Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Farklı bir model

Farklı bir model

Aktütün Karakolu’na yapılan menfur saldırı ve uğradığımız kayıpları değerlendirirken atıfta bulunduğumuz aktörlerin hepsi yerel. Yani PKK saldırıyor, Kuzey Irak yönetimi bilerek ya da bilmeyerek olaylara kayıtsız kalıyor, terör örgütü alınan tedbirlere rağmen saldırı gerçekleştiriyor.

Olaylara farklı bir açıdan da bakılabilir ve bölgedeki dengelerin bu aktörler tarafından belirlenmesinin mümkün olmadığı, bunların sadece birer taşeron olarak kullanıldığı ve bölgenin geleceğinin büyük güçler tarafından belirleneceği düşünülebilir. Ben hiçbir zaman, PKK da dahil, yerel güçlerin belirleyici olduğunu düşünmedim ve analizlerimi onların politika ve hedeflerini inceleyerek yapmadım. Mesela PKK’nın bağımsız bir Kürt devleti hedefine ulaşamayacağını çünkü bölge halkının çok küçük bir bölümünün desteğini sağladığını, tamamının desteğini alsa bile büyük bir gücün desteği olmadan başarılı olmalarının mümkün olmadığını ve belirleyici olanın büyük güçler olduğunu düşündüm. Ayrıca Irak’ın işgalinden beri Irak’taki Kürt olmayan unsurların büyük kayıplar vermesine rağmen Kürtlerin bunlardan etkilenmediğini, üstelik işgalci güçlerle ortak hareket ettiklerini hesaba katarak ve bölge halkında oluşan düşmanlığı gözönünde tutarak Kürt hareketinin zemin kaybettiğini düşündüm. Yani Kuzey Irak’taki oluşumun ülkemize, hasım olmak bir yana, muhtaç olduğu sonucuna vardım.

Terörle varılmak istenen şey Kürtleri Türkiye’den ayırmak değil Türkiye’deki siyasal gücü belirlemek olabilirdi. Yani eylemlerle bir iktidarın lehine diğerinin aleyhine bir ortam yaratılabilirdi.

Türkiye’nin bölünmesi küreselci güçlerin politikalarına uygundur. Bu ülkemize yönelik düşmanca bir tutum değil oların genel politikalarının bir sonucudur. Ulus devletlerin gücünü kaybetmesi küçülmesiyle mümkündür ve bu amaçla her ülkenin olabildiği kadar ayrışması sağlanır.

Türkiye gibi bölgesel bir gücün zayıflatılması, küreselci politikaların uygulanmadığı bir ortamda, yerine başka bir gücün ikamesiyle mümkün olabilir. Şu anda böyle seçenek görünmemektedir ve ülkemiz için federatif bir modelin bile öngörülmediğini düşünebiliriz. Ancak Türkiye bir güçle, mesela ABD ile ittifak içinde olursa diğerleri onu zayıflatmak isteyebilir. ABD ittifakı dışında bir tercih yapılırsa ABD’nin bölme stratejisi uygulaması söz konusu olabilir.

Önümüzdeki süreçte benim öngörüm şudur: Türkiye, Kuzey Irak’tan gelen saldırılara karşı, burada sınırlı ölçekte bir askeri varlık tutacaktır. Ancak buradaki varlığımızın bölge halkı için bir tehdit oluşturmadığı gösterilecek hatta iktisadi ve kültürel bağlar askeri alana da taşınacaktır. Böylece Kuzey Irak’taki Kürtler çevreden oluşan düşmanlıklar saldırıya dönüştüğü zaman ülkemiz himaye rolü oynayacaktır.

Bu süre içinde Kürtler içinde diğer ülkelerin, özellikle Avrupa’nın, etkisi bertaraf edilmeye çalışılacaktır.

Can kaybı yürek yakıcıdır. Ancak büyük resmi görmeyip gerekli politikalar oluşturmamak daha fazla can kaybına ve yürek yangınına neden olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi