Cemal Nar

Cemal Nar

“Hendekmekan” Oluncaya Kadar

“Hendekmekan” Oluncaya Kadar

Demokratik Toplum Kongresi’nin 14 maddelik bildirgesinden ‘özyönetim ilanlarına ve hendekler kazıp kentleri birer savaş alanına çeviren PKK’lı teröristlere açık destek’ çıkmış.

Bildirgede ”Halk meclislerinin ilan ettiği özyönetim ilanlarını, halkımızın her alanda yürüttüğü haklı ve meşru direnişi sahipleniyoruz” denilmiş.

Pardon, hangi halk? Hangi direniş?

Sizin yanınızda halk mı kaldı? Bavulunu alan, bohçasını düren, yatağını sırtlayan kaçıyor sizden. Siz acımasız katillerden.

Ve terör direniş oluyor öyle mi?

Skandal bildirgede ülke genelinde kültürel, ekonomik, coğrafi yakınlıkları dikkate alınarak bir veya birkaç komşu şehri kapsayacak biçimde demokratik özerk bölgelerin oluşturulması yer almış. Tüm bu özerk bölgelerin ve kentlerin demokratik esaslarla seçilmiş meclisler ve meclisler içinden seçilmiş özyönetim organları tarafından Türkiye’nin yeni demokratik Anayasasının temel prensipleri çerçevesinde yönetilmesi gerektiği de belirtilmiş.

Deveye demişler “boynun niye eğri?” demiş “nerem doğru ki?” Bu kara sevdalı mecnunların neresini doğrultacaksın ki? Bırakın sarhoşu, yıkılana kadar gitsin.

Bunlara herkes şunu diyor: “Tamam, ne istiyorsanız isteyin. Gelin bunu Mecliste siyasetle yapın. Konuşun, yazın, tartışın, talep edin. Ama demokratik yollarla. Ama terörü lanetleyerek.”

Ya bunlar ne yapıyor?

Sırtlarını teröre yaslayarak onları alkışlıyor. Teröre gerilla, terörizme de direniş diyorlar. Savaşın adına barış, baskı ve sindirmenin adı da özgürlüktür onlarda.

Bizim için ise geriye sadece şunu demek kalıyor: Eline sağlık asker. Eline sağlık polis. Süpür şu pislikleri ülkeden.

Baş belası bunlar. “Gelin Mecliste bir özgür anayasa yapalım” dersin, gelmezler.

“Gelin Mecliste halkımıza daha fazla özgürlük verelim” dersin, gelmezler.

“Gelin Doğuyu beraberce kalkındıralım” dersin, gelmezler.

Bildikleri tek şey, terör. Çünkü onun için vardırlar. Çünkü efendileri bu köleleri onun için besliyorlar. İki kemik fazla yalamak için kendi halkına ölüm yağdırıyorlar. Dinlemeye layık değiller bunlar.

Zamanında “ne istiyorsunuz?” diye sorduk. On maddeyi yazıp verdiler. Sonra on madde daha. Sonra on madde daha. Hepsi bahane. Terör istiyorlar. Efendileri onun için besliyor ya bu köleleri…

Deklarasyonda “mutabakatın sona erdirilmesiyle Kürt halkının en meşru ve demokratik taleplerinin şiddet yöntemleriyle bastırılmaya çalışıldığı, bunun sonucunda, bazı il ve ilçelerde halk meclislerinin özyönetim kararı aldığı, bu özyönetim alanlarını da hendekler ve barikatlarla savunma durumunu ortaya çıkardığı” savunulmuş.

Demek sizinle mutabakat doğru değilmiş. Anlaşıldı. Kökünüz kazınacak ve bu da Kürt halkına en büyük iyilik olacak. PKK belasından kurtulan Kürtler de canları, evlatları, malları ve dinleri adına rahat bir nefes alacaklar.

Şimdi yeniden Öcalan’ı hatırladılar. “Silahı bırakın” dediği için onu unutmuşlardı. Şimdi silinip süpürülürken “imdaaat” der gibi “Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması” bahanesiyle Öcalan’ı hatırladılar. Bunun farkında olan Öcalan da muhtemelen “canınız cehenneme” diyordur.

“Yaşadığımız bütün sorunların aşılabilmesi için diyalog ve müzakere kanallarının yeniden devreye girmesi önemlidir” denilmiş.

Niye bozdunuz o süreci?

Niye şimdi “yeniden devreye girecekmiş”?

Bir daha yıkasınız diye mi?

Yeni silahlar depolamanız, yeri barınaklar inşa etmeniz, yeni hendekler kazmanız, yeni ayaklanma ve savaş başlatmanız için mi?

Ne demiş Peygamberimiz?

“Mü’min bir delikten iki kere sokulmaz.”

Ya silahı bırakıp defolu gidersiniz, ya da hendeklere gömülerek “cennetmekan” yerine “hendekmekan” olarak cehennemi boylarsınız.

Bir şey daha var: Aman dileyene kılıç kalkmazmış. Adam olmaya niyet ederek teslim olursunuz, siyasetle her şey yeniden konuşulabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi