Serdar Arseven

Serdar Arseven

VAKİT’in tavrı

VAKİT’in tavrı

“Bayram berraklığından” istifade…
Dostane tavsiye!..
*
Ramazan boyunca yaşadıklarım, “tavsiyemize duyulan ihtiyacın” ne kadar büyük olduğunu gösterdi!..
Malûmunuz;
“Fasıktan gelen haberlere itibar edilemeyeceğine” dair bir yazı kaleme aldım diye, iki kartel gazetesinin ve de yirmisekiz buçuk adet köşe yazarının saldırısına uğradım!.
“Fasık” kategorisinde yer alanlara nasıl karşılık verdiğimizi…
Ve dualarınızdan aldığımız güçle hepsini nasıl “kıpırdayamaz” hale getirdiğimizi izlediniz!..
“O taraf” tamam!..
Lakin, “bu tarafa” ne oluyor!..
“Yalancılığı ve pornoculuğu mahkeme kararlarıyla belgelenmiş medya grubundaki iddiaları esas alarak Müslüman kardeşime saldırmam!..” dedim diye…
“Bazı hassas medya kuruluşlarımızın yolsuzluklara bulaştığına, o kadroların böyle bir şerefsizliğe imza attıklarına dair kartel iddialarının üzerine balıklama atlamam…”
Ve dahi:
“Malûm dostlarımızın 28 Şubat sürecinde yaptıkları gibi yapmam… Kardeşime hücum edenlerin safında yer almam!”
dedim diye…
Ne hücumlara muhatap oldum!..
Tamam;
Benim bu yaklaşımıma, “yalancılıkları mahkeme kararlarıyla belgeli” medya gruplarının tepki göstermesi sürpriz değil de…
Bu ahlaksızların, “hortumculukla”, “hırsızlıkla” suçladığı medya organlarımızda faaliyet gösteren bazı isimlerin, “Kartel”e “yaranmak” istercesine…
Bana saldırmalarına ne demeli!..
Şu hale bakınız;
“Suçlanan bir medya organlarından” maaş almakta bulunan bazı yazar kardeşlerimiz, benim “önyargıma” saldırıyor!..
Evet, ben önyargılıyım!..
Müslümanla, olmayanı bir tutmam!..
Buradan, “hırsızımı kolladığım” gibi bir sonuç çıkarmak ahmaklıktır!..
*
Bu ahmaklığı, daha doğrusu ahlaksızlığı,
“yalancılıkları belgeli” medya organları sergiledi de!..
Haftalardır “yolsuzluk iddialarına” muhatap olan “muhafazakar medya organlarında” kalem sallayanlardan bazılarının onlarla birlikte hareket etmesine ne demeli?!.
Çalıştıkları müesseselerin “Kartelin iddia ettiği türden kirli işlere bulaşmış olduklarını” düşünüyorlarsa…
Ya da…
Buna ihtimal verebiliyorlarsa…
Yapmaları gereken, derhal oralardan gelir elde etmeye son vermek değil midir?..
İnanmıyorlarsa şayet...
Bu kez de…
“İftiracılara” karşı gerekli mücadeleyi vermeleri gerekmez mi?..
Efendim;
Ben Ergenekon davası ile Deniz Feneri meselesinin asla aynı kategoride değerlendirilemeyeceğini ifade etmişim…
“Muhafazakar medya”dan birileri…
Bu değerlendirmeme de karşı çıktı!..
“Ergenekon-Deniz Feneri ayrımı yapmamalı”ymışız!..
Hale bakın;
Bir tarafta, “kanlı darbe planları”, kamera kayıtları ve mahkeme kararları ile belgelenmiş bir “terör örgütü” var…
Diğer tarafta ise her yıl 500 bin yoksul aileye, 2.5 milyon yoksul vatandaşa yardım ulaştırdığı, dünyanın dört bir yanındaki felaketzedelere el uzattığı ayan beyan ortada olan bir “yardım organizasyonu.”
“Ben teröristlerle yardımseverleri bir tutmam” dediğimde…
“Kartel” tabir ettiğimiz gazeteler haliyle saldırıyor…
İşin tuhafı, bu saldırı kampanyasına “biat medyası” ithamlarının etkisindeki bazı “dostlarımız” da destek veriyor!..
Akılları sıra, kendilerine “Tayyip Erdoğan’ın müritleri” yakıştırmasında bulunan “ahlâksız kartel”e;
“Bakın, kendi adamlarımıza da saldırdığımız oluyor” mesajını göndermiş…
Ve bu sayede kendilerini bir nebze “affettirmiş” olacaklar!..
Hayır; ezilmeye-büzülmeye hiç gerek yok!..
Hakkınız varsa, savunacaksınız!..
Şüpheniz varsa, ayrılacaksınız!..
Ve…
Bu sakin günlerde…
Şöyle bir geriye bakıp, “özeleştiri” yapacaksınız!..
“Peki nasıl davranmalıyız?” sorusuna cevap aradığınızda da…
Dönüp bu gazeteye bakacaksınız!..
Gördüğünüz gibi, sizler Deniz Feneri’nin merkezinden, bürolarından mümkün olduğunca uzak olmaya gayret ederken…
VAKİT Yayın Kurulu Başkanı ve Üyeleri toplu halde Deniz Feneri Genel Merkezini ziyaret edip, yardımda bulundular!..
Ve…
“Müslümana sahip çıkmak nasıl olurmuş…”
Dünya âleme ilân ettiler!..
Haklarında en ufak bir yolsuzluk suçlaması olmayan bu asil VAKİT mensuplarının, Kartelin yolsuzluk iddialarını ellerinin tersiyle itip, Müslüman kardeşlerine moral vermeleri, herhangi bir takdir cümlesinin ifadeden aciz kalacağı bir “Kutlu Tavır”dı…
Kartel gazeteleri iki manşet attı diye “paniğe kapılıp”, çareyi “kardeşine” saldırmakta bulan “kompleksli kafa” VAKİT’in tavrını örnek almalı!..
İZNİNİZLE!
Malûm;
Günlerimiz son derece hareketli geçiyor.
Ülke ve dünya gündemi zaten yoğun, buna bir de VAKİT’in hassas gazetecilik anlayışı sayesinde eklenen bir yoğunluk var…
Uzatmadan talebimi dile getireyim…
“Hazır Bayram’da ortam biraz sakinleşmişken…
Üç beş günlük bir seyahate çıkayım…
Ve biraz enerji depolayayım” diyorum…
Müsaadenizle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi