Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Batı neyi oynuyor?

Batı neyi oynuyor?

Batı ile ilişkilerimiz kötü. Hem Amerika ayağı ile hem Avrupa ayağı ile. Öyle kötü ki, Amerika’nın bizi güneyimizden vuracağından korkuyoruz. Müttefikiz, hani NATO ilişkisi sebebiyle bizim güvenliğimizin onlar için de önemli olması lazım, Batı savunması Türkiye sınırlarından başlıyor ama biz Amerika’nın Suriye politikaları sebebiyle güvenlik endişesi yaşıyoruz.

Öyle kötü ki İngiltere’de AB’den çıkıp çıkmama tartışmalarının ekseninde Türkiye’ye yönelik tepkiler yer alıyor. Kalmak isteyenler - istemeyenler, Türkiye’nin AB’ye girişine ne kadar karşı olduklarına dair kamuoyunu inandırmaya çalışıyorlar.

Öylesine kötü ki, AB’nin merkezinde (AP koridorlarında) Türkiye’nin mücadele ettiği terör örgütünün, Cumhurbaşkanının ifadesiyle “paçavraları” sergileniyor. AB’de istenmediğimizi biliyoruz, terörle mücadeleye ilişkin reform taleplerini Türkiye’nin terörle mücadelesini en azından anlamamak, daha kötüsü, teröre yataklık etmek olarak anlıyoruz.

Neredeyse bütün Batı medyasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik çok ağır bir saldırı dili sergileniyor. Üstelik bu saldırı dozu azalmıyor, artıyor.

Şimdi konuyu bu Batı dünyasının bizim müttefikimiz, stratejik ortağımız, kendisiyle bütünleşmeye çalıştığımız stratejik hedefimiz olduğu bağlamında düşündüğümüzde şu andaki ilişki biçimimizin hiçbir şekilde normal olmadığını söylemek kaçınılmaz bir gerçeklik tespiti oluyor.

Batı’da Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında yazılanların ne kadarı yönetim kadrolarının görüşüdür, tartışılabilir ama söylem boyutunda ilişkilerin ABD’den AB’ye çok sıcak yürümediği de bir gerçek. En azından Cumhurbaşkanımızın Batılı liderlerle ilişkilerde cicim aylarından çok uzak olduğu gözleniyor.

Bu süreçte, içerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan rahatsız olan çevrelerin Batı’daki tepkilerle bir şekilde ortaklık sağlamaya çalıştığı da görülmesi gereken gerçeklerden.

Yani içerdeki bazı odakların, dışardan bir müdahale olsa da, Tayyip Erdoğan’dan kurtulunsa hesaplarında olduğu açık.

Peki Batı’da Türkiye’nin gelecek okuması nasıldır acaba?

Bir ayağın, Türkiye’nin güvenliğine yönelik tehditleri “besleme” yönünde olduğu görülüyor.

Acaba “Madem Tayyip Erdoğan’ı halk oyu nezdinde sınırlayamıyoruz, o zaman Türkiye’yi güvenlik riski içine sokarak hizaya getirmeyi deneyelim” gibi bir hesap mı yapılıyor? Suriye’deki PYD desteklenmesi bunun için mi?

Bizler, Ortadoğu’nun Müslüman halkları, Batı’nın sırf Tayyip Erdoğan’ın yönetim üslubu Batılı standartlara uymuyor diye bir ülkeyi terbiye etmeye kalkmadıklarını biliriz. Hatta kimi zaman demokrasinin rafa kaldırılmasını bile onayladıklarını, üstelik buna “Demokrasiyi korumak” gibi kılıf uyduracak ölçüde zihin alaborası yaşadıklarının örneklerini görmüşüzdür. İşte Mısır örneği. 1992’de Cezayir’de de darbe, islami hareketin iktidara gelmesini önlemek için yapılmış, şimdi nasıl ABD Mısır darbesini desteklemişse, o zaman da Fransa Buteflika darbesine onay vermişti.

Ama bugün Tayyip Erdoğan’ın yönetim üslubu üzerinden müthiş bir saldırı dili oluşturuluyor. Bu nereye kadar gidecek?

Şunu söyleyebiliriz:

- Teröre arka çıkarak Tayyip Erdoğan’ı yıpratmak mümkün değildir. Aksine Türkiye’de teröre karşı öylesine bir duyarlılık var ki, o alandaki saldırılar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halk nezdindeki derinliğini güçlendirir.

- Türkiye güvenliğine yönelik Suriye’dekine benzer komplolar, yine Türkiye’de Batı karşıtlığını beslemekten başka sonuç vermez. Batı bunu istiyorsa, müthiş bir körlüğün içine düşmüş demektir.

- Acaba Batı Türkiye’de Mısır’dakine benzer bir darbeyi düşünür mü? Düşünmez demek kolay değil. Aklını peynir ekmekle yemeyeceğinden de emin olamayız. Ancak tabii ki böyle bir operasyonun neticesinin Mısır’dakine benzer olup olmayacağı ayrı bir konudur.

Son söz olarak, Türkiye kuşkusuz her duruma karşı savunma setleri oluşturmak durumundadır. Batı’ya da Türkiye ile ilişkide aklını başına toplama tavsiyesinde bulunabiliriz.

Türkiye reel politikayı dikkate almalıdır, kuşkusuz.

Ama aynı reel politikanın Batı’ya telkin edilmesi de kaçınılmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi