Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Güç boyutu İman boyutu

Güç boyutu İman boyutu

Dün sabah Erkam Radyo’da kahvaltıda sohbet ediyoruz. Kahvaltılarımız dostların katılımı ile bir gündem muhasebesine dönüşüyor.

Tayyip Bey’in “Seferberlik çağrısı” üzerine de konuşuluyor. Senai Bey (Demirci) hepsi de çok önemli olan isimleri art arda sıraladıktan sonra şöyle bir soru sordu:

- 15 Temmuz gecesi bu isimler insanları meydana, direnişe çağırsaydı insanlar sokağa çıkar mıydı?

Soruyu sorarken bunun cevabının herkes için aynı olduğunun farkındaydı.

6 Aralık tarihli yazımın başlığı“Ayağına taş değmesin” şeklindeydi. Tayyip Erdoğan için söylemiştim bunu. O yazı şöyle bitiyordu:

“Bir ortamda Tayyip Bey’e “Siz sizden öte bir anlam taşıyorsunuz” demiştim. O inançtayım. Bu bir güzelleme değil. Öyle şeyler yapmam. Bazen insan kendisini aşan bir misyonla yüklenir. Bir tarihi yürüyüşe tekabül eder. Tayyip Bey odur. Ayağına taş değmesin! Coğrafyanın canı yanar.”

Bu paragrafta yer alan “Bu bir güzelleme değil. Öyle şeyler yapmam” cümlelerinin altını bir kere daha çizmek isterim. Tayyip Bey’i kişisel olarak sevmek ayrı, bir emanet olan ve ülke için aklın – yüreğin konuşması gereken sütunlarda değerlendirme yapmak ayrı. Bu sütunlarda bütün birikimimin ülkem ve davam için seferber olduğunu ifade etmem lazım.

O sebeple söylüyorum, bugün Tayyip Erdoğan’ın bu ülke ve coğrafya için taşıdığı misyon, kendisini aşan bir misyondur. Onun için de, o yazıda da, başka yazılarda da korunması gerektiğini, yere kapaklanmasına fırsat verilmemesini, bazen kendisine rağmen korunması gerektiğini yazdım. Elbet Türkiye’nin ve İslam dünyasının kaderi onunla başlayıp onunla bitmiyor, ancak, tarihi kırılma noktalarında bazı simaların özel rol ile donatıldığı da bir gerçektir.

Son toplantıda bizzat söyledikleri de bu çerçevede: “Kesinlikle bu saldırılar bizim şahsımıza yönelik değil, ortada daha büyük bir oyun var. Saldırıya uğrayan bizim şahsımızda somutlaştırdıkları büyük, yeni, özgür Türkiye mücadelesidir.”

Yeni Özgür Türkiye mücadelesi...

Ve bunun “Gönül coğrafyamız”da yaşananlarla birebir ilişkisi.“Üst akıl dediğimiz şey her gün ülkemiz ve coğrafyamıza yönelik yeni şeytani planlarla ortaya çıkıyor.”

Ve bunun, bir tarih muhasebesi içinde anlamı... “Bugün adı konulmamış bir Sevr tehdidi ile karşı karşıyayız. Yaşadığımız dönem en az İstiklal Harbi kadar önemlidir. Kritiktir. Hayati sonuçlar doğuracak ehemmiyetlidir.”

Ve seferberlik.

Ve saldırılar karşısında misliyle mukabele...

Ve şu cümleler: “Şu gerçeğin farkındayız. Bu bir güç savaşıdır. Bu bir güç yarışıdır. Ama bizim insanımız ‘zor oyunu bozar’ der. İstiklal Harbi’nde ve Çanakkale’de millet olarak en büyük güç olan iman ve inançla zoru göstererek oynanan oyunu bozduk.”

Bu son ifadeler, iki şeyi içinde barındırıyor:

Bir: Olan bitenin“Güç savaşı – güç yarışı” olduğunun tespiti. Bunun farkında olunduğunun seslendirilmesi.

İki: Ortaya koyacağımız “Zor”lu duruş.

Bu ifadelerde, benim bir süredir gündemde tuttuğum “Kuvvet muhasebesi” hassasiyetine işaret var.

“Böyle boğuşmalarda gücün öneminin farkındayız, diyor Tayyip Bey ama birileri de, çok güçlü olduklarını, bununla bilek bükeceklerini, boyun eğdireceklerini düşünmesinler. Çanakkale’yi, Milli Mücadeleyi unutmasınlar” demek istiyor. Bu, aynı zamanda milletin yüreğine yönelik br coşku yüklemesi.

Sonuca gelirsek:

İşin bir boyutunun güç savaşı olduğu açık. O zaman sağlıklı bir güç değerlendirmesi kaçınılmaz. Kendi gücümüz, dostlar, düşmanlar, tarafsız kalacak olanlar vs... Gücü artırmanın mümkün olup olmadığı, güç kullanma anının doğru değerlendirilmesi, taarruz kadar savunmanın, gerekirse geri çekilmenin de güç değerlendirmesi içinde yer aldığı... Aynı şekilde savunma pozisyonunda gözükmenin zaaf şeklinde algılanma ve düşman saldırısının daha da yoğunlaşması riski... Ve işin güç boyutu ile iman boyunun nerede başlayıp nerede bittiğinin doğru değerlendirilmesi.

Çetin bir dönem çetin bir sorumluluk. Allah yardımcımız olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi