Orhan Karataş

Orhan Karataş

Bu ülkenin hali ne böyle?

Bu ülkenin hali ne böyle?

Beşiktaş ve Kayseri'de patlayan bombaların sesi kulağımızda çınlarken, anaların feryadı yüreğimizi, kahramanların acısı ciğerimizi dağlarken, bir kaos haberi de Ankara'dan geldi. Rusya Büyükelçisi hem de bir çevik kuvvet polisi tarafından son derece vahim bir suikasta uğradı ve hayatını kaybetti. Görünüşte çok kolay, çok kaba bir suikast gibi duruyor. Ancak, zamanlaması, etkileri, faili ve sonuçları itibariyle son derece planlı olduğu anlaşılıyor.

RUSYA'NIN BÖLGEDEKİ ROLÜ

          Rusya ile ilişkilerimiz son derece hassas bir dönemden geçiyor. Uçak düşürme olayından sonra büyük gerginlikler yaşandı ve bunun bedelini her iki ülke de ödemek zorunda kaldı. Hükümetimiz daha sonra bunun telafisi için çok uğraştı ve bir şekilde orta yol bulundu. Kabul edelim ki, Rusya bölgemizin en etkili ülkesi. Sahip olduğu imkanlarla sadece bölgede değil dünyada da bir denge unsuru. Ortadoğu'nun perişan hali dikkate alındığında Rusya'nın içinde olmadığı, onaylamadığı veya ikna edilmediği bir planın hayata geçirilmesi neredeyse imkansız.Nitekim, Esad bugün hala direniyor, hatta yeniden güç ve imkan kazanıyorsa bu Rusya sayesindedir. Bütün bunlara bağlı olarak bütün hesaplar karışıyor ve yeni ve kısa süre öncesinden çok farklı bir tablo ortaya çıkıyor.

ÖNEMLİ OLAN KARŞILIKLI MENFAAT

           Rusya ile gerginlik çıkarmak, inatlaşmak ve ipleri koparmak yerine orta yol aramak çok daha akılcı bir siyasettir. Önemli olan kendi menfaatlerimizi önde tutmak ve Rusya'ya ile ilişkilerimizi bunun üzerinden kurgulayabilmektir. Rusya kendi menfaatleri söz konusu olduğunda ne komşuluk, ne dostluk, ne de işbirliği dinliyor. Gözümüzün içine baka baka gelip sınırımızın dibinde Türkmen katliamı yaptığı gibi, bugün de Halep'te aynı tavrını sürdürüyor. AKP hükümeti daha öncesinde karşılıklı menfaat konusunda başaralı olamadığı gibi, hep kaybeden tarafta kaldık. Neyse ki, şimdi biraz tecrübe edinmiş görünüyor ve ayağı yere basıyor. Halep dramının bir nebze de olsa hafifletilmesi ve bir ateşkes sağlanması bu sayede gerçekleşmiştir. Kat edilmesi gereken daha çok yol var. Bütün bunların yanında Rusya'nın çok önemli bir ekonomik ve ticari partner olduğu da ayrı bir gerçektir. İlişkilerin aksaması bu alanda da ağır kayıplar doğuruyor ve bunun acı sonuçlarını da yine biz katlanmak zorunda kaldık ve hala da devam ediyor.

BİRİLERİ RAHATSIZ OLUYOR

Türkiye ve Rusya'nın yakınlaşması bölge dengelerinde yeni bir durum ortaya çıkarırken, bazılarını da çok rahatsız ediyor. ABD'nin bu gelişmelerden hiç hoşnut olmadığı bütün dünyanın şahit olduğu bir gerçektir. Ancak, birileri rahatsız oluyor diye, kendi çıkarlarımızdan vazgeçecek değiliz. Kaldı ki, yaşadığımız terörün bir ucunun ABD'ye dayandığı da ayrı bir ve hazin bir gerçektir. PYD'nin açık ve aleni şekilde desteklenmesi, her türlü yardımın yapılıp silah verilmesinin sonucu Beşiktaş'ta ve Kayseri'de patlayan bombalardır. İran'ın da ABD-Rusya tepişmesini ganimet sayarak ve Türkiye'nin önceliklerini dikkate almadan tamamen kendi çıkarları doğrultusunda mevzi kazandığını ibretle takip ediyoruz.

ETKİYE AÇIK HALDEYİZ

Rusya Büyükelçisi işte tam bu dönemde suikasta uğradı. Mesajı gayet açık. Rusya ile Türkiye'nin yeniden gerilmesini ve karşı karşıya gelmesi isteniyor. İçerde kahpe terör saldırılarıyla angaje tutulurken, dışarıda da kıpırdayamaz hale getirilmesi için planlar yapılıyor ve uygulamaya sokuluyor. Bütün bunları söylerken, aynı zamanda Türkiye'nin de nasıl her türlü etkiye açık hale geldiğini yine içimiz sızlayarak görmek ve kabul etmek zorunda kalıyoruz. Türkiye üzerinde oyunlar oynanıyor, ama ne acıdır ki, ülkemizi yönetenler de akıl almaz yanlışlarıyla, yanılgılarıyla, dünya ve bölge gerçeklerinden kopuk siyasetleriyle bu oyunların mesafe almasının zeminini hazırlamışlardır. Bu ülke 14 yıldır iyi yönetilseydi, yayılanlar doğru olsaydı, her halde bu kadar kolay savrulmaz, bu kadar ihanete uğramaz, bu kadar bedel ödemezdik. Aksini söyleyenler, "eğer iyi şeyler yaptıysanız, bu ülkenin hali nedir böyle?" sorusuna da cevap vermek zorundadırlar.

İBRETLİK DURUM

Büyükelçiye suikast yapan polisin FETÖ bağlantılarının ortaya çıkması bizi şaşırtmıyor. FETÖ tıpkı PKK veya IŞİD gibi bir terör örgütüdür. Her terör örgütü gibi fırsat kolluyor, kalleşlik yapıyor ve Türkiye'yi zor durumda bırakıp, bir kargaşa çıkarmak için uğraşıyor. Tuhaf olan bunların hala sonuç alabilmesidir. Bu kadar imkana, bu kadar sıkı takibe rağmen, hala devlet içinde nasıl kalabildikleri ve kim bilir daha neler yapabilecekleridir. FETÖ bankalarının önünden geçenler tek tek tespit edilip toplanırken, bağlantıları daha önce bilinen, hatta bu yüzden soruşturma geçirmiş bir polis memurunun Ankara'da ve terörle mücadelede en önemli görevleri üstlenen çevik kuvvet biriminin içinde nasıl göre yapabildiğinin cevabını kimse veremiyor? Sayın Bahçeli'nin yaptığı açıklamada belirtildiği gibi gerçekten de ibretlik bir durum var ortada. Bunları hala kollayan, koruyan ve gerektiğinde de harekete geçirenler kimlerdir?

OLAYI AYDINLATMAK ŞART

Bıçak kemiğe dayanmakla kalmamış, artık delip geçmiştir. Bu şekilde devam edemeyiz. Hamasi nutuklarla kaybedecek zaman kalmamıştır. Hükümete büyük görev düşüyor. Bu olay bütün yönleriyle ve en kısa zamanda aydınlatılmalı ve bir daha benzer şeylerin tekrarlanmaması için ivedi tedbir alınmalıdır. Nitekim,  daha önceki benzer olayları soruşturmak, suçluları ortaya çıkarmak ve cezalandırmak konusunda çok da başarılı olunduğu söylenemez. Söylenecek çok şey var, ama yine yutkunuyor ve Rusya'nın neden özel ekip gönderme ihtiyacı hissettiğini dahi sorgulamıyoruz. Bu ülke bizim ve gidecek başka yerimiz yok. Söz konusu ülke olunca gerisini teferruat sayıyoruz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan Karataş Arşivi