Engin Ardıç

Engin Ardıç

Taciz ediyorlar

Taciz ediyorlar

Saat başı telefon çalıyor. Arayanların kimisi banka, kimisi Internet sağlayıcısı, kimisi televizyon kanalı paketçisi falan.
Günde böyle on kere, on beş kere...
Daha doğrusu, arayan, o kuruluşun telefon başına oturttuğu "robot" gibi bir kızcağız. Televizyon dizilerinde oynayan ve yeteneksizliğini "doğal oyunculuk" teranesinin ardına saklayan genç kızların salak diliyle konuşuyor...
Sesli harfleri "peltek" çıkaran manken kunken Türkçesi...
"Taencere, paencere" gibi...
"Biliyosuuun di meeee?" Türkçesi. (Aptal görünürlerse erkeklerin içini daha fazlagıcıklayacaklarını sanırlar.) Okuyamamış, doğru düzgün bir iş de bulamamış, kocaya da varamamış, kapağı böyle çarçur bir göreve atmış, asgari ücretten.
Kimisi de "otomatiğe" bağlamış, kızın biri "teypten" konuşuyor ve uzun uzadıya şirketinin marifetlerini anlatıyor.
Ya zorla kredi veriyorlar, ya "kampanyalarını" tanıtıyorlar, "paket programları" falan varmış ayda bilmemkaç lira bilmemkaç kuruşa.
Önce uyarıyorlar: "Bilmemne bilmemne gereği bu görüşme kayıt altına alınmaktadır!"Küfür etmenizi önlemek için.
Çünkü dayanamayıp edeceksiniz nasıl olsa...
"Hayır" derseniz bir daha arıyorlar, bir daha, bir daha, bir daha, bıktırana kadar.
"Beni bir daha aramayın lütfen" şeklinde kibarlık etmek de sizi bunların pençesindenkurtaramaz, çünkü aldırmayacaklar, arayacaklar.
Bu kepazelik artık "tahammül edilmez" bir düzeye ulaştı.
Ruh sağlığımızı tehdit etmeye başladı.
Yok, "görevliler uyuyorlar mı" diye kolay gazetecilik yapacak değilim.
Görevlilerin (kimlerse onlar) hiç umurlarında değil bu konu.
Size "pratik" çözümler önereceğim.
Bir kere, sakın ola ki ağzınızdan "evet, kabul ediyorum, onaylıyorum" gibi bir kelime çıkmasın!
Çünkü geri dönüşü yok.
"Kampanyamızla ilgili bildirimler yapmamıza izin veriyor musunuz?" diye soruyorlar, evet derseniz "kampanyayı kabul etti" muamelesi yapıyorlarmış, Fatih Çekirge dostumuzun başına gelmiş.
Hani utanmasalar "küçük bir test yapacağız, Türkiye'nin başkenti Ankara'dır, onaylıyor musunuz?" diye sorarlar, evet derseniz yandınız.
En iyisi hiç ses çıkarmayın, dinleyin, bakalım kaçıncı dakikada pes edecek?
Ben kafa bulmak için hiç konuşmuyor, yalnızca "hrrr, grrr" gibi "sapık sesleri"çıkarıyorum, şaşırıyorlar, korkuyorlar da!
Bir süre sonra bundan bile sıkılacaksınız, en iyisi o telefonu hiç açmamak.
Sizi arayan bu tür numaraları not edin ve o numarayı gördüğünüzde hiç açmayın!
Bir de bayram ve kandil günlerinde yazılı "meşaz" gönderen kasaba politikacıları var, onların da yerli malı haftası ve karpuz festivaline kadar düşecekleri günleri bekliyorum...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Engin Ardıç Arşivi