Faruk Çakır

Faruk Çakır

Yasak ‘boğaz’a dayandı

Yasak ‘boğaz’a dayandı

Ortaöğretim okullarından sonra, üniversiteler de sırayla eğitim yılına başlıyor. İlim ve araştırmalarla hatırlanması gereken üniversiteler, ne yazık ki ‘yasak’larla anılıyor.

Yıllarca yasağa karşı direnen Boğaziçi Üniversitesi, yeni rektörüyle birlikte yeni bir uygulama başlatarak; başörtülü öğrencilerini kapıdan döndürmeye çalıştı. Şükür ki başını örtmeyen öğrenciler de başörtülü arkadaşlarına destek oldu ve yasak kısmen delindi. Bununla birlikte, yasağın tamamen sona erdiğini düşünmemek lâzım. Çünkü Boğaziçi Üniversitesinin yeni rektörü, geçmişte başka üniversitelerde de örneklerine rastlandığı üzere öğrencilerden ‘imzalı kâğıt’ alıyormuş. Öğrenciler bu yolla ‘ikna’ edilip, başlarını açmaya zorlanıyor...

Hemen şunu ifade edelim ki, başka üniversitelerin uyguladığı ‘başörtüsü yasağı’nı normal görüp, ‘bu güne kadar özgürlükçü olan’ Boğaziçi Üniversitesinin yasağını kınıyor değiliz. Kanunsuz başörtüsü yasağını hangi üniversite uyguluyorsa uygulasın onlar kınanmayı hak ediyor. Ancak Boğaziçi Üniversitesi’nin, başörtüsü yasağının sona ermesi gereken bu günlerde böyle bir işe soyunması çok garip. Üstelik yasağı uygulamak isteyen rektör, daha yeni iş başı yapmış. Üniversitenin bütün dertleri halledildi de, sıra başörtüsü yasağını uygulamaya mı geldi?

Her şeyin ötesinde, öğrencileri tebrik etmek lâzım. Başını örten de, örtmeyen de bu yasağın ‘kökten yanlış’ olduğunu gösterir şekilde hep birlikte uygulamaya itiraz edip, yasağı fiilen deldiler. Belki önümüzdeki günlerde yeni uygulamalara imza atıp, yasağı yaygınlaştırmak isteyecekler. Ama öğrenciler arasında bu birlik olduğu sürece bunu yapmaları kolay görünmüyor.

Hatırlamak lâzım: Geçmiş yıllarda İstanbul Üniversitesinde uygulanan başörtüsü yasağına karşı da bütün öğrenciler itiraz etmiş ve birlikte ‘yasak kalksın’ diye yürüyüş yapmışlardı. İşte o görüntü yasakçıları çok korkutmuş, araya giren ‘ifsat şebekeleri’ sayesinde öğrenciler arasındaki birlik bozulmuştu. Daha sonra, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyenler olmuş ve neticede, başörtülü öğrenciler okula girememişti.

Tabiî işin bir de medya yönü var. “Özgür üniversite” olmakla ün yapmış Boğaziçi’nde başörtüsü yasağı başlıyor ve ‘büyük gazete’ler bu ‘haber’i görmüyor, görmek istemiyor. Elbette gazetecilere ‘gazetecilik’ dersi vermek bize düşmez, ama bu haber nasıl görülmez?

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin sergilediği örnek tavır, medya ve sivil toplum kuruluşları tarafından da sergilense, inanın yasakçılar bir ay dayanamaz. Her fırsatta ‘özgürlük’lerden yana olduğunu ifade eden gazete ve gazeteciler, kanunsuz yasağa karşı çıkıp ortak tepki koysa, yasak bir ayda değil, bir haftada sona erer.

Başörtüsü yasağına karşı çıkıp, öğrencilerin sergilediği ortak tavrı kamuoyuna duyuran medya organlarını da tebrik etmek lâzım. Onlar ‘haklı’dan yana taraf olmuş oluyorlar. Aynı ortak tavrın, diğer üniversitelerde de sergilenmesi en büyük temennimiz.

İnşaallah, kanunsuz olarak sürdürülmek istenen başörtüsü yasağının; ‘boğaz’ın sularına gömüldüğü günleri de görürüz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi