Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Bir yolcunun hikâyesi

Bir yolcunun hikâyesi

KADIN insanlardan bağını koparmış gibiydi, otobüsün penceresine yaslanmış, dalgın vaziyette duruyor sonra kolundaki saate bakıp telaşlanıyordu. Bir ara başını koltuğa yasladı ve derinden bir ah çekti. Sonra şoföre döndü ve benim saat 11‘de Sarıyer’de olmam gerekiyor, biraz acele edin dedi. Şoför bu yoğun trafikte bunun pek mümkün olamayacağını söylese de kadın ısrarlarını sürdürüyor, ülkemizde yaşamanın zorluklarından şikâyet ediyor, etrafa bakarak kendisine arka çıkacak birini arıyordu. Sonra hemen yanında oturan hanım “saat 11 de biriyle randevunuz mu var diye sordu. Kadın gözlerini boşluğa doğru dikti ve “evet türbeye gidiyorum. Mübarek saat 11’den sonra yapılan duaları kabul etmiyor. O yüzden acele ediyorum” dedi. Kadının bu ifadeleri birkaç kişinin tepkisine yol açmıştı. Orta yaşlarda bir adam “olur mu öyle şey bacım, dua Allah’a yapılır, bir şey isteyeceksen doğrudan ondan isteyeceksin, bu doğru değil” dedi. Kadın tepki ile karşılık verdi. “Olur mu canım öyle şey ben daha önce oğlum için ev istedim mübarek verdi, kızıma varlıklı bir eş istedim onu da verdi. Mübarek ne istersen veriyor ama yeter ki saat 11’de orda ol ve isteklerini ona samimiyetle ilet” Tartışma uzun süre devam etti, kadın elindeki adrese 11’den önce ulaştı. Fakat o indikten sonra da tartışmalar devam etti. Yolculardan kimileri dua Allah’a edilir, bu hurafelere son vermeliyiz diyor, kimileri bu kimselere karşı çıkıyor ve olayı farklı bir boyuta taşıyordu.

Rabbimiz vasıtaları ortadan kaldırıp doğrudan kendisine dua etmemizi ister. O kendisine açılan ellere mutlaka icabet eder, kullarının seslerini işitir, onların gönüllerinden geçenleri de geçmeyenleri de bilir. O halde biz insanlara ne oluyor da türlü türlü sebepler üretiyor ve bu sebeplere ilahlık payesi biçebiliyoruz.

Allah söylediklerimizi de söylemek istediklerimizi de bilir. Müminlere duaların kapılarını sonuna kadar açar. Hangi vakitte olursa olsun, hangi ortamda yaşarsanız yaşayın, renginiz, diliniz, kabileniz, ırkınız ne olursa olsun o sizin dualarınıza icabet eder. O, sadece darda kaldığımızda değil her durumda ve her şartta dua ile kendisine yaklaşmamızı ister. O bizlere şah damarlarımızdan daha yakındır, halimizi gören ve bilendir. Her şey O’nun bilgisi dâhilindedir. Fakat Rabbimiz belli gün ve vakitleri bizlerin duaları için imkân kılmıştır. Bizler bu vakitler iyi değerlendirmeliyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Fatma Tuncer Arşivi