazmasaydık milletin birçoğu “Yahudi, Hiristiyan cennete gidecek. ‘Muhammedun Rasulullah’sız olur. Yahudi, Hiristiyan’a kız verilir” zannedecekti. 

Din gitmişti. Tabi ki bazı şeyleri göze alarak yaptık. Tabi ki bunlardan dolayı hasım kazandık. Bunlardan dolayı hapisler yattık. Ama ne yapalım? 28 Şubat’tan evvel “Şeriat Kur’an’dır, İslam’dır” dedik. Külliyede 50-100 binleri topladık. “Şeriatı inkâr eden kâfirdir. Allah’ın dini haktır” dedik. Bunları daha o zaman dediğimiz için yine 2000’de 2002’de girdik. 

HER DÖNEMİN HİCRETİ FARKLI

Şu anda İslam’a bir yöneliş varsa bunda şüphe yok ki sohbetlerin bereketiyledir. Bunda hiç şüphe yok. Rastladığımız insanların birçoğu “Sohbetleri dinleyip namaza başladım” diyor. Tamam, şu anda televizyonların yayınları, imkânları güzel ama yetmez. Bir mesaj atarak “Sohbet başladı, dinle” demek bile o vaazı ona götürmektir yani. Beni onun ayağına götürüp vaaz ettirmekle eşittir. 

Oturduğum yerden adamın evine, kulağına giriyorum işte. Ben oturduğum yerden ne yapabilirim, herkese yetişemem ki. Adama da sen hatırlatacaksın. Hepinizin en az 10-20 kişi çevresi var. “Sohbet günüdür. Sohbet başladı. Bir şey dinle” deyin. Dine davet nasıl olacak arkadaş?! “Rey istemiyorum, para istemiyorum” diyeceksin. Öbür türlü tepki yapabilir, “Ben senin partinden değilim” diyebilir. Veya “Ben sadaka vermem. Yediniz paraları” der, derneklere çatar. Böyle insanlar olabilir. Ama biz para istemiyoruz ki. 

BU VASITAYLA NİCELERİ DÖNÜYOR

Para istemeyeceğiz, rey istemeyeceğiz, kendimize hiçbir şey istemeyeceğiz. Sadece Allah için “Ebedi ahiret var. Ölüm yaklaşıyor. Ben seni çok seviyorum, dua ediyorum. Namaza başlaman için çok heves ediyorum” falan diyerek bir şeyler anlatacağız. 

Hicretin şuuru, mantığı nedir? Ayeti okuyorum size “Kalmayın Mekke’de. İslam için yola çıkın, hicret edin” buyruluyor. E bundan bize ne? Şu anda bize bir yere hicret etmek farz değil ki. Mekke döneminde değiliz. Bize de “Oturmayın yerinizde, faaliyet yapın” diyor. 

Be kardeşim hiç mi kafan çalışmıyor?! Mesaj atmak faaliyettir. Telefon etmek faaliyettir. Nasihat etmek faaliyettir. “Sohbet başladı, dinle” demek faaliyettir. “Şunu götür, oku” demek, hediye etmek faaliyettir. Niceleri İslam’a, Ehl-i Sünnet’e dönüyor bu vasıtayla. Denenmiş, bunun faydası görülüyor işte. Sohbet dinleyenlerin çokları kurtuldu. 

BEN SENİN ELİNİ ÖPEYİM

Adam gelip “Beni ailemle kurtardın” diyor. “Estağfurullah hidayet Allah’tan. Allah da beni kurtarsın” diyorum. “Biz bütün ailecek döndük” diyor. Ne içki içenler, ne kötü şeyler yapan aileler dönmüş, adam anlatıyor bunları. “Kardeşim anlatma tamam. Geçmiş geçmiştir. 

Allah affetmiştir” diyorum, kapatıyorum konuyu. Ama adam da “Biz nerelerden döndük hoca!” diyor. 

Dön kardeşim dön! Ben sana elimi öp, bana hürmet et demiyorum. Ben senin elini öpeyim, ayağına geleyim yahu! Sen namaza başla be kardeşim, ben senin elini öpeyim. Derdim bu benim. Ama burada güçlü olmamız lazım, yardım lazım. 

PARA YARDIMI İSTEMİYORUZ Kİ

Peki, bu yardım nedir? Sohbeti bir milyon kişi dinliyorsa, bunlar üçer, beşer kişiye mesaj çekse ve on milyona ulaşsa, oradan da geriye bir milyona ilave bir milyon kişi daha kalsa kârdır.

 5 milyonun hepsi dinlemese bile fireleri çıktıktan sonra üç yüz, beş yüz bin kişi ilave olsa dinleyenlerin arasına yardım budur kardeşim. Bizim derneğe para 

yardımı istemiyoruz ki. 

Anlatamadık herhalde! 

ÇIKIN, HAREKETE GEÇİN!

Davet, çağrı, yardım diyoruz. “Allah yoluna çıkın” buyruluyor işte. Bu çıkışlar evden çıkıp ormana doğru yürümek değil. Çıkın faaliyet yapın, harekete geçin demek. Harekete eğer mesajla geçiliyorsa onla geçeceksin. Mail atılarak geçiliyorsa onla geçeceksin. 

Her zamanın, zeminin hicreti var, nusreti var, desteği var, yardımı var, tebliği var. Her zamanın kendine göre faaliyeti var. Bunu anlamıyor musunuz?! 

AÇLIKTAN KARINLARINA TAŞ BAĞLADILAR

Mesele İslam’ı ulaştırmak değil mi? Vasıtaları kullanacağız. 

Eğer yapmazsanız, eğer Allah için fedakârlık etmezseniz, eğer Allah yoluna çıkmazsanız, işte Mekke’deki o dönemde hicret etmezseniz manasına geliyor. 

Sonraki dönemlerde Allah Resulu harbe gidiyor, Tebük’e sefere çıkıyor, siz çıkmazsanız manasına geliyor. Hendek’te Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aç kalmış, karnına taş bağlamış. 

Sahabeler açlıktan kıvranıyorlar. Karınlarının üstündeki kuşakları açıyorlar. Her birinin karnında bir tane taş var.  

Yani o taş ağırlık yapsın da açlığı hissetmesinler diye. Kâinatın Efendisi de belindeki kuşağı açınca 2 taş bağladığını görüyorlar. Yani “Ben sizden daha açım” demek istiyor. 

Sen şimdi gidip de evinde yatabilir misin?! Çıkmazsanız işte bu demek. “Peygamberim Hendek’te, sen neredesin? Peygamberim Uhud’ta, sen neredesin?” diye sorar Allah-u Teâlâ.  

KILIÇ CİHADI ADAM KAYBETTİRİR

Şu anda da durum aynı. Allah yolunda cihat edenler, tebliğ edenler var. Bugünün cihadı “İyiliği emretmek, kötülükten nehyetmek.” Kılıç cihadı adam kaybettirir, vaaz cihadı adam kazandırır. “Cihadın en faziletli olanı iyiliği emredip, kötülükten nehyetmektir.” 

Haram demek, helal demek, vaaz, nasihat etmektir. Allah muhafaza tabi ki düşman vatanımıza musallat olursa o ayrı bir şey. O zaman tabi ki kılıç cihadı yani şimdiki silahı kullanmak gerekir. O ayrı bir şey. Ama şu anda senin daimi cihadın var. Nefisle cihat, şeytanla cihat, şeytanın adamlarıyla cihat… 

Bu milleti, bu kadar gençliği uyuşturucuya alıştıranlar, DHKP-C’ye, PKK’ya üye yapanlar, dağlara kaçıranlar… Dünya kadar yolsuzluk, soysuzluk, namussuzluk var memlekette. 

Bunların hepsi cihat ile çözülür. Bu cihat, gayret demek. Faaliyet ve gayretle yani. Bunların tedbiri ne? Her şeyin ehli var işte. Benim kalkıp terör örgütüyle uğraşacak gücüm yok ki. 

Bununla emniyet uğraşacak. Sen de ona yardımcı, duacı, destekçi olacaksın. Öbürüyle asker uğraşacak. Herkes vazifesini yapacak. Milli eğitim ile görevlileri uğraşacak. Müfredatına, programına yanlış var mı diye bakacak. 

Okul kapılarında ne oluyor? Bu çoluk, çocuk ne olmuş? Bunların sorumluları var. Herkes vazifesini yapmazsa ne olur? Onun için Allah yolunda faaliyet yapın buyruluyor. 

MİLLET CEHENNEME UÇUYOR

“Yok, ben etliye, sütlüye karışmam, işime bakarım. Dine davetmiş, Ehl-i Sünnet’e hizmetmiş, beni alakadar etmiyor. Kıl beşi, kurtar başı. Ben namazımı kılıyorum. Zikrimi yapıyorum, teheccüde kalkıyorum. Tarikat dersimi bitiriyorum. 

Uçuşa geçtim” falan dersin ama millet cehenneme doğru uçuşa geçmiş. Sen “Evliya olacağım” diyorsun. Olamazsın ki! Vazifeni yapmadın. “Eğer çıkmazsanız, O size pek büyük azapla azap eder ve sizden başka bir kavmi yerinize getirir…” (Tevbe-39) buyruluyor. 

Yapmadı mı?! 

Getirmedi mi?! Nice ümmetleri yok etmedi mi?! Hem de birden, toptan götürmedi mi?! Mülk Allah’ın, dilediğine verir. “Hadi git, hadi gel” der. 

ALLAH HESABINI SORAR

“Siz İslam’a yardım etmezseniz, Ehl-i Sünnet’e yardım etmezseniz, ‘Bana ne? Neyime lazım?’ derseniz, bana ufacık zarar veremezsiniz. Dinime de zarar veremezsiniz. 

Ben nurumu tamamlarım. Ama senin burada hizmetin ne? Çorbada tuzun var mı? Sana onu sorarım” buyuruyor. İki günlük dünya. Ya kazanırsın, ya kaybedersin. Kur’an-ı Kerim’de “Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.” 

(Ali İmran-189) buyruluyor. Senin yardımına mı muhtaç kalacak?! Ama “Sen kazan Müslüman” diyor sana. “Ey iman edenler” diye başlıyor. Hepimize laf var burada. 

Bugünün cihadı “iyiliği emretmek, kötülükten nehyetmek.” Kılıç cihadı adam kaybettirir, vaaz cihadı adam azandırır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi