Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Kur’an şifadır (1)

Kur’an şifadır (1)

Günümüz insanı, depresyon, stres ve kaygı bozukluğu gibi ruhsal sorunların pençesinde yaşıyor. Karşılaştığınız iki kişiden biri tükenmişlikten, korku ve endişelerinden bahsediyor. 20 yıl evvel işsiz kalmaktan endişe eden psikologlar bugün mesleklerinin altın çağını yaşıyorlar. İnsanlar küçük meseleleri dahi bir psikolog ya da psikiyatristin desteği olmadan çözüme götüremeyeceklerine inanıyorlar. Fakat ne yapılan destek çalışmaları ne de tedavi süreci yaşanan sorunları ortadan kaldırabiliyor. Peki, sistematik bir tedavi sürecinden geçen kişiler nasıl oluyor da beklenilen sonuca ulaşamıyorlar Bu durum şaşı bakan bir insanın doğruyu görme hevesine kapılması gibi bir şey. Stres ve kaygı çağında yaşadığımızın farkındayız. Fakat maneviyat eksenli bir yol çizmeden ihtiyacımız olan sabır ve dirence ulaşamayız, bu bir gerçek… İnsanın doğasını bilen Rabbimiz dünya ve ahret saadetini sağlayacak ilkeleri Peygamberleri vasıtasıyla bizlere ulaştırmış ve bu ilkelerin korunmasını tavsiye etmiştir. Resulullah insanın huzuru için gerekli olan bu formülleri yaşantısı ile pratize etmiş ve bizlere yön göstermiştir.
Kişinin gündelik yaşamında karşılaştığı güçlükler, kayıplar ve içsel çatışmalar onun ruhsal bütünlüğünü ortadan kaldırır. Tevekkül ve sabırla hareket eden kişi ise bu güçlüklerle başa çıkabilir. Sabır duanın kardeşidir. Dua ise insana güven verir, onu güçlendirir. Manevi direncini elde eden kişi, düştüğü yerden kalkar ve yoluna devam eder. İnsanların gelecekle ilgili korkuları stres ve kaygıya yol açar. Ahirete iman eden kişinin ise gelecek korkusu yoktur. O dünyada da ahrette de Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.
“De ki, “Ey nefislerine karşı aşırı giden kullarım Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü o çok bağışlayan ve çok merhamet edendir” (Zümer 53)
Halini Allah’a arz eden ve O’nun rahmetine sığınan Müslüman hayatına sirayet eden acı ve kayıplara karşı dirençlidir. Allaha teslim olan kişi kendini güvende hisseder. Acının da neşenin de sahibinin O olduğunu bilir. İşleri gerçek sahibine havale eder ve teslimiyet gösterir. Rabbimiz ayetinde şöyle buyurur:
“Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa onu yine ondan başka kaldıracak yoktur ve eğer bir zarar dokundurursa onu yine ondan başka kaldıracak yoktur ve eğer sana bir hayır dilerse onun keremini de geri çevirecek yoktur ve eğer sana bir hayır dilerse onun keremini de geri çevirecek yoktur. Hayrını kullarından dilediğine verir. O bağışlayan merhamet edendir” (Yunus 107)
Acıyı hayatımızdan çıkaramayız fakat acının ahirette bir mükafatının olduğuna inanır ve acıyla barışabiliriz. Eğer bunu başarabilirsek hayatımıza yeni bir sayfa açabiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi