Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Haçlı İttifakını Memnun Etmek Mümkün Olmaz

Haçlı İttifakını Memnun Etmek Mümkün Olmaz

ABD ve AB ülkeleri ile ilişkilerin bir dost ve müttefiklik çerçevesinde gitmediğini söylemek için son zamanlardaki gelişmelere bakmak yeterlidir. Türkiye’de Paralel Yapı etrafında operasyonlar birbirini takip ediyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu başta olmak üzere tüm yetkililer paralel yapılanmadan ülkenin kurtarılması gerektiğini söylüyor, her gün yeni bir operasyon yapılıyor, yeni bir mahkeme açılıyor ama Paralel Yapı’nın başı olarak ilan edilen kişi ABD’de rahat bir şekilde hayatını sürdürüyor. Bunu söylerken yapılan operasyonların doğruluğu ya da yanlışlığını belirtiyor değilim. Buna ancak mahkemeler karar verir/vermelidir. İktidarın birinci öncelikli müttefiki olan ABD’nin tüm bu gelişmeleri kenardan seyretmesi, yapılan müracaatlar konusunda kayıtsızlığını sürdürüyor olmasının iki ülke arasındaki ilişkilerin dostluk çerçevesinde sürmediğini gösterir diye düşünüyorum. Bunun yanında Suriye’de de ABD sergilediği tavır ve politikalarla Türkiye’nin söylem ve çıkarlarına uygun davranmadı/davranmıyor. Sadece Suriye’de Türkiye’nin ABD politikalarını desteklemesi isteniyor/bekleniyor. Türkiye ısrarlı bir şekilde ABD’nin önce Paralel için adım atmasını, Suriye’de ise PYD konusunda somut ve organize destek beklediği ifade edilmesine rağmen ABD’nin sağırları oynağını söylemek yanlış olmaz. Tüm bu Türkiye aleyhine tavırların nedenleri üzerinde duran bazı medya organlarında, “ABD, AK Parti hükümetini düşürmeye çalışıyor” şeklinde çıkan haberler konusunda ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby’ye düzenlediği basın toplantısında bu konu sorulduğunda verdiği, “Öylesine saçma sapan bir iddia ki, bunlara yanıt verip onurlandırmaya bile değmez” şeklinde cevap veriyor. Verilen cevabın haberlerden çok daha saçma ve gayriciddî olduğunu sanıyorum söylemeye bile gerek yok. Kaldı ki, ABD’nin sadece Türkiye’ye yönelik geçmişteki tavırları değil, gelişmekte olan ülkelerin pek çoğunda darbelere destek verdiğini bilmeyen kalmadığına göre bir Dışişleri sözcüsünün meseleyi böylesine küstah bir tavırla cevaplandırması aslında itiraf mahiyetinde diye düşünmek yanlış olmaz.

Bu arada, Brüksel’de düzenlenen AB Zirvesi öncesinde toplantının yapılacağı salonun hemen arkasında PKK çadırı açılması ve çadırın güvenliğinin Belçika emniyet güçleri tarafından sağlanmasına Türkiye sert tepki göstermiş ve bunun üzerine çadır kaldırılmış ise de kısa süre sonra aynı çadır aynı yerde yine Belçika emniyet güçlerinin koruması altında açılmış ve faaliyetini sürdürüyor. Bu arada medyaya yansıyan bir başka haberde de Sabancı suikastı sanığı DHKP-C’li Fehriye Erdal’ın Brüksel’de serbestçe dolaştığı belirtiliyordu. Aslında Fehriye Erdal’ın Belçika’da yaşadığı bilinmiyor değildi. Sanırım haberin bugünlerde yeniden manşetlere taşınması Belçika’nın sadece PKK değil, diğer terör örgütlerini de koruması altına aldığını göstermeye yönelikti.

Aynı günlerde Türkiye, Almanya’da yayınlanan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sert biçimde eleştiren video klip nedeniyle Almanya Büyükelçisi Martin Erdmann’ı Dışişleri Bakanlığı’na çağırarak protesto notası veriyor. Buna rağmen aynı klip bir başka Alman kanalında tekrar yayınlanıyor. Tüm bunlar gösteriyor ki, Haçlı ittifakı ile Müslüman bir ülke olan Türkiye’nin dostluk ilişkileri kurması ve geliştirmesi mümkün değildir. Kurulan ilişkiler bir takım günlük çıkarlara dayanmakta, bunun ötesine geçmemektedir. Sözün özü ayıdan post Haçlıdan dost olmayacağı gerçeği sürekli hükmünü icra etmektedir. Elbette böyledir diye herkese savaş açılması gerekmeyebilir ama bu küstahlıklara son vermenin yolunun İslam Birliği’nden geçtiğini gerçeğini görmek ve ne pahasına olursa olsun bunu gerçekleştirmekten geçtiğini görmek durumundayız. Hiçbir bedel ödemeden Haçlıların saygınlığını kazanmak mümkün değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi