Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Buruk bir veda

Buruk bir veda

GEÇTİĞİMİZ günlerde vefat eden Muhammet Ali’nin buruk vedası hepimizi derinden üzdü. Bilindiği üzere Muhammet Ali İslami kişiliği ile öne çıkan ve bu konudaki düşüncelerini cesurca ortaya koyan biriydi. O ezilen Müslümanlara karşı desteğini esirgemeyen ve bu konuda her şeyi göze alabilen güçlü bir yüreğe sahipti. Dünya onu sadece spor alanında elde ettiği başarılarıyla değil, yaşamında önemli bir dönüm noktası olan Vietnam çıkışıyla tanıdı. 1964 yılında başlayan ve 1975’de Güney Vietnam’ın işgali ve ABD’nin mağlubiyeti ile sonuçlanan Vietnam savaşına şiddetle karşı çıkmış, askere çağrıldığında “Vietnam bana hiç kötülük yapmadı, ben onlarla neden savaşayım” demiş ve bu ifadeleriyle dikkatleri üzerine çekmişti. Bu olay ülkede büyük bir yankı uyandırmış ve Muhammet Ali savaşmayı ret etmenin bedelini ödemek durumunda kalmıştı. Olayın hemen akabinde, boks lisansı iptal edilmiş, 5 yıl hapsi istenmiş ve dünya şampiyonluğu elinden alınmıştı. Kapitalist zihniyet, ürettiği vahşete karşı çıkan kişi ya da kişileri cezalandırarak yıldırmaya çalışır. Nitekim bu haklı çıkışının ardından Muhammet Ali’nin pasaportu elinden alınmış ve üç yıl resmi olarak boks müsabakalarına katılamamıştı. Vatan haini ilan edilen Muhammet Ali’nin sahip olduğu bütün imkânlara el konmuş, savaş ve işgale karşı çıktığı için cezalandırılmıştı.

Muhammet Ali 1964 yılında 22 yaşında bir gençti. S. Lİston’u yenmiş ve dünya Şampiyonu olmuştu. Yaşadığı bu zafer onun yaşamında bir dönem noktası oldu. Bu dönem, bütün ilkelerini hak ve adalet üzerine kuran İslam’la tanıştı ve Müslüman oldu. O yıllarda halk kendisini destekleyen bir yaklaşımla Vietnam savaşına karşı tavır almaya başlamıştı. Çünkü savaşa giden çocuklar burada ölümle tanışıyor ve geri dönmüyorlardı. Muhammet Ali bu ailelerin cesaret aldığı bir kişi olmuştu. Aynı dönem açtığı mahkemeyi kazanmış boks lisansını geri almıştı. 1978 dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonu oldu ve akabinde boksu bıraktı. Muhammet Ali adalet ve cesareti ile öne çıkan biriydi. Teslimiyet sahibiydi. Bir programda kendisine koruman var mı diye sorulduğunda şöyle demişti: “Bir korumam var. Gözleri olmasa da görebilen, kulakları olmasa da duyabilen, hafızası olmadan her şeyi hatırlayan. Bir şey yaratmak istediğinde ona sadece ‘ol’ deyip yaratan bir varlık. En gizli düşüncelerini bile duyandır o. Tahmin et bu kimdir. O Allah’tır. O Benim korumamdır, o senin korumandır.” Her insan giderken geride, iyi ya da kötü bir iz bırakır. Bizler onun her zaman mazlumdan yana tavır aldığına şahit olduk. Allah kendisinden razı olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi